Aslında bugünkü yazımın konusu son yazdığım Büyükşehir Belediyesi'ndeki olaylarla ilgili yazıya gelen yoğun tepkilerle ilgili idi. Ancak gündemdeki yerini kaybetmek üzere olan başka bir konuyu ele almanın gerekliliğine inandığım için bugün yine Büyükşehir Belediyesi'nin farklı bir uygulamasını değerlendirmek üzere başka bir konuyu ele alacağım.
Diğer konumuz olan Büyükşehir Belediyesi'ndeki enteresan uygulamalara ise önümüzdeki günlerde kaldığımız yerden aynen devam edeceğiz. Hatta daha farklı konuları da gündemimize alarak yaşananları biraz daha geniş ve detaylı olarak kamuoyunun dikkatine sunacağız. Bizim her attığımız adımı takip eden ve ettirenler bakalım bu yazdıklarımızla ilgili ne yapacaklar. ATV'de yayınlanan Tatar Ramazan dizisinde olduğu gibi adaletleri sadece Tatar Ramazan'a zulmetmekten yana mı olacak? Yoksa tarafsız olduklarını bu topluma gösterecekler mi? Bunu önümüzdeki günlerde hep beraber göreceğiz.
Gelelim bugünkü konumuza; Malumunuz her insanın bir dünya görüşü, inancı, kültürü vardır. Buna hepimiz saygı duymak zorundayız. Her siyasi parti içersinde farklı dünya görüşleri olan insanlar olduğu da muhakkak. Fikir partileri bu kategorinin dışında kalsa da bu partiler belli dünya görüşlerindeki insanlardan oluştuğundan dünya görüşleri ile taban tabana zıt idealleri olan insanların buralarda olmaları mümkün değildir.
Örneğin Saadet Partili Rotaryan bulmanız mümkün değildir. Bu partinin kuruluş felsefesi bu görüşlere tamamen zıt olduğundan bu anlamda inançları olan insanların Saadet Partisi'nde olmalarına ihtimal verilemez. Kitle partilerinde ise her türlü inanca sahip insanlar bulmanız mümkündür. AK Parti de bir kitle partisi olduğundan seçmen tabanında her kesimden insan bulmak hatta inançsız insanları dahi AK Parti'ye oy verebilme ihtimallerini düşünmek olasıdır. Başbakan'ın geldiği nokta, yaşam biçimi göz önüne alındığında AK Parti'nin üst düzeyinde Rotaryan yöneticilerin olmadığını da rahatlıkla görebiliriz.
Geçenlerde Rotaryanlarla ilgili yazdığım bir köşe yazısı nedeniyle sevgili Hakan Doruk ağabey ziyaretime geldi ve serzenişte bulundu. Avukat Hakan Doruk sevdiğim, değer verdiğim bir insandır. Onun gibi Rotaryanlar içerisinde bir sürü dostum var. Bu benim Rotaryanlarla ilgili düşüncelerimde bir değişiklik olacağı anlamını taşımaz. 1905 yılında Paul Percy Harris isimli bir Amerikalı tarafından kurulan Rotary Vakfı'nın elbette güzel çalışmaları da vardır. Buna asla itirazım olamaz. Benim inancım, dünya görüşüm bir Amerikalı Gayri Müslim tarafından kurulan Vakfa veya derneğe hizmet etmeme engel teşkil eder. Edison insanlığa en büyük hizmeti yaparak ampülü bulmuştur ama Allah'a iman etmemiş ise cennete girmesi mümkün müdür? Bir hayır Allah için yapılmıyor ise onun ahrette yapanına en ufak bir yararı olmayacağı muhakkaktır. Olaya itikadi ve inanç noktasından bakıldığında böyle bir kuruluşta görev almanın manevi bir anlamı da yoktur. Materyalist düşüncenin gereği dünyada güzel işler yapmış olmak adına bu işlerin içersine giren insanlara da bir şey diyecek halimiz yok. Bu detayı verme nedenim sevgili ağabeyim Hakan Doruk'un serzenişlerine inancım adına cevap vermekti.
Gelelim şu otobüs mevzusuna; Bir sivil toplum örgütü Mısır'da yaşanan olayları protesto etmek ve direnen Müslüman kardeşlerimize destek vermek üzere Ankara'ya gitmek için Büyükşehir Belediyesi'nden otobüs talep ediyor ancak Büyükşehir Belediyesi bu talebe olumsuz cevap veriyor ve otobüs vermiyor. Bunun üzerine bazı basın yayın organları konuyu haber yaparak Belediyenin bu tutumunu eleştiriyorlar. Büyükşehir Belediyesi benim orada görev yaptığım dönemde Rotary kulüplerinden gelen otobüs taleplerinin tamamına olumlu cevap vermekle kalmayıp, zaman zaman yapılacak gezide yeme, içme masraflarını dahi üstlenmekteydi. Hatta o dönemlerde ben encümen kararlarını imzalarken şart koşuyordum. Neyi şart koşuyordun derseniz, İslami Vakıfların da bu türdeki talepleri geldiğinde olumlu cevap verilecek ise bu karara imza koyarım diyerek tepki koyuyordum. Şu anda encümende bulunan arkadaşlarımızın da bu tür davranmalarını beklemekteyim. Burada rahatsızlık duyduğum konu AK Parti iktidarının Suriye ve Mısır konusundaki politikaları açıkça ortada olmasına rağmen hatta Başbakan her konuşmasında Zalim Esed, Zalim Sisi demekten çekinmez iken AK Partili Büyükşehir Belediye Başkanı'nın böyle bir davranışta bulunması sadece ve sadece inandığı değerlerle ilgili tavrı olarak yorumlanabilir. Ben bunun dışında bir izahat bulamıyorum. Siz bulabiliyorsanız söyleyin. Rotaryanlar çok basit organizasyonlar için Büyükşehir Belediyesi'nin otobüsünü her istediklerinde alabiliyorlar ama sıra Müslümanlara gelince alamıyorlarsa buradaki sorunu birileri kökünden çözmeli. Umarım mesaj alınmıştır. Klaın sağlıcakla