“O zaten ünlü ve mimli”!…

Hamit Seven

“O” mu?!..

O zaten “mimli”

*

Bir zamanlar yurdun dört bir yanına köşe bucak kaçarak “sefil hayatlar” sürdürdüğü sıralarda, elinden tutup “özel” “makam-mevki” verdiği “akraba büyüğünü” bile  gözünü kırpmadan sırtından hançerlemekten “imtina” etmediği ve etmeyeceği için o benim gözümde zaten “damgalı”!...

*

Elinden tutulup getirildiği yerde sırf kendi amaçları uğruna ticari ortaklık içinde olduğu “bir vefasızı” allayıp pullayarak pazarladığı ve “o vefasızla”  birlikte etraflarındaki “tarantulacı”, “taklacılarla” ahbaplık yaparak “akraba büyüğünün” ve vatandaşın sürekli başına bela getirdiği için, o benim gözümde zaten “düşman başına” “bir hayırsız”!...

*

Geçmiş zamanda, yurtdışındaki “gariban” gurbetçi hemşerilerinden “hizmet” bahanesiyle “para ve bilumum malzeme toplayıp” daha sonra “paraların ve malzemelerin” “akıbeti” noktasında “vatandaşın kafasındaki sorular” o günden bugüne hala “cevap bulamadığı” için o benim gözümde zaten “şaibeli”!...

*

Eş-dost akraba ve umum çevresinde “köprüden geçene kadar” “mavi boncuk dağıttığı” ademoğlunu “ortakçı” ve “yaltakçı” bir takım mahallelerin “işgüzar” “sorumluları” aracılığı ile “ikametlerini” önceden gösterdiği seçim bölgesine arabalarla taşıyarak, demokratik yarışı “anti-demokratik” yarışa çevirip “hileli” galibiyetlere imza attığı için, o benim gözümde zaten “mükerrer oy hırsızı”!..

*

“Çamurlu sularda” “kemirerek” yaşayan, ara sıra sokma boyunlu kafasını sudan çıkararak “havayı koklayan”, tehlike “sezdiği” anda tekrar suyun “diplerine” kaçan, “Yağmur olsa kimsenin tarlasına yağmayacağı.. Güneş olsa kimsenin başına doğmayacağı” için, o benim gözümde zaten bir “su kunduzu"dur!”…

*

Tanıdığım günden bu yana da bu “özelliklerinden” bir “arpa boyu” “değişmemiş”, beni “yanıltmamıştır”!...

*

"Onu" herkes biliyor!...

"O" da kendini “gayet” iyi biliyor!..  

*

“Onun” için!..

O yüzden, “muhatap almaya, alınmaya bile değmez”!...

Ama bu demek değildir ki, oldukları “yer”, “babalarının çiftliğidir”!...

*

“Diyeceğim”; süreleri içinde “hizmet etmek” ve “hizmet yapmakla” “mükellef” oldukları “cefakâr vatandaşı”, asla “sırtına binilecek eşek”, “yolunacak kaz” olarak görmesinler!... 

*

"O" ve "onun" gibiler bilsin!...

Nefes alıp verdiklerinden emin oldukları gibi, emin olsunlar ki, “gözlerimiz üzerlerinde!”…

Çıkardıkları küçük bir “dumanda” “ateşe verip yakması bizden”!...

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.