Türkiye istatistik Kurumu (TÜİK), 2010 yılı Türkiye Sağlık Araştırması sonuçlarını açıkladı.
Türkiye'de ilk defa 2008 yılında gerçekleştirilen Türkiye Sağlık Araştırması'nın ikincisi 2010 yılı Mayıs ayında Türkiye genelinde uygulandı. Araştırma sağlık alanında hem ulusal hem de uluslar arası düzeyde birçok göstergenin elde edilebilmesine imkan tanıması açısından önem taşıyor. Yapılan araştırma ile bebek, çocuk ve yetişkinlere ait idari kayıtlar yöntemiyle ulaşılamayan birçok gösterge hesaplanabiliyor.
En sık görülen hastalıklar ishal, bulaşıcı hastalıklar, kansızlık
Araştırmaya göre, alan uygulamasından önceki son 6 ay içinde, 0-6 yaş grubundaki çocuklarda yüzde 31,6 ile üst solunum yolu enfeksiyonu en yaygın görülen hastalık oldu. En sık görülen hastalıklar yüzde 25,5 ile ishal, yüzde 9,6 ile bulaşıcı hastalıklar, yüzde 9,4 ile kansızlık (demir eksikliği anemisi vb.) ve yüzde 7,8 ile ağız ve diş sağlığı sorunları olurken, Türkiye geneline bakıldığında hastalık görülen erkeklerin oranı, kadınların oranından daha yüksek çıktı.
Araştırmanın alan uygulamasından önceki son 6 ay içinde; 7-14 yaş grubundaki çocuklarda ise yüzde 23,9 ile ağız ve diş sağlığı sorunları ilk sırada yer aldı. Bunu, yüzde 14,2 ile enfeksiyöz hastalıklar, yüzde 13,3 ile göz ile ilgili sorunlar, yüzde 5,6 ile cilt hastalıkları ve yüzde 4,7 ile beslenme ile ilişkili hastalıklar takip etti.
Oranlara kent-kır ayrımında bakıldığında kırsal yerlerdeki cilt hastalıkları oranının kentsel yerlerden daha yüksek olduğu gözlendi. Kırda ve kentte cilt hastalıkları problemi yaşayan kadınların oranı erkeklerin oranından yüksek çıktı.
15 yaş üstü
Araştırmaya göre, 15 ve daha yukarı yaştaki bireylerin yüzde 16,4'ü bel bölgesi kas iskelet sistem problemleri yaşadığını bildirdi. Bu gruptaki bireylerden kronik hastalık/sağlık sorunu yaşadıklarını belirtenlerin verdikleri yanıtlara bakıldığında en yüksek ilk 5 hastalık grubunu sırasıyla; bel bölgesi kas iskelet sistem problemleri (yüzde 16,4), hipertansiyon (yüzde 13,2), romatizmal eklem hastalığı (yüzde 10,9), mide ülseri (yüzde 9,6) ve kireçlenme (osteoartrit, artroz, dejenefatif eklem hastalığı) (yüzde 8,4) oluşturdu.
Türkiye genelinde kas ve iskelet sistemi problemleri oranlarına bakıldığında kadınlardaki oranların erkeklerden yüksek olduğu gözlendi. Kent ve kır ayrımında ise her bir hastalık grubunda hem erkeklerde hem de kadınlarda kırdaki oranlar kentteki oranlardan yüksek çıktı.
Obezite tehlikesi
15 ve daha yukarı yaştakilerin yüzde 47,6'sı tansiyon ölçümünü yaşamları süresince en az bir kez yaptırdığını belirtirken, yaşamları süresince kolesterol ve kan şekeri ölçümlerini en az bir kez yaptıranların oranı sırasıyla; yüzde 28,5 ve yüzde 30,2 oldu. Kolesterol ve kan şekeri ölçümünde kentsel yerlerde yaşayan bireylerin ölçüm yaptırma oranı daha yüksek çıkarken, tansiyon ölçümünde ise kırsal yerlerde yaşayan bireylerin ölçüm yaptırma oranının yüksek olduğu gözlendi. Cinsiyet ayrımına göre ise kentsel ve kırsal kesimde yaşayan kadınların ölçüm yaptırma oranlarının erkeklerden yüksek olduğu ortaya çıktı.
Araştırmaya göre, 15 ve daha yukarı yaştaki nüfusun yüzde 16,9'u obez ve yüzde 33'ü fazla kilolu.
Erkeklerde fazla kilolu veya obez olanların oranı yüzde 50,5 iken kadınlarda bu oran yüzde 49,4 oldu. Kentsel ve kırsal alanlarda yaşayan kadınlarda obez oranı hemen hemen eşit gözükmekle birlikte, her iki yerleşim yerinde de erkeklerin obez oranından yüksek çıktı. Fazla kilo grubunda ise erkeklerin oranı (yüzde 37,3) kadınların oranından (yüzde 28,4) daha yüksek olarak belirlendi.