Öfke beşeri bir duygudur. İnsan fıtratında öfkelenme duygusu vardır. Öfkeye hakim olmak esastır. Öfkenin kontrol altında tutulması gerekmektedir. Kontrol edilemeyen öfkenin sonuçları facialara yol açmaktadır. Kavgalar, cinayetler, aile ve komşuluk ilişkilerinin bozulması çoğu kere kontrolsüz öfke nedeniyledir. Öfkelenen kimsenin öfkesine hakim olup, karşısındakine zarar vermemesi çok önemli bir derecedir. Sabrın hayata yansıyan en güzel örneğidir. Ali İmran suresi 134.ayette, öfkesine hakim olanların Cennetle ödüllendirileceği müjdesi verilmiştir. Peygamberimizden nasihat isteyen bir sahabeye Peygamberimiz; “Öfkelenme/öfkene hakim ol” buyurmuştur.
Kur’an ve Peygamberimizin mesajlarından, öfkeye hakim olunması gerektiğini ve bu davranışın önemli olduğunu öğrenmekteyiz. Öfkeye hakim olmak için Peygamberi tavsiyelere kulak verilmelidir. Euzü Besmele çekmek, abdest almak ve öfke ortamını terk etmek başlıca tedbirlerdendir. Peygamberimiz; “Gerçek pehlivan güreşte rakibinin sırtını yere getiren değil, öfkelendiğinde öfkesini yenip, kendisini kontrol edebilen kimsedir” buyurmuştur. İnsan, hayra da şerre de meyilli bir yapıda yaratılmıştır. Şerlerden uzak kalabilmesi, öfkeye hakim olmasıyla gerçekleşir. Şerlerden uzak kalabilmenin sigortası, öfkeye hakim olmaktır. Peygamberimiz hadîs-i şerîflerinde; “Öfkesini tutanın Allâh Teâlâ ayıbını örter!, Allâh indinde rızâya nâil olabilmek için bir kulun öfke yudumunu yutmasından daha sevaplı bir yudum olmaz!” buyurmaktadır. Öfkelerine hakim olanların müjdelendiği kimselere örnek olabilecek bir davranışı Hz. Ali Efendimizde görmekteyiz. Bir savaş esnasında, kılıcıyla etkisiz hale getirip, yere yatırdığı bir müşrikin, kendisinin yüzüne tükürmesi sonucu, sabretmiş ve onu öldürmemiştir. Neden böyle yaptığının sorulması üzerine, “Tam müşrik’i öldürecekken yüzüme tükürdü. Onu önce müşrik olduğu için öldürecektim. Ama yüzüme tükürünce öfkelendim. Eğer öldürseydim öfkemin sonucu bir eylem yapmış olacaktım. Bu nedenle onu öldürmedim. Öfkeme hakim oldum” cevabını vermiştir.
Öfke, bir afettir. Öfkeye hakim olamama, ahlaki eksiklik nedeniyledir. Öfke anında insan doğru düşünemez. Doğru tavır gösteremez. Tutarlı hareket edemez. Normal davranışlarda bulunamaz. Öfkeyle yapılan işler, her zaman pişmanlıkla sonuçlanır. Bu nedenle; “Öfke ile kalkan zararla oturur” denmiştir. Öfkeye hakim olmak, faziletli ve erdemli bir davranıştır. “Öfke baldan tatlıdır” atasözü, öfke halinde ne kadar yanış işlerin yapılacağını anlatması bakımından yetecek güçte bir mesaj niteliği taşımaktadır. Öfkeye hakim olmak; ahlaklı olmanın tezahürüdür. Öfke anında susmak ve tepki göstermemek, sabırlı insanların yapacağı bir davranıştır. Bu da; iman, amel ve ahlakla sağlanır ancak. Zaman zaman, sonu facialarla neticelenen olayların başlangıcında çok küçük sorunların olduğu görülür. Öfkesine hakim olamayıp, pişmanlık duyulacak olayların çıkmasına neden olanların, genellikle dini duyarlılıklarının eksik olduğu fark edilir.
Öfke halinde karar vermemek, tepki göstermemek ve sabırlı davranmak; öfkeye hakim olmaktır. Böylelerinin hayatı huzurlu ve mutlu geçer. Allah onların ayıplarını örter ve onlara yardım eder. Öfke, nefse hâkim olamamanın işaretidir. Nefislerine hâkim olamayanların sonu ise hüsrandır. Müslüman, işlerini öfke ile değil; sabır ve yumuşaklıkla halletmelidir. Öfke, kuvvet değil, zayıflık ve acizliktir.