Dil, insan hayatı için önemlidir, çünkü insani ihtiyaçlarını tek başına karşılayamaz ve mutlak olarak başkalarından yardım alarak çeşitli ihtiyaçlarını giderir. Yiyecek, giyecek, mesken, güvenlik gibi tüm ihtiyaçlarını başkalarıyla dayanışma ve iletişim halinde karşılar. Buradan insanın, başka insanlarla iletişim kurma gerekliliği ortaya çıkar ki işte bu iletişim aracı dildir. Dolayısıyla herhangi bir dili öğrenmek, o dili bilen insanlarla iletişim kurabilmek demektir. O nedenle “bir lisan bir insan” sözü manidardır.
Ancak dil yalnızca bir iletişim aracı değildir. Aynı zamanda bir toplumun kültürünü, inancını, yaşam tarzını, hayat anlayışını ve düşünüş biçimini taşıma aracıdır. Örneğin, Japonca’yı bilmek, Japon kültürünü bilmeyi, bir Japon gibi düşünebilmeyi, Japon yaşam tarzını kavramayı gerektirir.
Daha da ötesi dil, günümüzün modern dünyasında güçlü bir politik araç olarak kullanılmaktadır. Özellikle büyük devletler, kendi dillerini yaymak, başka ülkelerdeki gençleri kendi ülkelerine çekmek, kendi yaşam tarzlarını ve düşünüş biçimlerini öğretmek için yoğun çaba harcamaktadırlar. Bugün görüyoruz ki pek çok ülkede, Fransız kültür merkezleri, Konfiçyüs Enstitüsü adı altında Çin kültür merkezleri, British Council adı altında İngiliz kültür merkezleri ve çok sayıda Amerikan kültür merkezleri bulunmaktadır.
Ayrıca bu ülkelerin pek çok özel okullar, kurslar, eğitim merkezleri açtıklarını görüyoruz. Hatta dil eğitimi ya da üniversite eğitimi adı altında Batılı ülkelere öğrenci taşımak için özel firmalar, ajanslar ve danışmanlık merkezleri kurulduğunu görüyoruz. Birçok üniversitenin daha kaliteli oluyor diye yabancı dille eğitim verdiğini görüyoruz.
Bütün bunlar kuşkusuz masum amaçlar taşımıyor. Büyük devletlerin, kendi dil ve kültürlerini yaymak yoluyla, kendilerine bağımlı, kendilerine hayranlık duyan, kendilerini model alan gençler devşirdiğini görüyoruz. Daha da ötesi, bu gençler günün birinde önemli makamlara ve koltuklara geldiklerinde, onların politikalarına ve projelerine hizmet etmeye başladıklarını görüyoruz.
Dil önemlidir. Öğrendiğiniz dil, size yeni kapılar ve yeni ufuklar açar. Yeni bilgi kaynaklarına ve yeni insan topluluklarına ulaştırır. Amaçsız bir dil öğreniminin kişiye faydası yoktur. O nedenle bir dil öğrenmek istiyorsanız, öncelikle niçin o dili öğrenmek istediğinize karar vermelisiniz. Örneğin, mühendis iseniz ve yeni teknolojileri öğrenmek istiyorsanız, bir dil öğrenebilirsiniz. Doktorsanız, tıptaki yeni gelişmeleri takip etmek için bir dil öğrenebilirsiniz. Fakat hukukçuysanız ve Batı’daki hukuk sistemlerini anlamak için dil öğrenmek istiyorsanız, başınız belada demektir. Çünkü bir Müslümanın, İslam’dan başka bir kaynaktan kanun alması caiz değildir.
Bu kısa girişten sonra Arapçanın önemine gelecek olursak, Arapça’da kuşkusuz herhangi bir dil gibi, Arap halkları ve toplumları ile ilişkiler için bir iletişim aracıdır. Arap üniversitelerinde okumak istiyorsanız, Arap ülkeleriyle ticaret yapmak istiyorsanız, Arap toplumlarını analiz etmek istiyorsanız, Arap kaynaklarına ulaşmak istiyorsanız, Arapça öğrenebilirsiniz. Bu manada Arapçanın başka herhangi bir dilden farkı yoktur.
Fakat Arapçayı gerçek anlamda Arapça yapan Araplar değil, bizatihi İslam’dır. Arapçayı önemli kılan, küresel bir iletişim aracı haline getiren, yalnızca Arap halklarını değil, tüm Müslümanları bütünleştiren bağ hiç şüphesiz İslam’dır.