Allah’a şükürler olsun ki hayatımın hiçbir döneminde kula kulluk etmeyi bir kenara bırakın üç kuruşluk menfaatim için bir Allah kuluna eyvallahım olmadı. Bu nedenle pek çok bedeller ödedim, sıkıntılar çektim ama yine de duruşumdan asla taviz vermedim. Zaman zaman dostlarımdan eleştiriler aldım, neden bu kadar dik durduğumu sorguladıkları zamanlar oldu ama sonunda mutlaka Rabbim beni haklı çıkardı. Kırk yıl önce nerede duruyor idiysem bugün de aynı yerde durmaktayım. O gün ne dediysem bugün de aynı şeyleri diyorum. Zaman zaman acaba hata mı yapıyorum deyip azıcık taviz verince muhataplarımızın gerçek karakterlerini görünce fabrika ayarlarıma döndüm. İnsanların pek çoğu Allah’a ve ahiret gününe inandıklarını söylerler ama maalesef güce, makama ve paraya taparlar. Üç kuruşluk menfaatleri için el etek öperler, yalamalık yaparlar, her türlü taklayı atarlar. Adamın üç kuruş parası varsa ya da makam mevki sahibi birisi ise ondan iyisi yoktur, karakteri, kişiliği, duruşu hiç önemli değil.
Cami, okul, yol, su gibi hayır hasenat işleri hepimiz için saygıdeğer işlerdir. Bu işleri yapan insanlara elbette değer vereceğiz ama şu da bir gerçek ki hayır hasenat işi yapan insanların kazançlarının nereden geldiğine de bakmak zorundayız. Hayır, hasenat helal parayla olur, haram parayla hayır hasenat olmaz. Devletin şifresini kırıp olmayan malı varmış gibi devlete satıp okul, cami vb hayır hasenat yapmak kolay iş ama helal parayla o tür hayır hasenat işlerini yapmak zordur. Neden zordur derseniz; bu ülkede para kazanmak öyle çok kolay bir iş değil, alın teri ile hangi işi yaparsanız yapın kazanacağınız miktar bellidir. Öyle milyonları kazanmak kolay bir iş değildir. Ya arkanızı devlete dayayıp iş yapacaksınız ya da olmayan malı varmış gibi satacaksınız, başka türlü bu kadar yüklü paraları bulmak mümkün değildir. Fakir fukara, garip gureba kaçak elektrik kullansa soluğu mahkemede alır, bizim Cibran Nevzat hoca garibim iki kere mühürü kırdı diye cezaevinde yatıyor. Adam perişan oldu, bir seneden fazla bir zamandır yatıyor, ne kadar daha yatacağı da belli değil. Ama olmayan milyonlarca liralık elektriği varmış gibi devlete satanlar şehrin en itibarlı iş adamları. Sorarım size bu Allah’a reva mı? Bir de fıkıhtan kelamdan tefsirden dem vurur bu insanlar, yazık günah değil mi?
Peki, bu olup bitenleri haber yapmayanlara veya efendim böyle bir şey duyuldu ama binlerce insanın çalıştığı bu kurumları kollamak lazım diyenlere ne demeli? Suya yapılan üç kuruşluk zammı her Allah’ın günü dilinden düşürmeyenlerin iki yüz on milyon liralık olmayan elektriği devlete satmış gibi parasını alanlarla ilgili en ufak bir kelam etmemeleri ne kadar dürüst, ne kadar ilkeli ve ne kadar cesur gazeteci olduklarının delili değil de nedir? Azıcık devletini milletini düşünen bir insan böyle büyük bir olayı görmezlikten nasıl gelir anlamış değilim. İki yüz on milyon lirayla kaç tane fabrika kurulur, kaç kişiye iş aş, istihdam sağlanır bunları görmezlikten nasıl gelirler anlamış değilim. İnsan bu kadar taraflı, bu kadar menfaatperest nasıl olur anlamış değilim. Konuşmaya gelince mangalda kül bırakmayan, şehrin menfaatlerini düşündüklerini söyleyen insanların dut yemiş bülbüle dönmelerine akıl fikir erdirmek ne mümkün.
Kul hakkından bahsedenler bu olayın yetmiş milyon insanın hakkına girmek olduğunu unutmasınlar. Tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan bir olaydır bu olay, öyle geçiştirilecek bir olay değil. Ama ben bu güne kadar devletin kasasına el değdirip iki yakası bir araya gelenini görmedim. Nice anlı şanlı insanlar vardı, bugün hiçbir tanesi yok, hepsi yok olup gitti. Ben kimsenin yok olup gitmesini istemem ama rahatlıkla bilerek ve kasten bu devletin, bu milletin parasını yok edenleri Allah da yok etsin derim. Bu işler öyle fıkıh, tefsir, akaid, kelam dersleri okumakla olmuyor. Okuduklarının gereğini yapmakla oluyor. Millete hava atarak, nefsinizi mankurtlaştırarak insanlara yukarıdan aşağı bakarsanız gün gelir Allah gerçek yüzünüzü ortaya çıkarır, kimseye de diyecek bir şey bulmazsınız. Umarım bu olay herkese ders olur da aklını başına alır. Bizim kullandığımız kuyu suyunu dahi gündem yapıp şikâyet edenlerin geçmişte bazı böyyük iş adamlarının fabrikalarında yanlışlıkla (!) kullandıkları kaçak suyu da görmelerini isterdim. Allah herkesin gönlüne göre versin diyerek sözlerime son veriyorum, kalın sağlıcakla.