Okul Hayatı’nın Başında Öğrencilere İlk Taktikler – 1

Ahmet Yıldız

Bir hafta sonra okullar açılacak. Okulun ilk günlerinde öğrencilerde içten bir sevinç olur ancak okulun ilk günlerinden sonra bu sevincin yerini kaygı, stres ve öğrencilere ait birtakım düşünceler alır.

 

Tam anlamıyla bir bilgi toplumu olma özelliğini kazanamadığımız için ve uzun dönemli stratejiler belirleme alışkanlığımızın ve sabrımız olmadığı için okul hayatında verilen önerileri pek önemsemeyiz. Çoğunluklada zaten bu bilgiler, okul hayatının başında uzmanlar tarafından siz öğrencilere verilmez veya verilemez. Genellikle toplum olarak son dakika harekete geçme özelliğine sahibizdir. Bu nereden mi anlaşılıyor? Tabi ki ÖSS sınavına iki hafta kala tüm gazetelerin, dergilerin verdiği ders “çalışma teknikleri”, “ÖSS sınav stratejileri” eklerinden (ÖSS sınavında izlenecek yol ve yöntemlerin bu dönemde verilmesi doğru olabilir). Gazetelerin tiraj artırmak için bunları verdiğini düşünürsek, toplum olarak son dakikalarda harekete geçme özelliğine sahip olduğumuzu anlamamız hiçte zor olmasa gerek. Peki, bu ders çalışma ve okul hayatındaki başarıyı artırmak için verilen son taktikler ne kadar işinize yarayabilir? Bu uzun bir bayrak maratonu koşusu sırasında bitişe çok aza bir mesafe kala unuttuğunuz bayrağı almak için geri dönmeye benzer. Tek bir farkla bayrak yarışında bir yarışı kaybedersiniz, okul hayatında ise bir seneyi kaybedebilirisiniz.

 

Bu nedenlerden dolayı okul hayatına yeni başlandığı ve okulun ilk günlerinin verdiği rehavetin azaldığı bu günlerde siz öğrenciler “ilk taktikler” verme gereği duydum.

 

1. Neden okul hayatında başarılı olmanız gerektiğini düşünün. Eğer okul hayatında başarılı olma nedenlerinizi belirleyemezseniz, ders çalışmak, ders dinlemek, okumak, yazmak hatta okula gitmek bile size sıkıcı ve anlamsız gelebilir. Okul hayatından zevk alamadığınız taktirde başarılı olmanız söz konusu değildir. Bu akşam kendinize söz verin. Ve “neden” bu sene okul hayatında başarılı olmanız gerektiğini belirleyip bir kağıda yazarak somutlaştırın. Daha sonra bu kağıdı her zaman görebileceğiniz bir yere asın.

 

2. Ders nasıl çalışır? Ders çalışma stratejisini biliyor musunuz ? Öğrenmeyi öğrenmek nedir? Bu soruları kendinize sorup, cevaplar aradınız mı ? Öğrencilerin bir çoğu bu soruların cevabını merak etmiştir. Ancak bu sorulara cevaplara aramaya cesaret edememiştir. Bu belki de bildikten sonra sorumluluk almaktan korkmalarından kaynaklanıyordur. Ancak bu soruların cevabını bilmek okul hayatında çok önemli bir yere sahiptir. Örneğin, bir arabayı sürmeyi öğrenmeden, arabayı hareket ettirebilirsiniz. Ancak büyük bir ihtimalle kaldırımda duran çöp tenekelerine çarparsınız. İşte okul hayatının başında nasıl öğreneceğinizi öğrenmelisiniz ki, sene sonunda babanıza çarpmayasınız : )) daha da önemlisi hayat okulunun giriş kapısına çarparak yaralı bir şekilde bu kapıdan içeri girmeyesiniz. Eğer yanınızdan hayat okulda birileri hızla geçiyorsa bunlar “öğrenmeyi öğrenmiş” kişilerdir. Çünkü öğrenme süreci sadece okul hayatında değil, hayat okulunda da önemli bir yere sahiptir.

 

3. Her önemli işin başı plandır. Büyük şirketler ve hayata imzasını atmış insanlar belirledikleri hedeflere ulaşmak için kısa vadeli ve uzun vadeli stratejiler belirleyip yine bunlara ulaşmak için kısa vadeli ve uzun vadeli planlar yaparlar ve de yapmıştırlar. Okul hayatında da başarılı olmak isteyen öğrencilerde sene başında günlük, haftalık, aylık ve yıllık ders çalışma planı ve ana hedefe ulaşma stratejisi belirlemelidir. Uygulayabildiğiniz plan ve ulaştığınız ara hedefler sizi okul hayatında o kadar motive edecektir ki bu güç karşısında sizde şaşırıp kalacaksınız.

 

4. Sınıfta dersi dinlerken, evde ders çalışırken yoldan geçen arabaların korna sesi, simitçinin bağırma sesi, dışarıdaki çocukların gol çığlıkları, sizin o anda yapmış olduğunuz faaliyeti olumsuz yönde etkiliyorsa yani konsantrasyonunuzu bozuyorsa önünüzde sadece üç seçenek vardır: (1). Kulağınıza pamuk tıkmak sıcak havada pencerenizi kapamak böylece dersi dinlememek ve odadaki havasızlıktan dolayı yoğun baş ağrısıyla savaşmak. (2). Dışarı çıkıp bu sesi çıkaranlar ile kavga etmek. (3). Konsantrasyon gücünüzü ve yeteneğinizi artırmak. Bunlardan seçebileceğiniz en doğru yol üçüncü yoldur. “böyle bir şey olamaz” diyenleri duyar gibiyim. Bu oldukça yanlış bir kanıdır. Çünkü insan beyninin muhteşem gücünden birisi tek bir noktaya odaklanabilmesidir. Örneğin sinemada bir film seyrederken, filmdeki aksiyon sahnelerine yoğunlaşmışsanız, arkadakilerin mısır cipsi yerken çıkardıkları garip sesleri, öndekilerin koltuklarıyla yaptıkları amansız savaşı fark etmesiniz bile. Neden ? Çünkü dikkatinizi, konsantrasyonunuzu tek bir noktaya, filme odaklamıştınız. Bu nedenle konsantrasyon gücünüzü artırıcı egzersizleri öğrenip, bunları mutlak uygulayarak beyninizi tek bir noktaya odaklamayı öğrenin.

 

Diğer taktikler Perşembe günkü yazımızda… Sakın kaçırmayın…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.