Adamın biri yorum yazmış...
"Yazdıklarından hiç bir şey anlamadım" diyor...
Anlasa dişimi kırardım zaten...
Ama haklı...
Hürrriyet Gazetesi'nde çalışırken bize belletilen temel bir kural vardı...
"Hürriyet Gazetesi'ni profesör de vatandaş Rıza'da işçi Memet de Fadime hala da okuyor... Yazılarınızı herkesin anlayacağı dilden yazacaksınız derlerdi...
Doğru...
Ama yine de bu kadar zorlanmazdık...
İnsanlar hayattan bu kadar kopuk değildi çünkü...
Fadime halalara laf anlatmakta güçlük çekiyoruz!..
***
O zaman şöyle anlatayım sevgili Şirin...
Bu yurdun insanları, yani sen, ben, biz, siz, onlar...
Yani, tribünleri dolduranlar...
Ya bilgiyi takip edecek ve aydınlanacağız...
Böylece çağdaş muasır medeniyetler seviyesine ulaşacağız...
Ya da öküzlere tapmaya devam edeceğiz...
***
Duymuşsundur belki...
Tibet diye bir memleket var...
Asya'da...
Tibet'te insanlar öküzlere tapar...
"Zalimin zulmü varsa
Sevenin Allah'ı var" deriz ya...
Orda zalimin gene zulmü var...
Ama sevenin Allah'ı (haşa) bildiğimiz öküz!..
Bu yüzden gündelik yaşam da öküzlere göre belirlenir...
***
Mesela arabayla gidiyorsunuz...
Yolda yatan bir öküz gördünüz...
Durup öküzün kalkmasını beklersiniz...
Artık, öküz kalkana kadar oyalanın arabanın içinde...
***
Sevgili Şirin...
Sen anla diye böyle anlatıyorum...
Bu ülkenin yoluna yatan öküzlerin kalkmasını beklerken iki çift laf edelim diye söylüyorum bunları...
Sen üstüne alınma emi!..
***
Farzet ki, öküz bizim arabanın yoluna yatmış...
Biz de arabanın içinde sohbet ediyoruz...
Öküz kalkana kadar yapacak başka bir şey yok...
Birbirimizi belleyecek ya da kaşıyacak değiliz!..
Senin arabadan inip öküze, "Hoşt leyn, kal bakalım yoldan" diyecek halin de yok!..
Durum onu gösteriyor!..
Hem, zaten inancına da ters...
Çarpılırsın çünkü!..
Ee! Bu durumda mecburen öküzün keyfini bekleyeceğiz...
Siz öküzlere tapmaya devam ettiğiniz, öküzleri el üstünde tuttuğunuz sürece de öküzler böyle yolumuza yatmaya devam edecekler
***
Yine anlamadıysan...
Şöyle diyeyim...
Sen nasıl istiyorsan öyle yönetilirsin...
***
Her gün askerlerimiz şehit düşüyor diye de boşuna zırlama...
Onları ölüme gönderen de aslında sensin...
Yoksulluğun, açlığın, sefaletin de...
İşsizliğin de...
Eşitsizliğin de...
Çünkü öküzleri başımıza bela eden sensin!..
***
Nazım Hikmet bir şiirinde "Dünyanın en tuhaf mahlüku" der senin için...
Ve şöyle devam eder:
Akrep gibisin kardeşim,
korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
Serçe gibisin kardeşim,
serçenin telaşı içindesin.
Midye gibisin kardeşim,
midye gibi kapalı, rahat.
Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
Bir değil,
beş değil,
yüz milyonlarlasın maalesef.
Koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
hani şu derya içre olup
deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
Ve bu dünyada, bu zulüm
senin sayende.
Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
demeğe de dilim varmıyor ama
kabahatin çoğu senin, canım kardeşim!
***
Nazım Hikmet Ran 1947 yılında yazmış bunu
2010 yılındayız
Aradaki tarihi hesaplayın
Kaç arpa boyu yol aldığımızı görürsünüz!..
***
Bu ülkenin insanları aynada kendilerini görmekten hep korkmuşlardır maalesef...
Bu yüzden de Nazım Hikmet'i pek sevmezler...
Kendini derin uykusundan uyandırmaya çalışan herkesi düşman bellemiştir bu millet...
***
Almanların güzel bir ata sözü var...
Derler ki:
***
Uyuyanları uyandırmanın alemi yok!
Yok ama...
Nereye kadar sürecek bu kış uykusu!...
Dünya almış başını gidiyor...
Üretenler her geçen gün pastadan paylarını arttırırken..
Bizde asgari ücret açlık sınırının bile altında...
İşsizlik yüzde 25'lere dayanmış...
Millet aç, açıkta, sefalet içinde geziyor...
Babalar çocuklarına harçlık veremiyorlar...
Başları yerde...
Ama ilginç bir şekilde hala...
"Hayatı zenginlere göre şekillendireceğiz" diyen partilere oy veriyorlar...
***
Aç tavuk kendini darı ambarında görürmüş...
Kendilerini zengin filan zannediyorlar herhalde...
Ya da zenginlerin partisine oy verince, zengin olacaklarını düşünüyorlar...
***
Adam oğluna gemi alıyor...
Amerika'da okutuyor...
Sen, sabah okula giderken çocuğunun cebine harçlık koyamıyorsun be kazma!..
Nasıl bakıyorsun evladının yüzüne...
Akşam eve elin boş giderken utanmıyor musun?
Sorgulamıyor musun bunun nedenini?..
***
Akşama kadar vatan için lokanta taşladın...
Çiftlikte sosyalistlere cırladın...
Hak arayan TEKEL işçilerine,
"Daha ne istiyonuz lan, dünyanın parasını alıyonuz...
Size verilenin yarısına millet takla atıyor" diye tafra yaptın...
Şehit cenazesine gidip ağladın, "kahrolsun bilmem ne" diye bağırdın!..
Maça gittin böğürdün...
Ee! Ne oldu! Ne kazandın?
***
Kimsenin vatanı elinden aldığı filan yok...
Kimsenin bölmeye de niyeti yok...
Ekmek mi len bu?
Ama seni böyle korkutup köpek gibi süründürüyorlar...
Otur, sakinleş.. Başını ellerinin arasına al...
Düşün biraz... Öküzü düşün!..
Trene bakmaktan vazgeç!..
***
El ele verip kaldıralım mı öküzü yoldan?...
Ülkenin önünü açalım mı?
Yoksa öküze tapmaya devam mı
Karar ver!..