OLDUKÇA LEZZETLİ VE DAİMA TÜKETMELİ

Derya Koç

Elma, Malus cinsine ait bir meyve ağacı türüdür ve dünya genelinde yaygın olarak yetiştirilir. Tarihte elma, Batı Asya ve Orta Asya bölgelerine özgü bir meyve olarak kabul edilir.
Elmanın ilk kez ne zaman yetiştirildiği tam olarak bilinmemektedir ancak elma, antik çağlardan beri yetiştirilmektedir. Bazı arkeolojik kanıtlar, elmanın M.Ö. 6500 yıllarından önce Orta Asya'da yetiştirildiğini göstermektedir. Ayrıca, elma, eski Mısır, Yunan ve Roma uygarlıklarında da önemli bir meyve olarak kullanılmıştır.
Genellikle "mucize yiyecek" olarak adlandırılan elma, bir kişinin yiyebileceği en sağlıklı yiyeceklerden biri olduğu için doktoru gerçekten uzak tutabilir. Bu yuvarlak ve sulu meyveler, lif ve C vitamini açısından yüksektir ve ayrıca kalorileri düşüktür, yalnızca eser miktarda sodyum içerir ve yağ veya kolesterol içermez.
Meyve ve sebzeler açısından zengin bir diyetin insan sağlığını iyileştirebileceğine ve kronik hastalıklara karşı koruyabileceğine dair artık önemli bilimsel kanıtlar vardır. Bununla birlikte, elmalar en sık tüketilen meyveler arasındadır ve zengin bir polifenol ve lif kaynağıdır. Besin içerikleri nedeniyle elmalar dengeli beslenmenin sağlıklı bir bileşenidir.
Bir orta boy elma, tok kalmanıza yardımcı olabilir, bu nedenle elmaların kilo vermeye yardımcı olması şaşırtıcı değil. Journal of the American College of Nutrition'da 2018 yılında yapılan bir inceleme, elma tüketimi ile kilo kaybı arasında birçok ilişki olduğunu gösteriyor.
Elmalardaki bileşikler ayrıca sağlıklı bağırsak bakterilerinin beslenmesine yardımcı olur ve potansiyel olarak obezite ile ilgili bazı problemlerin riskini azaltır. Elmadaki prebiyotiklerin iyi bağırsak bakterilerini beslediği gösterilmiştir. Örneğin, Tarım'da yayınlanan bir 2021 laboratuvar çalışması, elma kabuklarındaki bileşenlerin (muz ve mango kabuklarının yanı sıra) prebiyotik görevi görüp görmediğini inceledi. Sonuçlar, bu kabukların hepsinin, onlar için yiyecek sağlayarak belirli yararlı bağırsak bakteri türlerini artırdığını göstermektedir.
Elmadaki lifler, sindirimi yavaşlatarak kişinin yemekten sonra daha fazla tatmin hissetmesine yardımcı olabilir. Araştırmacılar, 24 yıl boyunca 133.468 erkek ve kadından oluşan üç büyük prospektif kohortu takip ettikten sonra, özellikle elma ve armut gibi düşük glisemik yüke sahip lif açısından zengin meyvelerin daha fazla alımının zaman içinde en az kilo alımıyla ilişkili olduğunu buldular. Düşük glisemik yüklü gıdaları yemek, kan şekerinde daha az ve daha küçük ani artışlar sağlayabilir, bu da daha sonra açlığı azaltabilir ve aşırı yemeyi önleyebilir.
Birden fazla çalışma, elmanın pek çok yönden sağlığınız için iyi olduğunu gösteriyor. Critical Reviews in Food Science and Nutrition'da yayınlanan 2020 tarihli büyük bir incelemede, araştırmacılar elma tüketimi ve kardiyovasküler hastalık (KVH) riskini inceleyen 16 çalışmayı taradılar. Tam elma tüketiminin kardiyovasküler hastalık, iskemik kalp hastalığı, inme, ciddi abdominal aort kalsifikasyonu ve herhangi bir nedenle ölüm riskinin azalmasıyla ilişkili olduğunu buldular.
Spesifik olarak, bu araştırmacılar, tam elma tüketiminin toplam kolesterolü, LDL kolesterolü ("kötü" kolesterol), sistolik kan basıncını, nabız basıncını ve plazma inflamatuar sitokinlerini azalttığını buldu.
Nutrients'ta yayınlanan 2018 tarihli bir çalışmada , altı yıl boyunca 2.000 kişiyi takip eden İsveçli araştırmacılar, Nordic Prudent Dietary Pattern (NPDP) adlı bir diyete bağlı kalanların daha yağlı, işlenmiş gıdalar yiyen insanlardan daha iyi bilişsel işleve sahip olduğunu buldular.  
Alzheimer's Research and Therapy'de 2022 yılında yapılan bir çalışmada , her ikisi de taze meyve ve sebze yemeyi vurgulayan Akdeniz diyeti ile DASH diyetinin bir karışımı olan MIND diyetini uygulayan yaşlı yetişkinlerin bunama gelişme riski daha düşüktü. Uzmanlar, daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu, ancak sonuçların umut verici göründüğünü belirtiyor.
The American Journal of Clinical Nutrition'da yayınlanan 2020 araştırması, elma, çay ve çilek gibi gıdalardaki bileşenlere daha spesifik olarak bakıldığında, yüksek düzeyde antioksidan benzeri bileşenler içeren gıdaları düşük düzeyde tüketen kişilerin daha yüksek Alzheimer hastalığı (AD) ve Alzheimer oranlarına sahip olduğunu buldu. Hastalık ve ilgili demanslar (ADRD), spesifik olarak elma, armut ve çayda bulunan flavonoid polimerler adı verilen bileşenlerin düşük alımı, ADRD geliştirme riskinin iki katı ile ilişkilendirildi. Alzheimer hastalığı için de benzer sonuçlar bulundu.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.