OLMADI BAŞKAN OLMADI

Adnan Bahadır

Geçtiğimiz Pazar günü eşimle birlikte Pazar alış verişi görmek üzere pazara gittik, Pazar yerinde dolaşırken bir de ne göreyim önde bir Belediye Başkanı yanında eşi arkasında iki koruması Pazar yerinde alış veriş yapıyorlar, aldıkları malzemeleri personel makam arabasına taşıyor. Yaklaşık dört yıl Büyükşehir Belediyesinde Başkan vekilliği yaptım bir kez olsun bu tür bir şeye tevessül etmedim. Belediye Başkanının yaptığını görünce çıkardım cebimden makinemi çektim resimlerini. Aslında resim tam manşetlik bir resim ancak seçimlere çok kısa bir süre kala böyle bir haber yapmanın Başkana çok büyük zarar vereceğini düşünerek haber yapmadım. Ama çok tuhafıma gitti, Pazar günü bir Belediye Başkanı resmi makam arabası ile yanında iki koruması pazarda alış veriş yapıyor, aldığı malzemeleri korumaları makam arabasına taşıyor. Sorarım size o korumaların parasını, o makam aracının yakıtını kim ödüyor? Bu durum ciddi anlamda beni üzdü ancak bugünkü asıl konumuz bu değil.

Gelelim konumuza dün sanık sıfatı ile son davamıza girdik, kalan davalarımız müşteki pozisyonunda olduğumuz davalar, yaklaşık dört yüz civarında davamız oldu hak etmediğimiz halde aldığımız tazminat cezalarını saymaz isek iki dosyadan yedişer ay ceza aldık, onun dışında hapis cezası almadık ancak onların birisi tamamen haksızca verilen bir ceza olduğunu düşünmekteyim, zira yaptığımız haber belgeye dayalı en ufak bir hakaret olmamasına rağmen eleştiri sınırı aşıldı denilerek ceza verildi. Üst mahkemeden bozulacağı kanaatindeyim, çünkü üst mahkemeler bu konuda daha tarafsız olduğunu düşünmekteyim. Zaten bu bağlamda bazı davalar bizim lehimize bozulmuş durumda. Dün girdiğimiz dava akşama kadar devam etti, ben dört saate yakın ifade verdim, mahkeme heyetinin önüne gelmiş bir dava yapacakları tek şey yargılamak ancak dosyanın içeriğine bakıldığında tamamen gazetecilik mesleği ile ilgili yaptığımız haberler ve bu haberlerle ilgili yaptığımız telefon görüşmelerinden oluşan dosyalardan oluşmakta. Geçtiğimiz Kasım ayında gazetemize yönelik yapılan operasyonla ilgili ilk duruşmaydı. Hazırlanan iddianamenin neden hazırlandığı konusu ile ilgili daha önce çok yazılar yazdığım için bu detaya girmek istemiyorum ancak içeriği ile ilgili bilgiler vermem gerektiğini düşündüğümden bazı detayları verme gereği duydum.

Sabah saat 9.45 te başlayan mahkemede saat 13.30 a kadar aralıksız olarak sadece ben ifade verdim, daha önce Emniyet Müdürlüğünde on saat, nöbetçi mahkemede üç saat ifade verdiğim için iddianameye hiç bakma gereği duymaksızın ifade verdim. Ortada sekiz eylemden bahsedilerek hazırlanan bir iddianame var, sekiz eyleme gelince Tokatlıoğlu İnşaat, Romatem, Ondokuzmayıs Üniversitesi, Çalık Yedaş, Ladik Kaymakamlığı, Görkem İnşaat ve Lovolet alış veriş merkezi ile ilgili yaptığımız haberlerle ilgili. Aslında daha önce Basın Mahkemelerinde bu konuların bir çoğu ile ilgili davalar görülmüş, bitmiş olmasına rağmen yeniden ortada bir çete varmış ve aldığımız reklamları şantaj yaparak almışız iddiasıyla hesap verdik.Buradaki Mahkemelere hesap vermek çok kolay asıl önemlisi Mahkemei Kübrada verecek olduğumuz hesap olduğundan her şeyi tüm çıplaklığı ile ortaya koyarak anlattım. Dördüncü yargı paketi olarak bilinen 6459 sayılı ifade özgürlüğü yasasında bu suçlar tamamen ortadan kaldırılmış durumda, kanunun 11. Maddesinde bir suçun çete olabilmesini silahlı örgüt şartına bağlamış, bu madde gereğince dava normalde 220. Madde hükmüne girme şansı yok. Ayrıca düşünce suçlarının oluşmasında şiddet ve cebir şartı getirildiğinden konunun bu çerçevede değerlendirilmesi gerekmekte ancak her şeye rağmen hesap vermek çok güzel bir şey olduğunu düşündüğümden çok detaylı olarak anlatma gereği duydum. Bizim verilmeyecek en ufak bir hesabımız olmadığı gibi hak etmediğimiz bir şeyi almak gibi haramla da asla işimiz olmaz.

İşin daha garip tarafı nedir bilir misiniz? Adamlar çeklerini ödememişler, bizde bu konuyla ilgili onlarla telefon görüşmeleri yapmışız, haberler yapmışız, buna rağmen ısrarla çeklerini ödemekten imtina etmişler, şimdi o adamlar şikayetçi biz ise sanık pozisyonundayız nasıl ama.. Yemede yanında yat değil mi? Mahkeme heyetine dedim ki son çıkan çek yasasında Parlamento bir şeyi unutmuş, alacağı olanlar veya çekleri ödenmeyenler alacaklarını tahsil cihetine gitmeleri halinde anında hapse atılırlar ifadesi de yazılması gerekirdi dedim. Bir de bir ilçe Başkanı bir bayanla birlikte aracında iken resmi çekilmiş , bana gelmişti o haberi yapmadığım için çok pişmanım kekse yapsaydım dedim. Bunun dışında verdiğimiz ifadeler yaptığımız işlerin açıklamalarından ibaret. Savunmama başlarken dedim ki Cumhuriyet tarihinde belki de ilk kez böyle bir mahkeme görülüyor, zira basın yoluyla çete kurma iddiası ne kadar enteresan ve ne kadar düşündürücü olduğunu anlatmaya gerek var mı? Bir enteresan durum da bizimle ilgili Cumhuriyet savcısının koyduğu delillerin tamamı aleyhimizde olan deliller, oysa ki Cumhuriyet savcıları sanıkların hem lehlerinde, hem de aleyhlerinde olan delilleri iddianameye koymak zorundadırlar. Yaptığımız telefon görüşmelerinin sadece bir kısmı alınarak dosyaya girmiş, bir kısmı ise hiç ortada yok. Bu detayı verme nedenim mahkemeden yakınmak veya birilerini suçlamak değil, sadece bizleri sürekli takip eden okurlarımıza malumat vermek için yazdık. Yüce Rabbimden niyazım Mahkemei kübrada hesap vermeyi nasip eylemesidir. Kalın sağlıcakla

Not: Her ne kadar hiçbir sıkıntılı günümüzde bizlere geçmiş olsun deme zahmetinde dahi bulunmasa da biz bize düşen görevi yapmamız gerektiğini düşündüğümüzden evladını trafik kazasında kaybeden meslektaşımıza baş sağlığı diler, ailesine sabır temenni ederiz.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.