Ne çocukluğumuzda ne gençliğimizde, Belediyelerin verdiği toplu iftarlar yoktu. Hele iftar çadırları hiç duymamıştık.
Bildiğim kadarıyla iftar çadırını ilk defa, 1990 yıllarında Refah Partili Üsküdar Belediye başkanı kurmuştu…
Yüzlerce kişinin iftar ettiği bu çadırlar o dönemde de çok tartışılmıştı.
Tartışmanın temel konusu iki şekilde idi.
Belediyelerin böyle bir organizasyonunun laikliğe aykırı olup olmadığı,
Dini anlamda helal olup olmadığı idi.
Böyle iftarların maliyetinin, hayırsever işadamlarından karşılandığı ( sponse edildiği), belediye bütçesinden çıkmadığı açıklamalarıyla dini inançta haram olmadığı bil’akis helal olduğu, iftarı veren işadamlarının sevap kazanacakları da söylenince mesele çözülmüştü.
Laikliğe aykırı olup olmaması ise zaten komedi idi. Ciddiye alınacak bir iddia olmadığından söyleyenler bile sonradan iftar çadırı yarışına girdiler.
Hayırsever işadamlarının veya bir miktar fakire iftar vermek isteyip de, evi mekanı uygun olmayan esnafın, belediyelerin organize ettiği bu iftarların sponsoru olmaları güzel bir şeydir. Fakir fukaranın, yolcuların faydalanması ön planda ise helaldir.
Güzel veya helal olmayan bu iftarları verenlerin; karşılığında belediyeden beklentileri olması ve genellikle de beklentilerinin fazlasıyla karşılanması hatta arada bir çok alavere, dalaverenin dönmesidir.
Eğer buna benzer istismarlar varsa; verilen yemekler iftar yemeği değil ahlaksızlığın kutlama yemeğidir ki hiç kimse buna helal diyemez!
Rüşvetin, Zimmetin, ihtikarın, iltizam veya istismarın alet edildiği bir yemeğe İslami bir isim olan İFTAR denmesi de ayrıca dinimizle de alay etmektir!
Günümüzde verilen toplu iftarların bir çoğu maalesef gittikçe amacından sapmaktadır.
Bir diğer istismar konusu ise; “Seccadeni al da gel v.b.” sloganlarıyla, bazı mübarek gecelerde, insanları meydanlara çağırıp, toplu Kur’an tilaveti dinletmek, namaz kıldırmak şovlarıdır…
İbadeti, ibadet olmaktan çıkaran, üç beş siyaset şarlatanının tiyatro gösterisine çeviren böylesi çirkinliklere de dindar insanların alet olmaması lazımdır!
Aslında önceleri iyi niyetlerle başlatılmış olsa da sonradan değişik istismarlara açık hale dönüşebilmektedir.
Ramazan iftarlarının en fazla verildiği, meydanlarda havai fişekli namaz gösterileri yapılan belediyelerin; yolsuzluk ve usulsüzlükte en önde gidenler olabileceğini de düşünmekte fayda var!
Bu tiplerin, islama verdiği zararı hiçbir İslam düşmanı veremez.
Allah ıslah eylesin…