Çelik; "Öyle biri siyaseten yok. Sadece onun bedensel varlığı üzerinden güç mücadelesi veren ve soğuk savaş mantığını üretmeye çalışan ülkeler var. Herkes Esed'in bittiğini biliyor ama kimi muhasebe ve muhaberat defterlerini temize çekmeye çalışıyor, kimi de sonrasında çıkarlarını garanti altına almaya çalışıyor" dedi.
Suriye'de artık her gün yeni bir trajedi yaşanıyor. 300-350'yi bulan ölü sayıları ülkeyi kan gölüne çeviriyor. Türkiye Suriye'de başından bu yana insani çözümün arayışında oldu. Bunun için Esed'i uzun süre ikna etmeye çalıştı. olmadı. Sonraki aşamalarda her girişim akamete uğradı. Bu süreçte Rusya ve Çin, gerek BMGK'nde gerekse buradan bağımsız olarak her platformda Esed'in arkasında durarak katliama ortak oldular. Başbakan Erdoğan hafta başında Rusya'yı ziyaret etti. Görüşmelerde Suriye konusu da gündeme geldi. Peki Suriye'de Türkiye'nin pozisyonu ne oldu, Esed daha ne kadar iktidarda kalacak, uluslararası sistem neden başarısız oldu, müdahale çözüm mü yoksa risk mi? Tüm bu soruları AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik yanıtladı.
Suriye konusunda geldiğimiz nokta nedir, son durum nedir?
Türkiye Suriye'de 6 aşamalı diyebileceğimiz bir yol izledi. Hamas'ın seçimler yoluyla zafer kazanmasından sonra Arap sokaklarına demokrasi dalgasının geleceğini öngördük biz. O nedenle gelecek büyük sarsıntı karşısında kardeş halkların iyiliği için reform yapmaları konusunda pek çok ülkenin cesaretlendirilmesi söz konusu oldu. Başbakanımızın Esed'le başlattığı diyalog bu çerçevededir. Bu ulusal insiyatifimizdi. Başbakanımız, Esed'e halkının sesine kulak vermesini; siyasetin önünü açmasını, siyasi tutukluları serbest bırakmasını, Baas partisinin tekeline son vermesini telkin etti sürekli. Bundan amaç hem Suriye halkının daha demokratik ve saygın bir düzene kavuşması, hem bugünkü ağır bedellerin ortaya çıkmasının engellenmesi, hem de Türkiye'nin bu rejim dolayısıyla karşı karşıya kalacağı muhtemel güvenlik tehditlerinin, demokratikleşme, bölgesel refahın artması ve ekonomik entegrasyon yoluyla kaldırılmasıydı.
ESED BİZE VERDİĞİ HİÇ BİR SÖZÜ TUTMADI
Ama olmadı.
Evet. Esed'in verdiği sözleri tutmaması ve katliama başlaması bu süreci durdurdu. Katliamlar karşısında ikinci aşamaya geçildi ve bölgesel insiyatifimiz başladı. Arap Birliğinin planının desteklenmesidir bu. Suriye bu Arap Birliği girişimini de engelleyince üçüncü aşamaya geçtik, Arap Birliği planının BM'de desteklenmesi yoluyla küresel insiyatif aşamasıdır bu da. Bu Rusya ve Çin tarafından engellenince Suriye'nin dostları grubu girişimiyle dördüncü planı yürürlüğe koydu Hükümetimiz. Dostlar grubundan çok önemli sonuçlar elde edildi. Özellikle İstanbul'da yapılan toplantıda Başbakanımızın yönlendirmesiyle ilk defa Suriye muhalefetinin temel bir kimlik metnine sahip olması ve dünya tarafından tanınması sağlanmış oldu. Arkasından beşinci aşamada Annan Planı'nın desteklenmesi geldi.