Henüz 5 aylıkken geçirdiği ateşli hastalık sonucu zihinsel ve bedensel engelli hale gelen 20 yaşındaki oğlu Mehmet Ali'nin tüm ihtiyaçlarını özveriyle karşılayan Subaz, 8 yıl önce eşini de kaybedince oğlunun hem annesi hem de babası oldu. Fedakar anne, bazı rahatsızlıkları olsa da bir yandan ev işleriyle ilgilenirken diğer yandan da evladının sıkılmaması için onunla oyunlar oynamayı ihmal etmiyor. Türkan Subaz, yaptığı açıklamada, güne saat 06.30-07.00 gibi başladığını ve zamanının engelli oğluyla geçtiğini söyledi. Oğlunun beşinci ve son çocuğu olduğunu, diğerlerinin engeli bulunmadığını anlatan Subaz, evladının engelini kabullenmekte başta güçlük çekse de daha sonra onunla hayata tutunduğunu dile getirdi.
"Onun bir yeri acısa benim de canım acır"
Sabah kalkınca önce oğlunun temizliğini yapıp yemeğini yedirdiğini belirten Subaz, "Sürekli evin içindeyim. Hayatım onunla geçiyor. Bir yere çıkamıyorum, bir şey yapamıyorum. Ağabeyine, 'Baba' diyor, benim içim eriyor. Hiç isyan etmedim ama ben ölürsem ona kim bakacak diye düşünüyorum." ifadelerini kullandı. Yaşadığı olumsuzlukların kendisini yıldırmadığını vurgulayan Subaz, "Evlat bu, ciğer parçası demek. Rabb'ime hep şükrediyorum, hamdolsun diyorum. Ben Mehmet Ali ile yaşıyorum, ablaları, ağabeyi arada ziyaret ediyor. Onun bir yeri acısa benim de canım acır. O benim evladım, ondan hiç utanmadım. Mevlam onu bize bu şekilde vermiş. İlacı, bezi, yetiştirmeye çalışıyorum. Allah kimseyi evladıyla imtihan etmesin." sözlerine yer verdi.