14 Ağustos 2020 tarihli resmi gazetede, OMÜ rektörlüğüne Prof. Dr. Yavuz ÜNAL’ın atandığını öğrendik. 17 Ağustos 2020 tarihinde de, mütevazi bir törenler rektörler arasında devir-teslim yapılarak, yeni rektör Prof. Dr. Yavuz ÜNAL’ın görevine başladığını basından takip ettik. 19 Ağustos 2020 tarihinde, yeni rektör Prof. Dr. Yavuz ÜNAL’ın, YÖK başkanından mazbatasını aldığını basından müşahede ettik.
Böylece; OMÜ’de, yeni rektörle, yeni dönem başlamış oldu. Bu üç günlük zaman içinde, rektör yardımcılarının ve genel sekreterin görevlendirildiğini duyduk. Rektör değişimiyle, mevzuat gereği rektör yardımcılarının da görev sürelerinin bittiğini, yeni rektöre ekibini kurma fırsatı tanındığını biliyoruz. Devam eden süreç içerisinde ne gibi idari tasarrufların olacağını da takip edeceğiz.
OMÜ’de rektörlerin değişmesiyle, bir “Nöbet Değişimi” gerçekleşmiştir. Eski rektör neden dört yıl daha atanmamış, yeni bir rektör tercihine neden gerek duyulmuştur bilemeyiz. Elbette, bu konular üzerinde herkes kendi zaviyesinden bir değerlendirme yapabilir. Ancak, özetle; sayın Cumhurbaşkanımız takdir yetkisini bu doğrultuda kullanmıştır, ortaya çıkan sonuçtan onu görüyoruz.
Bu konuda kişiler üzerinden bir değerlendirme yapmak da doğru değildir. İki dönem rektörlük yapan Prof. Dr. Hüseyin AKAN hocamız da, bir dönem rektörlük yapan Prof. Dr. Sait BİLGİÇ hocamızda, görev süreleri içerisinde takdir yetkilerini en iyi şekilde kullanarak sorumluluklarının gereğini yerine getirmişlerdir. Her iki hocamızı da yakından tanıyorum ve güzel hizmetler yaptıklarına inanıyorum. Yeni rektörümüz Prof. Dr. Yavuz ÜNAL hocamı da yakından tanıyorum, güzel hizmetler yapacağına ve başarılı olacağına inanıyorum.
19 Ağustos 2020 tarihli Denge Gazetesinde yayınlanan köşe yazımızda ve sosyal medya paylaşımlarımızda da, yeni rektörümüz hakkındaki düşünce ve beklentilerimizi belirtmiştik. Hatta, sayın hocamızın geçmiş idari tecrübeleri nedeniyle, OMÜ’de önüne çıkabilecek muhtemel sorunları rahat aşacağı hususunda görüş beyan etmiştik.
Aynı yazımızın bir bölümünde de; “OMÜ’de bir takım sorunların olduğunu, hatta Ferid Bernay döneminden beri devam eden, sonraki rektörler tarafından çözülmemiş bazı sorunların olduğunu duymaktayız. 15 Temmuz hain darbe girişiminin OMÜ’deki aktörlerine ne gibi işlemler yapıldığını bilmiyoruz, ayrıca akçeli işler konusunda sistemin nasıl yürüdüğünden de haberdar değiliz. Personelde liyakat mı, siyaset mi, görüş mü, duruş mu önemlidir, neye göre tercihler yapıldığından da malumat sahibi değiliz.” değerlendirmesinde bulunmuştuk.
Söz konusu değerlendirmemizde, hiçbir rektörümüzü işaret ve ima etmedik. Hüseyin AKAN ve Sait BİLGİÇ hocamızı hiç işaret edemeyiz, çünkü her iki rektörümüzü de yakından tanıyor ve hizmetlerini biliyoruz. Genel bir tarif yaparak, Yavuz ÜNAL hocamızın önüne çıkabilecek muhtemel sorunları aşabilecek tecrübeye sahip olduğunu anlatmak istedik. İdarecilerin toplumda konuşulan en önemli iki başlığı; devletin parasını nasıl yönlendirdikleri ve personel tercihinde nelere dikkat ettikleridir.
Son dört yıldır buna ayrıca Feto yapısıyla alakalı tasarruflar da eklenerek hassasiyet kalemi üçe çıkmıştır. Yeni rektörümüzle ilgili görüşlerimizi paylaşırken, bu üç konuda da yeni rektörümüzün duyarlığının altını çizdik ve toplumuzun kafasındaki sorulara cevap verdik. Büyük ölçüde, Ferit Bernay döneminde başlayan gruplaşmalar ve kutuplaşmaların süreç içerisinde erimekle birlikte devam ettiği duyumlarımızı da paylaşarak, bu konunun da bu süreç içerisinde belli oranda etkisizleşeceği kanaatimizi ifade ettik.
OMÜ’de, nöbet değişimiyle görevi devralan Prof. Dr. Yavuz ÜNAL hocama başarılar, görevi devreden Prof. Dr. Sait BİLGİÇ hocama da bundan sonraki hizmetlerinde hayırlar temenni ederim. Ortaya çıkan tasarrufun; terfi-tenzil, takdir-tasfiye değil, bir nöbet değişimi olduğu kanaatini taşıyorum.