OMܒNÜN SINAV SONUÇLARI HANGİLERİ

Adnan Bahadır

                       

            Yaklaşık bir haftadır şehrin gündemini işgal eden ve yılan hikayesine dönen  SAMULAŞ"a adam alma sınavı yeni bir boyut kazandı. Zorlamalarla, adam kayırmalarla ilan edilen sınavın iptal edilmesi ardından, dün Büyükşehir Belediyesi yapılan sınavın sadece sözlü mülakatının iptal edildiğini, yazılı mülakatın geçerli olduğunu açıklayarak olaya yeni bir boyut kazandırdı. Ondokuz Mayıs Üniversitesi"nde yapılmış olan sınavın sonuçları ile Büyükşehir Belediyesinin ilan ettiği sonuçların aynı olmadığı kanaatindeyim. Nedenine gelince sınavı yapanlarla yapılan görüşmelerde sınav sonuçlarının bilgisayarlara geçmiş olmasına rağmen, belediyenin ilan ettiği sonuçlarla arasında fark olduğu ifade edilmiştir. Buradan anladığım şu ki sınavı yapan komisyon üyelerinin bir kısmı sınava müdahale edilmesine karşı çıkınca ortaya iki farklı sınav sonucu çıktı. Ancak bu farklı sonucu kimse bilmiyor.

            Başladığı günden itibaren şehrin sırtına büyük bir kambur olan Hafif Raylı Sistem"in son ayağı olan personel istihdamı olayı tam bir komediye dönüşmüş durumda. Şayet işin başında sınav yapmaksızın istedikleri elemanı işe almış olsalardı sadece dedi-kodusu olurdu, ancak şimdi durum çok farklı. Normal şartlarda, Anonim Şirket hüviyeti taşıyan Belediyenin yan kuruluşuna adam alırken sınav yapmak zarureti yoktu. Aynı pozisyonda olan Anakent İmar İnşaat aracılığı ile Belediyeye yılda yüzlerce kişi alınmasına rağmen, kimsenin haberi dahi olmuyor, olsa bile yapacağı bir şey yok. Ancak şirkete alacağınız personelle ilgili sınav açıp, Komisyon Başkanlığı"na da Genel Sekreter Yardımcısı"nı koyduğunuz zaman iş değişir. Yapacak olduğunuz sınavda en ufak hata Savcılığı harekete geçirir, çünkü Cumhuriyet Savcılıklarının en önemli görevlerinden birisi de vatandaşa yapılan haksızlığın ve hilenin önüne geçmek olduğundan, burada derhal devreye girip, Üniversitede yapılan sınav sonuçlarını, Üniversiteden istedikten sonra, Belediyenin ilan ettiği liste ile karşılaştırıp, şayet iki liste arasında fark var ise sorumlulardan hesap soracaktır. Bir işi yaparken iyi niyetli olmayıp, alavere, dalavere peşinde koşarsanız Allah iki eliniz ayağınıza dolaştırır.

            Peki şimdi yapmak istedikleri nedir diyecek olur iseniz, kendilerinin ilan ettikleri sonuçlara göre kazananları sözlü mülakata tabi tutup, yine istedikleri adamları işe almanın yollarını aramaktadırlar. Ancak burada unutmamaları gereken husus bu olayın kamuoyuna mal olup, yapacakları en ufak yanlışın yasal karşılığını alacaklarıdır. Bu insanlar o kadar pişkin, o kadar yüzsüz insanlardır ki yaptıkları hatayı telafi cihetine gitmek yerine sınavı kazanan insanlara DENGE Gazetesi"nin ortalığı bulandırdığını, bu yüzden haklarının  yenildiği gibi manyakça bir felsefe ile gündem yapmaya çalışmaktadırlar. Bre gafiller, bre küçük beyinli insanlar, adama sormazlar mı ki arkadaş bu sınavı kazanan Arlı soyadlı insanlardan başka bu işleri yapacak kimse yok mu bu şehirde diye. Bunlar toplumu ahmak, kendilerini uyanık sanan zavallı insanlardır.

            Aslında burada üzerine yüklenilmesi gereken sadece Sefer Arlı değil, onun başında amir olan başta Belediye Başkanı ve Genel Sekreter"dir. O Belediyede Vezir Hazretleri ile Kayıkçıbaşına sorulmadan çivi dahi açkılamayacağını havada uçak sinekler dahi bilir. Arlı aşiretinin bu kadar fazla adam koyma nedeni ise bu insanları seçim sathı meylinde çalıştıracağını düşündüğünden, Vezir Hazretleri bu listeye onay vermiştir, aksi halde Sefer Arlı"yı takmış günahına. Halbuki bilmiyor ki bu dönem onun siyasetteki jübile dönemidir. Zira bu güne kadar toplumu birçok yalanı ile uyutmasını bildi, ancak bu günden sonra toplum onun gerçek kimliğini gördü. Bana sorarsa yapması gereken tek şey İstanbul veya Ankara"da sakin bir semtte daire alıp, orada iskan etmenin yollarını aramaktır. Belediye Başkanlığı koltuğundan ayrıldığı gün ona selam verecek üç tane adam bulabilirse, ben bu şehri terk ederim.

            Kayıkçıbaşına gelince, Onun akıbeti daha da kötü olacağa benziyor, zira görevde olduğunda dahi dost diyebileceği tek bir arkadaşı olmadığına göre, koltuğu bıraktığında yolda yürüyecek hali dahi olacağına inanmam, çünkü onu tanıyıp da değil selam verecek kişi bulması, tanıyanların tamamına yakının yüzüne tüküreceğinden adım gibi eminim. Çünkü devri iktidarında az esnafın canını yakmadı. O insanların ahından ne yapacağını çok merak ediyorum. Bu günlük de bu kadar yeter kalın sağlıcakla.

Not: Yazılı sınavda 200 ve yukarısı puan alanlar, sözlü mülakata çağırılmış, Zeki Arlı ise sadece 2001 puan almıştır. Bilmem anlatabildim mi?   

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.