ÖNCELİK ŞEHRE HİZMET

Adnan Bahadır

Seçim döneminde herkesin aklı fikri seçim çalışmalarında ama Samsunspor’un Süper Lig’e çıkması da fevkalade güzel ve sevindirici bir gelişme. Yıllardır ekonomik sıkıntılar yaşayan Samsunspor bir dönem kayyuma dahi kaldı, bu konuda çok büyük sıkıntılar yaşamış birisi olarak gelinen noktayı çok önemsemekteyim. Süper Lig’e çıkmak çok güzel bir şey ancak ondan da önemlisi Süper Lig’de kalabilmek, orada başarılı olabilmektir. Yüksel Yıldırım başarılı bir iş adamı olmasının yanında iyi bir yönetici olduğunu da kanıtlamış oldu. Sadece para harcamanın da sporda başarılı olmak için yeterli olmadığını göz önüne aldığımızda Başkan Yıldırım’ın tebrik ve takdiri hak ettiği ortada. Umarım bu başarı Süper Lig’de de devam eder. Şehrimizin en önemli sorunlarından biri toplumun şehre aidiyet duygusunun düşük olmasıydı. Samsunspor’un Süper Lig’e çıkması ile birlikte bu sorunu da büyük ölçüde aştığı kanaatindeyim. Şehre aidiyet duygusu çok önemlidir, nereden gelirsek gelelim bu şehirde yaşıyorsak, geçimimizi bu şehirde sağlıyorsak bu şehre ait olduğumuz gerçeğini unutmadan gereğini yapmak zorundayız.

Şehre aidiyet denince akla ilk gelen şeylerden birisi de siyasettir. Siyasetçilerimiz nerede doğarsa doğsunlar bu şehirde siyaset yaptıklarında öncelikleri şehrin sorunları olmak zorundadır. Kaldı ki bu konuda farklı düşünen veya farklı icraat yapan da olduğunu zannetmiyorum. Partilerin vekil listelerine bakıldığında her yerden gelmiş isimler var, bu isimlerin geçmişlerinin şuralı veya buralı olmaları hiç önemli değil, önemli olan bu şehre yapacakları katkılardır. Yapmadıkları takdirde şehrin dinamik güçleri anında gereğini yapar zaten, kaldı ki bu konuda en ufak bir şüphem de yok, herkesin üzerine düşeni severek yapacağı kanaatindeyim. Şehrimizin en önemli sorunları nelerdir derseniz; zaten bunu hepimiz biliyoruz. Başta trafik sorunumuz var ki bunu çözecek olan yerel yöneticilerdir ama şehrin seçilmiş vekilleri de bu konuda sorumluluk sahibidirler. Akıllı Trafik uygulamasından beklenen sonuç alınamadı, daha önceki yazılarımda da defalarca belirttiğim gibi bunun tek çözümü battı çıktı yol ve kavşak uygulamasıdır. Çok değil, dört beş tane battı çıktı yapılsa bu iş rahatlıkla çözülür. Liman Kavşağına bir tane Atakum’a da üç tane yapılsa bu iş çözülürdü. Ekonomik bakımdan yükü ağır olabilir ama şu kamulaştırmalara ödenen paralarla bunların yarısı rahatlıkla yapılırdı ama olmadı.

Otopark sorununa çözüm bulmak için yapılan kamulaştırmalarsa gayet güzel. Gerek Saadet Caddesi’nde gerek Hakkıbey Sokak’ta gerekse Subaşı bölgesinde yapılmakta olan otoparkların şehre nefes aldıracağı kanaatindeyim. Otopark ve trafik sorununun sadece şehrimizin değil ülkemizin en önemli sorunları arasında olduğu da bir gerçek. Otoyollar yapılmamış olsaydı şehirlerarası yollarda da bu sıkıntı olurdu ama otoyollar büyük oranda bitirilince trafikteki yoğunluk azaldı ve insanlar rahat seyahat etme imkânına sahip oldular. Sandıktan ne çıkar onu kestirmek an itibarı ile çok kolay değil. Zira vatandaşın bir kısmı henüz net kararını vermiş durumda değil. Bu itibarla seçimden sonra iş başına gelecek hükümet kim olursa olsun işi kolay değil. Toplum çok rahat bir hayata alışmış durumda, herkes kamuda çalışıp bankamatik memuru olma derdine düşmüş ki haksız da değiller. Esnaflık, ticaret adamlığı o kadar zor ki anlatamam. Çalışanın maaşından SGK’sına, vergisinden kirasına, elektriğinden suyuna giderler o kadar çok ki altından çıkmak her babayiğidin harcı değil.

Tüm bu gelişmeleri göz önüne aldığımızda gerçekten iş başına gelecek iktidarın işi kolay değil, seçim bitip ağır ekonomik yükün altına girecek olanlara Allah kolaylık versin demekten başka diyecek bir şey bulamıyorum. Gerçi bu ağır ekonomik yükün en ciddi tarafı vatandaş olacağından sıkıntıyı hep birlikte çekeceğimiz de bir gerçek. Olayın bir de yaşanan depremle ilgili boyutu var ki bunun altından kalkmak da öyle çok kolay bir iş değil. Ülkenin altıda birinin yaşadığı deprem felaketinin getirdiği yükü henüz hissetmedik, şu seçim bir bitsin de siz ondan sonra oranın yükünü görün. Orada yaşayan kardeşlerimiz de bizim insanımız, elbette bu yükün altına hep birlikte gireceğiz ama olayları tahlil ederken bu gerçekleri de unutmamamız gerektiğini hatırlatarak sözlerime son veriyorum. Allah’a emanet olunuz.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (11)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.