ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERİN ÖNEMLİ KONULARI
131 Günlük Cezaevi günlerinde yazmak isteyip de yazamadığım veya dışarıda yaşanıp da haberdar olamadığım birçok konu var. Bunları sıraya koyduğumuz zaman sanırım içeride kaldığımız süreden daha fazla bir süre, bu konuları işlememiz gerekecek. Zira adamın biri iki gün hastanede yattı dört gün yazdı demek ki bizim de 262 gün cezaevi anılarımızı yazmamız gerekecek. Ama korkmayın bizim sizleri Şu ziyaretimize geldi, bu gelmedi, bu gün şunu yazdık, yarın da falancaları yazacağız, eyvah Şahin Hoca aramıştı onu unuttuk onu da bugün yazalım bari gibi boş ve gereksiz konularla yormaya niyetimiz yok. Yazacağımız her yazının mutlak değeri ve altyapısı olmalı ki onu sizlerle paylaşalım. Aksi halde ne sizlerin, ne de bizlerin hikâye okumaya vakti yok. Ayrıca hikâye okumak isteyenler hikâye kitabı okurlar gazete okumalarına gerek yok.
Peki, neleri gündeme alıp, yazacaksın diyecek olursanız o kadar çok konu var ki hangisinden başlayacağımı ben de bilmiyorum. İsterseniz bu konuların bir kısmını sizlerle paylaşayım da önceliğin hangisinde olması gerektiğine siz karar verin. Çıktıktan sonra kıymetli meslektaşlarımla ilgili bazı ipuçları verdim, ama detaylarına daha sonra ineceğim, öyle ki yaptıkları haberleri sizlere sunduktan sonra, belgeleriyle gerçek haberleri de yazıp nasıl gazetecilik yaptıklarını daha rahat görmenizi sağlayacağım. Önemli konularımızdan biri, ben hapse girmeden önce kendi talepleri ile oturup, konuşup, anlaşıp, işbirliği konusunda el sıkıştığımız bazı meslektaşlarımızın, biz hapse girdikten sonra gidip başkaları ile nasıl anlaştığını ve neden bir araya geldiklerini, yapmak istediklerinin neler olduğu ve yüzleri tutmadığından yanıma gelmeye neden cesaret edemediklerini yazacağım.
Bir diğer konu daha önce Gazi Belediyesi'nde çalışanlara kömür satma şebekesi olarak bilinen gazeteci, Hacı-Garson ve Özel Kalem ekibinin belediye el değiştirdikten sonra neden ayrılıp, ikisi farklı kulvarda, birisi farklı kulvarlarda yola devam ettiklerini ve bu gazeteci, Hacı Garson ikilisinin yanlarına, siyasetçi müsvettesi olan birilerinin ayakçı takımını alarak iş birliği yaptıkları ve üs olarak da şehir kulübünü seçtiklerini yazacağım.
Diğer bir konu ise, Adliye'de olup biten bazı olayların perde arkasını irdeleyeceğim. Bu anlamda hangi adliye mensubunun yakınının Büyükşehir Belediyesi'nde çalıştığı, hangi Adliye mensubunun hatırını kullanarak Büyükşehir Belediyesi'nde kimleri işe yerleştirdiği, Büyükşehir Belediyesi'nin yan kuruluşlarına, adli yargı mensuplarının tavassutu ile kimlerin alındığı, hangi siyasetçinin üst düzey yargı mensubu ile ilişkileri olduğu, evine gittiği, ailece görüştüğü, hatta meşhur A Takımı davasından bir gün önce kimin evine kimin gittiği, bağımsız olduklarına inandıklarımızın nasıl etkilenmeye çalışılıp, neler olabildiği, hatta nitelikli davalarda bizzat savcıların bazı hâkimlerin yanına giderek konuyla ilgili ne tür söylemlerde bulundukları veya onları etkilemeye çalıştıkları, hangi hâkimin önemli bazı dosyalarda karar vermemek için kışın ortasında izin alıp izne ayrıldığı, hangi hâkimlerin verdikleri kararların daha fazla yargıtaydan bozulup, geriye döndüğü, adliyede basılan birilerinin nasıl ört bas edildiği, İktidar mensubu Belediye Başkanı'nın yapmış olduğu uygulamaları eleştiren bir sürü yazar olmasına rağmen sadece bizim resen soruşturmaya neden tabi tutulduğumuz, o soruşturmada asıl soruşturulması gereken Belediye Başkanı olmasına rağmen neden onun değil de başkalarının soruşturulduğu, iktidarın kimler üzerinden basına ambargo uygulamaya kalktığını da yazacağız.
Bir Başka önemli konu İl Genel Meclisi'nde ve Büyükşehir Belediye Meclisleri'nde kurulan Denetim Komisyonları'nın nasıl kurulduğu, kimlerin Denetim Komisyonları'nda neden yer aldığı, kimlerin ise neden o komisyonlara koyulmadığını sizlerle paylaşacağız.
Uzun yıllardır şehir gündemini meşgul eden ve kimsenin bir türlü çözemediği Büyük Otel konusunun arka planında olup, bitenlerini ve otelin tekrar eski kiracısına verilmesinin perde arkasındaki gerçeklerini tüm detayları ile yine bu köşede sizlerle paylaşacağız.
Yine çok önemli konulardan birisi ise, Büyükşehir Belediyesi'nde 2009 yılı yaz döneminde yapılan Sayıştay Denetimi sonucu ortaya çıkan çok önemli bazı gerçeklerin kamuoyundan nasıl saklandığını ve Belediye'nin nasıl sevk ve idare edildiğini gözleriniz önüne sereceğiz. Yukarıda sizlere arz ettiğim konularda, şehrimizde yaşanan bazı önemli olayların siz değeri okurlarımızdan saklanan yönlerini, siz değerli okurlarımıza tüm detayları ile anlattıktan sonra bazılarının canı yanacak ama hiç önemli değil önemli olan doğruların ortaya çıkmasıdır. Bu ülkede ve bu şehirde herkes şunu bilmeli; yanlış yapan kim ama kim olursa olsun mutlak surette hesap vereceği, kullara vermezse hâkimlerin hâkimine vereceği ama artık demokratikleşen ülkemizde askerler gibi yargıçların da, savcıların da, Mülki Erkân'ın da masaya yatırılıp, yaptığı yanlışların toplumla paylaşılacağı bilinmelidir.
Gariban vatandaş yaptığının bedelini ödüyorsa, ağalar, paşalar, kendilerini dokunulmaz sanıp, herkese hesap soranların da sorgulanıp, yargılanacağını artık her şeyin şeffaf olduğu bir ülkede yaşadığımızı herkes bilecek ve ona göre davranacaktır. Artık masa başlarında kadeh kaldırırken insanların kaderleri ile ilgili kararlar verilemeyecek, iki kişinin bildiği her şeyin sır olmadığını herkes bilip, ona göre davranacaktır. Demokrasinin gereği de budur. Kalın sağlıcakla.