Önümüzdeki maçlara bakacaz!..

Korku insani bir duygudur… Korkmayan insan olmaz…

Ama gereksiz korkulara da kapılmayın…

Deniz Baykal yeniden CHP"nin başına dönecekmiş!..

Müthiş bir korku var aslan sosyal demokratlarda…

Niye?

***

CHP, Kılıçdaroğlu"yla iyi bir rüzgar yakaladı…

Bunu değerlendirmek istiyorlar…

“Ya Baykal dönerse” korkusu bu yüzden…

Merak etmeyin dönmez…

Dönmek ister belki… Ama tarihin akışı da geri döndürülmez…

Büyük düşünür Heraklit"in dediği gibi…

“Aynı suda iki kere yıkanılmaz…”

***

Benim derdim CHP değil…

Buna benzer bir olayı Samsun"da yaşıyoruz biz…

19 Mayıs Gazeteciler Cemiyeti, yeni bir sürece girdi…

Gerekli imzalar toplandı… Olağanüstü Genel Kurul"a gidiyoruz...

Bazı arkadaşlarımızın tek derdi var…

“Eski Başkan Necdet Uzun geri döner mi?”

Allah Allah!..  Yani, Baykal gibi!..

Bence, Baykal dönerse, o da döner…

Hem, dönse ne olur? Felaket mi?

***

Tek tek anlatmaktan dilimde tüy bittiği için yazmak zorunda kaldım…

Necdet Uzun, 15 yıldan fazla bu cemiyete, öyle ya da böyle hizmet etmiş bir arkadaşımız…

Zaman zaman çatışsak da gerçekleri inkar etmek mümkün değil…

Sayın Uzun, bu bayrağı onurla taşıdı… Hiçbir gazetecinin başını öne eğdirmedi…

Temsil yeteneğini eleştiren var mı? Yok…

Ve aday olmayacağını açıkladıktan sonra da kendisine genel kurul kararıyla, 19 Mayıs Gazeteciler Cemiyeti Onursal Başkanı sıfatı verildi…

Bu önergenin altında benim de imzam var… Neden attan inip yeniden eşeğe binsin ki?

Kaldı ki… Kendisi de bunu açıkladı zaten…

***

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, geri dönüp Başbakanlık yapar mı? Yapmaz…

Deniz Baykal, sosyal demokratların gönlünde, yıllardır sağlayamadığı bütünlüğü, istifa ederek sağladı… Duruşu da gayet güzel… Niye geri dönsün ki?

Mesela yani!..

***

Benim dilimden düşürmediğim, beylik bir sözüm var…

Genellikle “evlilik” konusunda kullanırım…

Derim ki…

“Önümüzdeki maçlara bakacağız…”

Aynen öyle…

Herkes önüne baksın…

Merak etmeyin…

Arkadan kimse sizi kovalamıyor…

Neyse, konuyu uzatmayalım… Bir bayramı daha geride bıraktık…  Ondan konuşalım…

***

Benim bayramlarım buruk geçer…

Malum, “Bayram” demek… Anne-baba… Eş-dost… Hısım-akraba… Çoluk-çocuk filan demek…

Ben ise Amerikan kovboyları gibi yalnızım…

Tercihim bu… Filleri model alırım…

***

Bizim fıkralardaki Temel de çok farklı değil… Köyde boş boş gezer…

Muhtar da üzülür Temel"e… Bir iş ayarlar…

Köyün hayvanlarını yaylada otlatma işini Temel"e vermek ister…

Temeli sürünün başına götürür…

- “İşte sana iş, bu hayvanları otlatacaksın...”

- “Olmaz…”

- Niye lan!..

- “Çünkü ben tek çalışırım…”

- ..!!??

***  

Yine uzattım konuyu…

Çatalarmut Mahallesi"nde gençlerin bir sıkıntısı var…

Mezra Futbol Sahası gençlerin gözde yeriydi… Ama artık öyle bir yer yok…

Çünkü çim sahanın ortasına beton döktüler…

Yetmedi, ortasına da direk diktiler…

Yani, anlayacağınız, İlkadım Belediyesi, kurban kesim merkezi olarak yeniden düzenledi bu sahayı…

Mahalle sakinleri engel olmak istedi, başaramadı…

Hatta görevlilerle tartıştılar… Çatalarmut Mahallesi Muhtarı Şaban Bacık"a gittiler…

Muhtar, “Valla, benim haberim yok” dedi…

***

Ee!.. Kurbanlar kesildi, bayram bitti…

Ve şu an bu futbol sahası kullanılamaz halde...

Ne olacak şimdi? Ne zaman kullanılır bu saha?

Ancak, bir dahaki kurban bayramında… Kurban kesim yeri olarak yine değerlendirilebilir ancak…

Yazık, günah...

***

Günü kurtarmak için lambur-lumbur iş yapıyoruz. Bizden önce yapılanları da yıkıyoruz…

Samsunspor"a nereden futbolcu yetişecek?..

Kurban ettiğiniz, o yan sahalardan…

Mahalle aralarından…

***

Siz, yıllardır Samsun"da, sokak aralarında top oynayan çocuk gördünüz mü?

Göremezsiniz…

Sadece semt sahalarını değil, mahalle aralarındaki oyun alanlarını bile yok ettiniz…

Eee! Oyun alanlarını yok ederseniz… Olacağı bu…

Oysa Tanju Çolak"lar… O sahalarda yetişiyordu…

***

Samsunsporun içinde bulunduğu içler acısı durum…

Malumunuz…

Bu sıkıntı, bu mantığın eseridir… Övünün!..