Merhaba sevgili okurlar
Bugün 31 Temmuz 2008 gazeteci yazar Duygu Asena'nın ikinci ölüm yıl dönümü çünkü 30 temmuz 2006 tarihin'de kaybetttiğimizi adım gibi hatırlıyorum.
Bence Duygu Asena, Cumhuriyet tarihimiz de kadın yazarların içinde edebiyatımızda devrim yapanların başında gelendir.Nasıl cumhuriyetimizin ilk yıllarında Halide Edip Adıvar, yeni bir görüş yeni bir dil yeni bir sosyal görüşle kadınların yürekli olarak edebiyatımızda çığır açtıysa bu son yıllarda Duygu Asena aynı sosyal görevi yüklenmiştir.Düşünüyorum da Osmanlı Devletinin son yıllarında, köhnemiş düşüncelere karşiı çıkan, hemcinsleri gibi cahilce değilde her olaya sorguylayarak bakan, yeni bir memleket ve yönetim şeklini benimseyip bu uğurda Mustafa Kemal Atatürk'ün yanında bir fiil cephede çalışmalar yapan Halide Edip Adıvar , kim bilir netür engellerle karşılaşmış, azarlanmış, belkide fiziksel olmasa bile sosyal ve ruhsal tepki görmüştür.
Yurdumuzun işgali sonucunda İstanbul'da, meydanlara kadınları toplayıp mitinkler vermiş, memleket ve millet sevgisinin kabarmasını, coşmasını sağlamış hemcislerini düşmana karşı koymaya boyun eğmemeye sürüklemiş davet etmiştir.
Duygu Asena bunu günümüz kadınlarına sosyal ve mutlu alanda yaşatmaya çalışmıştır.
Çünkü herşeyin, yani teknolojinin dünyamızda ve dolayısıyla yurdumuzunda alıp başını gittiği devirde en çok kadınlarımız yaya kalmıştır.
Çünkü cahillik oranı erkeklerimize göre daha fazladır.En cahil erkek bile hem fiziksel özelliği hemde geleneksel yaşam kültürümüz doğrultusunda biraz daha sosyal hayatın içindedir.Çalışma hayatı içinde bulunduğundan az buçuk teknolejiden ve sağladıklarından faydalanabimektedirler.Oysa, kırsal kesimdeki, tarladaki kadınlarımız ve kasabalarad, şehirlerdeki ev hanımı kadınlarımız çok daha az faydalanabilmektedirler. Buna paralel olarakta kanunlardan, kendi hukuksal haklarından, sosyal hayatın güzelliklerinden çoğukez haberdar değildi.
İşte Duygu Asena, yazdıklarıyla, yaptıklarıyla, kadının kendine bakış açısını değiştirmiş, toplumdaki yerlerinin farkına varmalarının adımını atmıştır.
Kadının adı yok, kitabıyla büyük kitlelere ulaşmıştır.Çalışltıkğı gazetelerdeki köşe yazılarıyla büyük ve sosyal hareket sağlamış bu konuda uğraşlar vermiştir.Feminis kadın damgasıyla suçlanmış fakat o aldırmamıştır.Kadınlarımızın sosyal ve piskojik yaralarını köşe yazılarında, filmlerinde ve romanlarında cesur ve özgür bir tavırla işlemiş, incelemiş, toplumumuzdaki yerine parmak basmıştır.
Şimdi çalışma hayatı içinde sanat hayatı içinde başarılı cesur kadınlarımızı izledikce ondan bir iz taşıyor diye düşünüyorum.
Aslında çalışan çalışmayan bütün kadınlarımızın Duygu Asena'nın özgür, ayakları yere basan, cesur, istediği şekilde yaşam sürdürebilen onurlu kadın olabilmenim timsali olduğunu bilmelerini isterdim.Sevgiler perşembeye görüşelim.