Orada bir köy var yakında

Size bu hafta köyümüzden bahsedeceğim.Hayal gücünüzü çok fazla zorlamadan bu köy gözlerinizin önünde ete kemiğe bürünüverecek.
 Bizim köyün küçük adamları köyün en tepesindedirler,tohumları genelde aramızda bulunur;fakat garip bir türdeşlikle en tepelere çıkar,bir daha aşağı inmek bilmezler.
Küçük de olsalar,aşağıdan küçüklükleri belli olmaz;üstelik kendilerini dev aynasında gördükleri için onlar da pek farkında değillerdir küçüklüklerinin.
Meşruiyetlerini köyün insanlarından alsalar,yani seçimle yukarı çıksalar da;kullandıkları merdivenler para,din sömürüsü ve anti vatanseverlikten imal edilir.Bu merdivenler genellikle
ithal olur.
Köy insanlarının ortak dili  "halkça" olsa da,tepedeki küçük insanların kimi Arapça konuşur,saraylarda şerbet içmek hayali kurar kimi öz Türkçe konuşup otağlarda kımız tatmak;fakat
yine de bu dillerin ortak manası  "medeniyet"  makyajı ile sömürgeleşmeyi işaret eder!
Sömürüle sömürüle sömürgeleşen halk,durmaksızın zayıflar,hafifler,milli haysiyeti ezilir büzülür;milli maçlar dışında sesi gür bir yurttaş görünmez sokaklarında bu köyün.
Sesi gür çıkan birkaç kişi ise köyün eski çobanı,yeni imamı ya da her devrin zengin tüccarıdır!
Bu öyle bir köydür ki,günler gelip geçer;yönetim şeklinin önüne türlü sıfatlar gelir;fakat ne küçük adamlar tepeden aşağı düşer ne de yurttaşın kafasına bir şeyler dank eder!
Yani böyle gelir böyle gider...  DEĞİL İŞTE!  Elbet yakında yeni güneşler doğar köyümüze!

NOT:Gözü açık tiyatroseverler için Ankara Maltepe'deki Öteki Tiyatro'nun "Hesap Lütfen"  adlı her kafaya dank ettirebilen oyununu öneriyorum!
Sanat,gerçekleri haykırmaktır!               

İyi haftalar!