Org. Başbuğ'dan çarpıcı açıklamalar

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, İstanbul'da Harp Akademileri Komutanlığı Atatürk Harp Oyunu ve Kültür Merkezi'nde “Yıllık Değerlendirme Konuşması” yaptı.

Başbuğ'un konuşmasında sivil-asker ilişkilerine geniş yer ayırdı ve Anayasa'nın 5'inci Maddesi'ne vurgu yaptı. TSK'nın din karşıtı olarak tanımlanmasına tepki gösteren Genelkurmay Başkanı, silahlı kuvvetler içinde demokrasi ve astların dinlenmesi gereğine işaret ederek 'Genç subaylar meselesi'ne gönderme yaptı.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un konuşmasını, eski Genelkurmay Başkanları'ndan İsmail Hakkı Karadayı, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Yaşar Büyükanıt'ın yanı sıra 1. Ordu Komutanı Orgeneral Ergin Saygun da izliyor.

İŞTE KONUŞMASINDAN SATIRBAŞLARI:
Bu toplantıya katılan saygı duyduğum komutanlarım, değerli silah arkadaşlarım, değerli konuklar, harp akademimizin komutan, öğretim elemanı, öğrenci subay ve çalışanları ve basınımızın çok değerli mensupları hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
 
TSK'nın yarınlarına yön verecek olan liderlerinin yetiştiği güzide eğitim kurumlarımızdan biri olan Harp akademimizde sizlere hitap etmenin ayrı bir gurur vesilesi olduğunu belirtmek istiyorum.
 
Bugün yapacağım konuşmada sivil-asker ilişkileri başta olmak üzere, terör ve terörle mücadele, demokrasi ve laiklik gibi konulara akademik bir pencereden bakmaya çalışacağım. 

 
"GÜNCEL KONULARI HAFTAYA DEĞERLENDİRECEĞİM"
 
Güncel konulara ve bu konuşmada değinemeyeceğim diğer konulara ilişkin görüşlerimi önümüzdeki hafta yapacağım basın toplantısında, sizlerle paylaşmayı düşünüyorum.

Soğuk savaş sonrası dönemde demokrasi, liberal ekonomi tartışmaları gündemimizde daha fazla yer almaktadır. Öte yandan milli güvenlik kavramı genişlerken tehditlerde çeşitlenmiştir. Bu gelişmeler sivil-asker ilişkisi konusunun farklı boyutlarda tartışılmasına neden olmaktadır.

Konu siyaset literatüründe de farklı ele alınmaktadır. Hungtington ve Cohen bu olaylara klasik bir bakışla yaklaşmaktadır. Bu ilişkiler üzerinde, klasik düşünürlerin yanı sıra, liberal  ve yapısal akımların da etkileri görülmektedir.
Akademik anlamda da bu işin profesyonelleri arasında uzlaşmazlık alanları mevcuttur.
 
"ASKER KİMDİR"

Sivil-asker ilişkilerini daha sağlıklı değerlendirmek için öncelikle askerlik mesleğinin ne olduğunu anlamak gerekir. Askerlik tabiî ki profesyonel bir meslektir. Askerlik büyük deneyime yüksek mesleki ölçülere sahip olmayı gerektirir.
 
"MADDİ GEREKSİNİM GERİDE KALIR"

Fakat askeri profesyonellik, bürokratik yapılanma, iş dünyasındaki yapılanmadaki profesyonellikten farklıdır.
Askerliği diğer profesyonel mesleklerden ayıran farkların başında, askerlikte maddi gereksinimlerin önceliğinin daha az oluşu ve askerliğin bir meslekten ziyade adeta bir yaşam biçimi oluşudur.
 
"TOPLUMA YARARLILIK ÖNEMLİDİR"
Sivil – asker ilişkileri, içerisinde ayrı bir yer olan asker ve devlet başlığında askerliği 3 temel esasa dayandırır.
 
Uzun süreli eğitim öğretim ve tecrübe sonunda uzman olması ve teorisiyle pratiğin bir arada bulunmasıdır.
 
İcra edilen vazifenin toplumun yaşam ve güvenliği için gerekli ve hayati önleme haiz olduğudur.
 
İcra edilen vazifenin aynı duyguları paylaşan kişilerden oluşan bir birim tarafından yerine getirilmesidir.
 
Askerlik sadece yeterlilik değil etkinlik ve topluma yararlılıkta da öne çıkar.
 
Toplumların dönüşümünde modernleşmede asker daima öncü olmuştur. Silahlı kuvvetler aynı zamanda teknoloji demektir. Sağlanan ilerlemeler çoğu zaman silahlı kuvvetler bünyesinde kendini gösterir. Bu gelişmelerin toplumsallaşması, gelişmekte olan ülkelerde silahlı kuvvetlerin öncülüğüyle olur.
 
Silahlı kuvvetlerde etik ve ahlaki değerler çok önemlidir bunların içerisinde
 

"ORDU HALKIN VERGİSİYLE OLUŞMUŞTUR"
Silahlı kuvvetlerin halkın vergisiyle oluştuğu da unutulmamalıdır. Yapılan anketlerde TSK her zaman en güvenilir kurum olarak başta yer almaktadır.
TSK ulusumuzun güvenine mazhar olmuştur. Çünkü ülkemizin riskler ve fırsatlarla dolu jeopolitiğinde güvenliği sağlamaktadır. Aynı zamanda TSK hızla dönüşen sosyal ekonomik ve siyasal yapının toplumda yarattığı güven arayışına da cevap verebilmektedir. TSK millete hizmet etmek için vardır.

Bu noktada TSK'nın toplum nezdindeki itibarını ve güvenilirliğini sarsmayı amaçlayan iki ön yargılı yaklaşıma dikkat çekmek istiyorum.

Montesquieu'ya göre ön yargı bazı şeyleri bilmemek değil, kendi kendini bilmemektir.

Bahsettiğim ön yargılı yaklaşımlardan birisi, demokratlık kisvesi altında TSK'yı yıpratmak amacıyla, TSK'ya karşı sistematik muhalefet yapılması, her şeyden önce demokrasimizi geliştirmeyecektir.

Bu çoğulculukla ifade edilebilecek bir husus değildir. 
 
"TSK DİN KARŞITI DEĞİLDİR"
İkincisi ise toplumumuzu etkilemek amacıyla TSK'yı din karşıyı olarak gösteren kötü niyetli propaganda kampanyalarıdır.

Ancak toplumumuz ve mutedeyyin vatandaşlarımız bu propagandaya itibar etmektedir. Ordusunu sevmekte ve güvenmektedir. Çünkü bu asker Türk milletinin, bizzat kendisidir.

Kim ne derse desin Türk milletinin ordusu halktır, halktandır, halk içindir.
 
"GÜÇ SİVİLLERDE AMA ASKERE SAĞDUYULU YAKLAŞIM"
Sivil - asker ilişkileri ülkelerin kendine özgü şartları dikkate alınarak incelenmelidir.
Elliot  Cohen sivil ve asker ilişkilerini eşit olmayanlar arasındaki bir diyalog olarak tanımlamaktadır. Bu ilişki de elbette sivil liderler gerçek güce sahiptir. Ancak sivil otoritenin askeri kararlarda sağduyulu davranışlar öne çıkmaktadır.
Sivil- asker ilişkisi karşılıklı samimiyete, güven ve itimada, en önemlisi de askerlik mesleğinin profesyonel niteliğine saygı göstermesine dayanmaktadır.
 
"SİYASETTEN UZAKLAŞAN ORDU ÖZERKLEŞİR"
Yine Hungtington'a göre, objektif kontrol askerlik mesleğinin profesyonel yeteneğinin artırılması ve askerliğin politikadan uzaklaştırılması ile sağlanır. Bunun doğal neticesi olarak da askerlere kendilerini organize etmekte önemli boyutta otonomi verilmektedir. 
 
"ORDUDA DEMOKRASİ İHTİYACI"
Üstlerin astlarıyla çok iyi iletişim içinde olması, karar öncesi onların düşünce ve tekliflerini dinlemeleri ve uygun olan hususları dikkate almaları gerekmektedir.
Bazıları askerlikte demokrasi olmadığını ifade ediyorlar. Komutan karar almadan önce elbette astlarının düşüncelerini, farklı da olabilir, almalıdır. Ancak karar aldıktan sonra her şey biter, komutanın kararının en iyi şekilde yerine getirilmesi herkesin temel görevidir.
"ASKER SADECE SİYASİLERE DANIŞMAN DEĞİLDİR"
Sivil – asker ilişkilerinde askeri liderlerinin sorumlulukları çok önemlidir. Yine Hungtington'a göre bunun 3 temel noktası vardır.
Güvenliği ilgilendiren konularda muhtemel hareket tarzlarının askeri makamlar tarafından incelenerek, siyasi makamlara danışmanlık edilmesi, alınan kararların icra edilmesidir.
Güvenliği ilgilendiren konularda danışmanlık yapılmasına gelince, bazen denilmektedir ki askerler tekliflerini yaparlar ve görevleri burada biter. Bu görüş doğru değil.
2003'teki Irak savaşı süresince, sivil – asker ilişkileri buna örnektir.
Askerlerin öneri ve kaygılarının sivil otorite tarafından dikkate alınmamasının sonucuna örnektir.
Sivil – asker ilişkilerinde bu husus kanımda, ilişkilerin sağlıklı yürütülmesi için çok önemlidir.
TEK YETKİLİ GENELKURMAY BAŞKANIDIR
Genelkurmay Başkanı, Anayasa'nın 111. maddesine göre silahlı kuvvetlerin komutanıdır. Sivil – asker ilişkilerinin yürütülmesinde yetkili tek makam Genelkurmay Başkanı'dır.
Sivil – asker ilişkilerini yürütmesini politik ve siyasal hareketler olarak değerlendirmek doğru değildir. Tersine bu bir zorunluluktur ve işin özüne tartışmasız bir biçimde de uygundur ki bu faaliyetler bütün ülkelerdeki askeri makamlar tarafından da yapılagelmektedir.
Gerekli hallerde de elbette silahlı kuvvetlerinin görüşlerini de kamuoyuyla paylaşır.

Haberleri