bağışına dikkat çekmek amacıyla yazdığı kitabında, yaşanmış fıkra gibi olaylara yer verdi.
Organ bağışına dikkat çekmek istediğini ifade eden Akpolat, isteyenlerin ücretsiz edinebileceği, organlarını bağışlayanlara ve yakınlarına organ nakline izin veren ailelere adadığı "Organ Bağışı ve Medya" isimli kitabında bu konudaki yanlış ve eksik bilgilere dikkat çekmeyi amaçladığını bildirdi. Kitapta, Akpolat'ın 15 yılda topladığı gazete arşivinden haberler, organ bağışıyla ilgili genel bilgiler, kaçırılan veya depremde kaybolan çocukların yanı sıra internette gezinen esrarengiz olaylarla ilişkilendirilen organ mafyası ve bu konudaki "şehir efsaneleri" yer alıyor.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Akpolat, karşılaştığı fıkra gibi olayları da aktardığı kitabında, Türkiye'de organ mafyasının faaliyetlerinin sınırlı, ancak haberlerin abartılı olduğunu bildirdi. Kitabı hazırlarken, Emniyet Genel Müdürlüğünden organ ticareti ile ilgili detaylı istatistik bulunmadığını, yazılı ve görsel basında yer alan haberlerin gerçeği yansıtmadığı ve Dr. Yusuf Erçin Sönmez hakkında farklı zamanlarda organ ve doku ticareti suçundan işlem yapıldığı bilgisini aldığını kaydetti.
DEPREMLER VE ŞEHİR EFSANELERİ
Kitabında, bilmedikleri bir otel odasında uyandıklarında böbreklerinden birinin çalındığını fark eden kişilerin internette dolaşan hikayelerini konu alan "şehir efsaneleri"ne de yer veren Akpolat'ın, "Organ nakli sokak köşelerinde yapılamayacak kadar karmaşık bir cerrahi operasyondur" ifadesi dikkat çekiyor. Kitapta, dünyaca ünlü cerrah Münci Kalayoğlu'nun, "Organları çalmak diye kesinlikle bir şey olamaz. Bunlar dedikodudur, tamamen yalandır" açıklamasına da vurgu yapılıyor.Akpolat'ın "Deprem ve Organ Mafyası" başlığı altında açıkladığı gerçekler ise şöyle:"Depremlerimizin popüler konularından bir tanesi de organ mafyasıdır. Cesetlerden organ çalınarak organ nakli yapılamaz. Depremin yarattığı kaos içinde insan veya çocuk kaçırma olayları bu kitabın ilgisi alanında değildir. Depremle birlikte organ mafyasının gündeme gelmesi de organ bağışını olumsuz etkilemektedir." Kitabında ayrıca, kaybolan ve kaçırılan çocuklardan sonra da organ mafyasının suçlandığını kaydeden Akpolat, "Bu suçlamaların kesinlik kazanmadan medyada yer alması organ bağışını olumsuz etkilemektedir. Türkiye'de organ mafyasının çocuk kaçırma ile ilgilendiğini sanmıyorum" görüşünü dile getirdi.
"KAYNANAM ÖLDÜ BÖBREKLERİNİ KARIMA TAKIN"
Bağışlanan organların, hastanın yoğun bakımda tedavi altında bulunması halinde bir başkasına nakledilebileceğinin altını çizen Akpolat, başından geçen şu ilginç anektodlara da yer verdi:
"(Elektronik posta adresine gelen bir mail) Benim bazı bilgilere ihtiyacım var. Sizden bu konuda yardım alabileceğimi umarak yazıyorum. Ben şahsen böbreğimi bağışlamak istiyorum, ama bunu kuruluşlara vs. değil de direkt olarak böbrek yardımı olan kişiye yapmak istiyorum ve bu konuda sizin yardımlarınızı bekliyorum."
"(Diyaliz tedavisi gören bir hastasının kocası telefonda) Kaynanam biraz önce öldü. Böbrekleri hanımıma takılabilir mi?"
"(Evde vefat eden babasının organlarını bağışlamak isteyen bir kişi telefonda) Babam vefat etti, gelip organlarını alır mısınız?"
ORGAN BAĞIŞI NEDEN AZ
Kitaba göre, ülkedeki organ bağışının yetersizliği şu nedenlerden kaynaklanıyor: Beyin ölümü kavramının anlaşılamaması, Verici görünüşünün ve vücut bütünlüğünün bozulacağı endişesi, İslam dininin organ bağışına yaklaşımının bilinmemesi, Hastalara organlarını almak için iyi bakılmayacağı endişesi, Organların kimlere takılacağı konusundaki tereddütler, Sosyal problemler, Hastane ve/veya hastane personeline tepkiler, Cenazeyi almakta gecikme olasılığından endişelenme, Organ mafyası.
DENGE/GÜNCEL