Osmanlı'nın dağılması ile sonuçlanan Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Ortadoğu'da, Türkiye dışında medeni bir devlet yapısında, noksanlıkları da olsa o yolda ilerleyen başka bir devlet çıkmadı.
Birinci Dünya Savaşı'nın sonunda Ortadoğu'da emparyalist devletlerin sınırlarını masa başında cetvelle çizdikleri ve başlarına kral oturtturdukları devletler ortaya çıktı.
Krallık babadan oğula geçti. İngiltere, Fransa, ABD, Rusya gibi emperyalsit devletlerin Ortadoğu petrolüne el koyması ve on yıllarca aralıksız sömürmeleri için böyle yönetimler gerekiyordu. Ortadoğu bugün yine emperyalist ülkelerin tetiklemesi ve işgalleriyle kan gölüne dönmüş durumda. Suriye iç savaşında görüldüğü gibi, savaşın taraftarları arasında insan hakları, hah hukuk, kadın erkek eşitliğine dayalı demokrasi isteyen yok, yine emperyalist güdümünde devlet isteniyor.
Türkiye bugün, Irak, Suriye, Suudi Arabistan veya körfez ülkeleri gibi değilse, Atatürk'ün ileri görüşlülüğüne borçludur. Atatürk'ün büyüklüğünü, sadece emperyalist ülkelere karşı Kurtuluş Savaşı'nı başarıya ulaştırmış bir asker oluşundan değil aynı zamanda geleceği gören bir siyasetçi ve devlet adamı oluşundan ileri gelir. Atatürk'ün bu kurtuluş felsefesi içinde milli kalkınmayı önemli bularak, tarım ve sanayide teknolojik yatırımlara o dönemde de girişmesi başta kadın haklarını sağlayan yenilikler yapması, bilimi esas alan, sanat ve kültürde yenilikçi kurumlar yaratması, Türkiye Cumhuriyeti'nin sağlam temeller üzerinde kurumlar yaratması, resmi dili Türkçe olup yeni alfabeye geçiş sağlamıştır.
Ülkemizde cumhuriyet yönetimi sayesinde köy çocuğu cumhurbaşkanı, kadın ise başbakan olmuştur. MHP, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesi üzerinde politika yapan bir kurumdur. Ülkemize yapılan her türlü tehditlere karşı MHP, "önce ülkem, sonra partim" düşüncesiyle hizmet etmeye devam etmektedir.
"NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE"
ATATÜRK
Necati Şahinkaya