Osmanlı devletinin kurucusu Osman Gazi, zamanın mürşidi, Allah dosta, veli, Şeyh Edebali’yi sık, sık ziyaretine gider, misafir olurdu.
Yine böyle bir gün misafir olur. Geceyi kendine tahsis edilen odaya, sohbetten sonra çekilirken, Osman Gazi, duvarda asılı olan Kur’an –ı Kerim’i görür. Kur-an’ı Kerim’e hürmeten yatağa uzanarak yatamaz, Odanın sedir kısmında oturur vaziyette iken uyuyakalır.
Rüyasında; Şeyh Edebali’nin göğsünden bir hilalin çıktığını, hilalin bir ucunun kendi göğsüne girdiğini, kendisi ile, Şeyh Edebali’nin arasında, birçok asırlık bir çınar ağacının ortaya çıktığını, çınarın dallarının Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarına kadar yayıldığını, bir çok milletlerin çınarın gölgesi altında olduğunu görür.
Çınarın dallarının yayıldığı ülkelerdeki cami ve minarelerinde Ezan-ı Muhammedi okunduğunu, Kur’an-ı Kerim tilavet edildiğini, her yerin gül bahçesi gibi olduğunu müşahede eder.
Osman Gazi, bu rüya içinde hayranlıkla seyir halinde iken, bir ceylan’ın ortaya çıktığını ve batıya doğru koştuğunu görür. Osman Gazi sadağından okunu yayına yerleştirmişken, uyanır.
Bu halde iken sabahı eden Osman Gazi, abdest’ini alarak Şeyh Edebali’nin huzuruna çıkar. Namazdan sonra rüyasını anlatır. Şeyh Edebali Hazretleri rüyayı şöyle tabir eder.
“Oğlum, gaybı ancak Allah-ü Teala bilir. Ancak bu gördüğün rüyada büyük hayırlar var. Allah-ü Teâlâ, sana ve nesline saltanat nasip edecek. Üç kıta oğullarının hâkimiyetine girecek. Benim zürriyetim bir kızla evleneceksin. Olacak çocukların kuracağın ve giderek büyüyecek olan devletinin başına geçerek, batıya doğru genişleyecek ve İlah-i Kelimetullah’ı , o ülkelerde İmar edecekleri, Cami ve Minarelerde Ezan ve Kur’an tilavetleri ile yeri göğü süsleyecekler. Allah rüyanı kutlu etsin” der “. . .
Osman Gazi’nin bu rüyası, Şeyh Edebali’nin yorumu, aynen tahakkuk etti. Osman Gazi Şeyh Edebali’nin kızı, Mâl Hanım’la evlendi. Bu evlilikten doğan çocuklarının kurduğu devlet, OSMANLI İMPARATORLUĞU olarak ,Türk ve İslâm tarihine 620 yıllık ALTIN SAYFALAR yazdırdı.
1970 yıllarda, çıkarttığım Cihad adlı gazetemde, İslam Sancağı başlığı altındaki bir makalemde, Dünyanın yeniden bir dirilişe muhtaç olduğu, İslam adaletine ihtiyaç duyulduğu, Komünizm, Kapitalizm ve Materyalist lerin hakim olduğu yönetimler içinde, insanlığın huzur bulamayacağını, dile getirerek, bu sancağın yeni sahibi kim olacak! Sorgulamasına, dahi adli takibat açılırken, bu gün geldiğimiz noktada, bu yeniden dirilişin, doğum sancılarını çeken bir zaman dilimine gelmiş bulunuyoruz.
Türk ve İslam birliğinin bazıları istemese de, Takdir’i İlahinin ortaya çıkarttığı tablonun nakış gibi oluşmasında, yeniden dirilişin eşiğindeki, Türk Milletine hayırlı ve uğurlu olması duasına, AMİN-AMİN-AMİN diyerek mührü basıyorum.