İstanbul Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nden 1966 yılında mezun olan ve Osmanlıcayı üniversite eğitimlerinde öğrenen 2 çocuk babası Sebat Vural, Eğitim Şûrası'nda okullarda Osmanlıca dersinin zorunlu olması yönünde alınan kararı değerlendirdi. 37 yıl tarih öğretmenliği yaptıktan sonra emekli olan Sebat Vural, Türklerin Anadolu'ya ilerleyip İslamiyet ile tanışmasının ardından resmi alfabe olarak benimsediği Arapça'nın Osmanlıca ile olan yakınlığına dikkat çekti.
Türklerin kullandığı kaynakların araştırmasında Osmanlıca eğitiminin ihtiyaç olabileceğini vurgulayan Vural, "Osmanlıca, Arapça ile ciddi benzerlikler taşır. Zaten Türklerin de Arapça'yı seçmesinin nedeni İslam dinine girmeleridir. Bunun daha ziyade din ağırlıklı yazı olduğunu düşünüyorum. Çünkü Arapça kelimelerin dinimizi daha iyi öğreteceği düşüncesiyle hareket ediliyor. Ama bizim kültürümüz ayrı, kalıplar tamamen değişik" dedi.
CAMİ HOCALARINA İHTİYAÇ DUYULACAK
Osmanlıca öğretebilecek uzman sayısının azlığına dikkat çeken Vural, öğreticiler yetiştirilmesini isteyerek şöyle dedi:
"Mersin Üniversitesi'nde Osmanlıca bilen, öğretebilen 1 hoca var. Bir üniversitede 1 veya 2 kişi varsa, bunlar lisede nasıl eğitim verecek? Bu kadar dersliklerde onca derse kaç tane öğretmen bulacaksınız? O zaman mecbur kalacaksınız din dersi öğretmenlerinden, cami hocalarından faydalanmaya. Çünkü Arapça ile Osmanlıca birbirine benzer bir dil. Bu yeterli olacak mıdır? Bir kere Osmanlıca öğretecek kişinin uzman olması lazım. Osmanlıca'yı tutup burada Türkiye gelişirken ders olarak okutursanız çocuklara yazık olur. Ama devlet Osmanlıca eğitim yapan bir lise açar. O liselerde Osmanlıca ders veren uzman öğretmenler de Osmanlıca'yı öğretir. Bugün Osmanlı tarihinde arşivlerde 1 milyondan fazla eser var. Osmanlıca burada kullanılmış olsa, edebi eserler, tarihi eserler gerçekten iyi şekilde incelenmiş olsa yararı olabilir. Eski milli kültürümüzün tabii ki korunmasını isterim. Ama bunu okullarda bir ders haline getirmenin yanlış olduğunu savunuyorum."
TÜRK DİLİNE UYGUN DEĞİL
Herkesin özgür ortamda dini görevini dilediği şekliyle yapabildiğini belirten Vural, "Türkiye laik bir ülkedir. Allah'ına kitabına hepsi inanır. Kimse dinsiz değildir. Osmanlıca'yı öğrenmekle dindar olunamaz. Ayrıca kaynaklar Osmanlıca'nın hiçbir zaman Türkçe'ye uygun olmadıklarını söylemektedirler. Osmanlıca'nın Türk diline, Türkçe'ye hiçbir zaman uygun olmadığını görüyoruz. Özellikleri dilimize uymuyorsa bunu bu günkü gençlerimizin öğrenmesi zor olacak. Artık çağımız çok ileri bir çağ. Osmanlıca ile uğraşmaktan ziyade bilimle uğraşmak bilime yönelmek gerekiyor" diye konuştu. (DHA)