Türkiye olarak AB kriterlerini yerine getirdiğimizi fakat bizi AB'ye almadıklarını sık sık yineleriz. Ama hiç dönüp de "bizleri neden Avrupa Birliğine alsınlar ?" diye kendimize sormayız. 11 yıldır Avrupa ve emperyalistlerinin mal ve ürünlerini ülkemizde satmakla meşgul olan bir AKP hükümeti var. Hükümetten ziyade tek kişinin idaresinde bir yönetim.
Böyle olunca AB'ye girip tam üye olmayı baştan kaybediyoruz. Çünkü tek adamın hükmündeki yönetimlerin adına, en hafifinden "Otokrasi" denir. Sonucu itibarıyla diktatörlüğe kadar gider. O çok sevdiğimiz sandıkta Avrupa bizi oylamadı mı?!
Gezipark'a yapılacak AVM'ye gösterilen halkın demokratik tepki ve eyleminde polise bizzat "emri ben verdim" diyen Başbakan otokrasiye örnek değil mi ?!
Başbakan'ın emriyle hareket eden Çevik Polis kanunların dışına çıkıp ve olaylara sebep olacak müdahalelerde bulunmadı mı ? Sonuçta gençlerimiz sokak ortasında katledilmedi mi ? Ve böylesi bir durumda bile Polis, kahraman ilan edilip birer maaş ödüllendirilmedi mi ? suçlular cezalandırıldımı, serbest mi kaldı?
Lafa gelince "Avrupa bize haksızlık yapıyor, bizi tam üye yapmıyor" diyoruz.
Üstelik I7 aralık yolsuzluk, rüşvet operasyonlarında bir banka müdürünün evinde ayakkabı kutularında 4,5 milyon doların çıkması ve bu yasadışı karanlık işlerin Bakan ve çocuklarına uzanması ve tutuklanmaları akçeli işlerin boyutlarını gösterirken hakim ve savcıların görevden alınıp soruşturmaların önünün kesilmesi varken;
Avrupa nasıl bizi üye yapsın ki ? Otokratik bir idareyi başına neden dert etsin.
Ortalıkta gizli ve karanlık görüşmelerin "kaset ve cd"leri dolaşıyor. Polis, savcı ve hakimlerin görevden alındığı bir ortamda yargının görevini yapması ve bunların üzerine gidilmesi mümkünmüdür? Değildir. Bir ülkede tüm yetkili ve görevlilerin kanunlar yerine Başbakan'ın iki dudağının arasından çıkan talimatların uygulamasının istenmesine "Demokrasi" denmeyeceğine göre, bizi AB'ye almaları da mümkün değildir.
Biz sadece seçimden seçime önümüze konan sandığa, bir kağıt parçasını atmakla demokrasiyi uyguladığımızı sanıyoruz. Demokrasinin yaşanması gereken bir kültür olduğunu bilmiyoruz.
Önümüze bu seçimde de bir sandık koyacaklar ve yine bir kağıt parçasını bize o sandığa attıracaklar ama yine demokrasi gelmeyecek.
Peki neyi seçeceğiz ? Demokrasi kültürümüz yeterli değilse; Otokrasiyi seçeceğiz, "Bir adamın" bizi istediği gibi yönetmesini seçeceğiz.
Örnek mi ? yasalar, anında tek adam tarafından değiştirilmiyormu, değiştirilen yasalar gecikince genelgeler harekete geçirilmiyor mu?
Başbakan'ın konuşması sırasında, evinin penceresinden ayakkabı kutusunu gösteren bir bayanı polis, yargı izni olmadan, evini basıp götürmüyor mu ?
Daha dün, 17 aralık yolsuzluk ve rüşvet belgeleriyle tutuklanan Bakan oğulları, nasıl yargılandığını bilmediğimiz bir şekilde serbest kalmadılar mı ?
Suçlarının ne olduğunu bilmeden içerde yatan iktidar muhalifleri ve hükümete demokratik tepkilerini dile getirenler cezalandırılmadılar mı ?
Bizlere Demokrasiyi layık görmeyen bir iktidarı, AKP'yi seçmemiz halinde medeni dünyadan dışlanacağımızı ve bunu da kendi ellerimizle yapacağımızı bilmemiz lazım. Rahmetli Ecevit'in şiirinde belirttiği gibi, bu ayıp halkımızın, bu ayıbı görmemiz lazım;
"Öldürenle katiliz, çalanla hırsız,/
Tümümüz sanığız tümümüz savcı,/
Tümümüz suçlu tümümüz yargıç,/
Kimi aklar kimi suçlarız,/
Kimi bağışlar kimi kimi asarız,/
Kendimizi başkasında,/
Hergün bir bıçak saplı,/
Birinin arkasında, /
VURULAN DA BİZİM VURAN DA !" Saygılarımla.