Otopark Hikayesi

Menderes Yiğit

Efendim bu gün SUKAMA"dan bahsedeceğimi zannediyorsanız yanılıyorsunuz. Bu gün SUKAMA kadar becerikli birini tanıtacağız sizlere. Bu arkadaş çevresinde KUYUCUBAŞI olarak bilinir. Neden mi KUYUCUBAŞI? Çünkü kuyu kazanların başı durumunda bulunur da onun için. Dostlarım şimdi KUYUCUBAŞI"nın bir hikayesini anlatacağım sizlere, dikkatle okumanızı salık veririm.

 

Efendim malumunuz, bundan 1-2 ay önce Samsun gündemini meşgul eden İl Genel Meclisi önündeki otopark hikayesini duymayanınız yoktur. Tatsız olayların yaşandığı bir hikayedir.

 

İsterseniz sizlerle hikayenin geçmişine gidelim. 2004 yılındaki mahalli seçimlerin ardından, İl Genel Meclisi 57 üye ile temsil edilme durumunda bulununca, meclisin o günkü AK Parti Grup Başkanı Davut Albayrak ile henüz Meclis Başkanlığı koltuğuna oturamayan Necati Demir, Büyükşehir Belediyesi"ne giderek TEKEL binalarının olduğu açık otoparktan ücretsiz kart talep ederler. Ancak bunun yasal olarak yapılmasının mümkün olmadığını görünce Cumhuriyet Meydanı"ndaki malum olan alana kapı yaptırıp kilitleme suretiyle otopark sorununa çözüm bulurlar.

 

Yapılan uygulamanın hiçbir dayanağının olmaması üzerine gerek Büyükşehir Belediyesi, gerek basın, gerekse diğer kamu kurumları İl Genel Meclisi"ni çeşitli şekillerde uyarırlar. Ancak tüm uyarılara rağmen İl Genel Meclisi söz konusu alanı otopark olarak kullanmaya devam eder. Büyükşehir belediyesi ise huzursuzluk çıkmaması için riske girme pahasına duruma göz yumar.

 

Aradan yıllar geçer ve 2007 yılının 5. ve 6. aylarında bir Cumhuriyet Savcısı işi için meydan civarında otomobilini park etme ihtiyacı duyar. Yer bulamayan savcı aracını İl Genel Meclisi üyelerinin park alanına çekmek ister. Kapıdaki görevliye, “Evladım, ben Cumhuriyet Savcısıyım. Aracıma park yeri bulamadım. Buraya park etmek istiyorum” der. Görevli durumu amirlerine sorar. Amirlerinden olmaz cevabı gelince, savcı aracını alıp uzaklaşır uzaklaşmasına da bu işin peşini de bırakmaz.

 

Eline kağıt kalemi alan savcı, Valilik Makamı"na şöyle bir dilekçe verir: “Bu alan kime tahsislidir ve tahsisli değilse neden bu araçlar buraya park ediyor? Şehrin göbeğinde köy manzarasını andıran bu engel nedir?

 

Savcılığın dilekçesi üzerine 8. ayda toplanan UKOME bu alanın boşaltılması kararını alır. Tabi yasal olarak yol olan alanın bir kuruma tahsisi söz konusu olamaz.

 

Olayın bu boyutlarını açık ve net bilen KUYUCUBAŞI işte bu noktada devreye girer. Hayli ustalıklı bir siyasetçi olduğu için durumdan vazife çıkarmasını da bilir hani. Olayı farklı mecralara çekmek isteyen KUYUCUBAŞI geçer karagöz perdesinin arkasına. Hacivat ile Karagöz gibi verir meclis üyelerinin bir kısmını basının önüne. Millet kavga ede dursun, bizim dikenli yolların siyasetçisi KUYUCUBAŞI, Öğretmenevi ile Acem Tekkesi"nde başka senaryo peşine düşer. Neyin peşine mi düşer? Onu da ilerleyen günlerde göreceksiniz?

 

 

 

 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.