Türkiye Özel Okullar Derneği (TÖZOK) Başkanı Zafer Öztürk, Milli Eğitim Bakanlığınca 2023'te özel okullar için belirlenen yüzde 65'lik fiyat artış oranı ve sektörün durumuna ilişkin soruları yanıtladı. Bu oranın sektörel sürdürülebilirlik açısından yeterli olmadığını belirten Öztürk, "En azından 2-3 bin civarında okulun kapanacağını öngörüyoruz. Bu şartlar altında bu ekonomik dalgalanmaya karşı koyamayacak, bunu sürdüremeyecek diye düşünüyoruz. Bununla beraber öğretmen yani istihdam kaybımız ve 200 binler civarında öğrenci kaybımız olur diye düşünüyoruz." değerlendirmesinde bulundu. Öğrencilerin özel okullardan devlet okuluna geçişinin tek sebebinin fiyat artırımı olmadığını belirten Öztürk, "Okulların kapanmasından kaynaklı bir kaçış söz konusu. Öte yandan da velinin ekonomik seviyesinin aşağılara inmiş olmasından sebepli de özel okullardan resmi okullara gidiş var." ifadelerini kullandı.
"Çözüm, okul fiyatını aşağı çekmek değil"
Özel okullardan ayrılan öğretmen sayısının yaklaşık 20 bin olduğunu, 1,5 milyon olan öğrenci mevcudunun ise 1 milyon 250 binlere düştüğünü belirten Öztürk, "Ama bunu okulların fiyatlarını aşağı çekerek çözemezsiniz. Bizim kastettiğimiz bu. Siz okulların fiyatlarını aşağı çekerseniz bu, okul yaşamını sürdüremez. Maliyet artışları ortada. Okul geçici bir süre kalitesini düşürse de bunun devamlılığı ve sürdürülebilirliği mümkün olmayacaktır. Siz bir okulun velisi olmamasını ister misiniz? Öğrenci olmayınca okulun bir anlamı yok ki." dedi.
"Katma değer yaratıp vergi veriyoruz"
Öztürk, bir öğrencinin devlet okuluna maliyetini yaklaşık 20-30 bin lira olarak hesapladıklarını, bunun içerisinde yatırım kalemlerinin yer almadığını ifade etti. Zafer Öztürk, özel okulların maliyet artışları için bekledikleri desteğe ilişkin şunları söyledi: "Bu işin iki ayağı var. Biri veliye yapılacak destekler, en azından devlet, öğrencinin kendisine maliyeti oranında destek yapabilir. Çünkü bu öğrenciler devlete gidecek. Bunlar, derslik olarak, öğretmen olarak devlete karşılaması gereken bazı sorumluluklar yükleyecek. Biz devletin yapmak durumunda olduğu bu işleyişi kendi üzerimize almışız. İstihdam sağlıyoruz, devletin okutmakla yükümlü olduğu öğrencileri okutuyoruz ve bunun üzerinden katma değer yaratıp vergi veriyoruz. Diyoruz ki 'Maliyet 20-30 bin lira ise bize en azından 10 bin lira destek verilsin.' Bu, özellikle daha küçük kurumlarımız ve Anadolu'daki okullarımız için çok ciddi anlamda bir katkı sağlayacak."
"KGF düzenlemesi özel okullara nefes aldıracak"
Kredi Garanti Fonu (KGF) paketi içinde yer alan, özel okullara 10 milyar liralık finansman desteğini "nefes aldıracak bir çalışma" olarak gördüklerini aktaran Öztürk, bunun bir an önce hayata geçmesini beklediklerini dile getirdi. Öğretmenlere ödenen maaşlardaki SGK primi konusunda da destek talepleri olduğunu belirten Öztürk, "İşveren katkı payları konusunda, en azından geçici bir süre devlet tarafından karşılanmasını talep ediyoruz. Gayriresmi kurs merkezlerinin bir vergilendirme sistemi yok. Takip edilebilir gibi de değiller." dedi. Öztürk, kaçak kurslara izin verilmemesini istedi. Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) düzenlemesinin yürürlüğe girmesiyle özel okullarda çalışan çok sayıda öğretmenin emekli olarak sektörden ayrılmasının söz konusu olabileceğini anlatan Öztürk, "Böyle bir durumda öğretmenlerimizin şubat ayında okuldan ayrılacak olmasının o planlı faaliyete zarar getireceği düşünüldüğünde, en azından sözleşme kapsamında EYT'lilerin görev yerlerinde kalması konusunda bir adım atılabilir. Bununla ilgili düzenleme yapılırken gerekli hassasiyetin gösterilmesini rica ettik. Bakanlığımız da bu konuya olumlu baktı." diye konuştu.