Öncelikle gurbette ve Samsun'da yaşamakta olan çok saygı değer hemşerilerimizi ve büyük Samsunspor taraftarlarını saygı ve
sevgiyle selamlıyorum...
Yaklaşık bir aydır köşe yazısı yazmaya ara vermiştim. Neden mi? Aslında nedeni apaçık belli; çünkü ne yazacağımı şaşırmış ve
bilemez hale gelmiştim. Gerçi aslında o kadar yazacak konular var ki yazmaya kalksam buna ne sayfalar yeter ne de
gazetedelerde ki sütunlar yeter...
18 Mayıs'ta finali nasıl kaybettiğimizi mi yoksa asıl gerçek olanı oraya Şükrü Saraçoğlu'na Ankaraspor ayağı ile başlayıp
bizleri sindirme operasyonuna getirip haince bir psikolojiyle 20 bin Mersinli erkek taraftarların önüne bir
figüran, kobay ya da dublör gibi sahaya sürülen tribünde bayan taraftarlarımızın ve çocuklarımızın sahada futbolcularımız
dışarıda erkek taraftarlarımıza kısacası Samsunumuza yapılan ve her türlü entrikalarıyla, tabi ki buna Hüseyin Kalpar'ın saha
içindeki yanlış oyun sistemi ile taktik anlamda ki başarısızlığını da eklemiş olursak başta TFF, PFDK ve Tahkim Kurulu işte bizleri
göz göre göre böyle harcayıp bizi Süper Lig'in kapısından geri çevirdiler. Ne diyelim bravo onlara, helal olsun Dünya da bir
ilke imza attılar...
Gelelim şimdi diğer bir konuya;
Samsunspor'umuzun 15 Haziran'daki benim gibi bir çok kişinin de anlayamadığı o malum kongreye doğruyu isterseniz kongreyle
ilgili yazılıp çizilmesi gereken o kadar çok başlık var ki nereden başlasak bilemiyorum...
Kongreye gelmemeyi alışkanlık hale getirip (sözüm onlara) sürekli başarı dilekleri sunup telgraf gönderen siyasetçilerimizi
mi anlatsak ya da salondan kongre bitmeden ayrılan şehrimizin önde gelenlerini mi çizip anlatsak. Bir de haftalardır yazılı
ve görsel basında asla ama asla aday olmayacağım deyip de son anda sağ gösterip sol vuran ve Sayın Erkut Tutu'nun da kendince
haklı olup listesini geri çekince yeniden başkan olan Sayın Emin Kar'ın nasıl başkan olduğunu mu yoksa bir diğer liste daha
hazırlayan bazı taraftarlarımızın listesini akıl almaz bir şekilde daha divan kurulu başkanına bile teslim etmeden geri çekip
Sayın Kar'ı desteklemelerini mi? Tabi ki herkes istediğini destekler ve yönetim listesine de alır. Bunda yadırganacak bir
Durum asla söz konusu olamaz. Ama asıl söz konusu üç yıl evvel takımı Süper Lig'e çıkaran bir yönetim kurulu listesini
kongrede nasıl ve neden böyle bir durum karşısında yalnız bırakıldığıdır. Yoksa kongrelerde böyle olaylar olur ve bundan
sonra da olacaktır.
Şimdi bana ayrılan köşemden sizlere veda etmeden evvel yıllara meydan okuyan her dinlendiğinde insanı duygulandırıpta
eskilere götüren bir şarkı var ya o şarkının Başlığını yazımın başında yazdım şimdi de kısa bir bölümünü sizleri eskilere o güzel
günlere götürecek bir kaç söz, cümle ile size veda etmek istiyorum. İsterseniz gelin bunu hep beraber okuyalım, söyleyelim ve
yaşayalım ne dersiniz. İşte o anılar ve sözleri;
Sen gittin ya yaşantımın bir anlamı kalmadı
Sen gittin ya pencereme bir kez güneş doğmadı
Sen gittin ya senden sonra mutluluğum olmadı
Senle geçen günlerimin kıymetini bilmedim
Sen gittin ya gözlerimde yaşlar bir an dinmedi
Sen gittin ya o gün bu gün inan yüzüm gülmedi
İsterseniz bu sözleri bir de bu şekilde yazıp ve söyleyelim;
Sen gittin ya Hasbi Ağa (Menteşoğlu) ve İsmail Uyanık o güzel günlerimizi arar olduk
Sen gittin ya Muzafferim, Gozgoz'um, Nur'im, Mete'm stada bir kez güneş doğmadı
Sen gittin ya 80 ve 90'lı yıllardan sonra mutluluğumuz olmadı
Senle geçen Fener'i dörtlediğimiz nağmağlup Galatasaray'ı 1-0 yendiğimiz Samsun'a gol yemeden gelen Trabzon'a 3'lediğimiz
Avrupa'da İngiliz devi İngiltere'de Crystal Palace 2-0 yendiğimiz günlerin kıymetini ve değerini bilmedik ve bilemedik
Samsunspor'um...