Dizilmişler mavi önlükleriyle sıraya ve öğretmenlerinin işaretiyle çocukların söyledikleri şarkı; "orda bir köy var uzakta, o köy bizim köyümüzdür" . Meşhurdur bu şarkı! Memleketimizdeyse çok önemli bir yere sahiptir aynı zamanda.
Hatta, bu şarkıya laf söyletmeyen muhtarların varolduğunu okumuştum yerel gazetelerde. Fakat o muhtarlar bugün devlete başvurup o gezip göremediğimiz köyleri yıktırdılar. Devletin gücüyle yaptılar ve yapmaktalar bunu! Yani şarkıda geçen "gitmesek de görmesek de..." anlamını da kaldırdılar.
Istesekte gezip tozamayız oralarda artık. Daha insanı çocukken kandırıp elleri altına alıyorlar! Artık olmayan köyün şarkısını söyletmek neden? O köyler cafe, bar, pavyon ve alışveriş merkezleri oldu artık. O meşhur köy şarkısını da hakkından, anlamından ettiler.
Bizim memleketimizde hak ya bir günlüktür ya da hiçtir çünkü. Bir de cimri yönetim sistemi işler bizim memleketimizde! Toprak aynı toprak; ama üstüne basanın ayağı farklı yerlerde yürümüştür! Sırf bu haklı haksız davası yüzünden masum bir şarkının benliği çalındı!
O köylerin (her köy bir Anadolu değerindedir), yani Anadolu insanını tükettiler işin özü! Şimdi üzülseniz de geri gelmeyecek o köyler bilenleriyle!
Benim asıl üzüldüğüm, o köylerin hala var olduğuna inanan çocuklar.
Haklı-haksız davasına bir de ikinci bir örnekle, gözlemle bakalım. Bir Kemal Sunal filmi: "100 Numaralı Adam". O filmin bir sahnesinde rahmetli, "seni saraylarda yaşatacağım anne" diyordu. Şimdi bu cümleyi söyleyen bir halk adamı. Ama halkı köy sahibi yapacak kadar kıymetli görmüyorlar. Sizce köye layik olmayanın sarayı olur mu bizim ülkemizde?
Yani yağın olmadan yemek yapmak olur mu? Kemal Sunal'ın bütün filmlerine gülenler ve hemen hemen bütün konularına hak verenler (kim olursa olsun) doğru ve dürüst insanlar mıdır?
Rahmetlinin çok meşhur ve anlamlı bir açıklaması şöyledir o filmde:
Yok abiler yok. Hiç alkışlanacak şey değil. Babam da olsa, halkı kazıklayanın alkışlanmasını istemem...
...Hava gazını açıyorsun, içine hava katmışlar. İlaç alıyorsun, kireç katmışlar...
...Diyeceğim, herkes herkese bir kazık atıyor! Sonra kendi canı şu kadarcık yandı mı veryansın ediyor, basıyor yaygarayı! Hepimiz birbirimize bir kazık atarsak nasıl düzelir bu işler? Ben derim ki, karşılıklı olarak saygılı olalım haklarımıza!
İşte anlatmaya, ifade etmeye çalıştığım da bu. Rahmetliye katılanlar, hak verenler neden gerçek hayatta tersini uygulamaktalar şaşıyorum doğrusu!
Filmlerdeki bütün küfürleri ezbere bilirler, ama 7'den 70'e anlamlı diyalogların tekrarlandığını, kullanıldığını görmeyiz! Hadi köyleri de satıldıklarından dolayı geçmek zorunda kaldık. Fakat her şeyden önce terbiye, hak, insanlık, hoşgörü, anlayış ve sınırsız destek ve sevgi konusu üzerinde durulmuş. İnsan önce kendisini kandırıp satmış.
Çünkü "kendisini satan başkasını da satabilir" derler. İşleri güçleri bütün iyilikleri br güzellikleri kenara itip küfürleri, hakareti, dayağı ve suçlamayı uygulamaktır. Kusurunuzu yüzünüze vururlar; ama eğitici olmazlar! İşte rahmetli Kemal Sunal onlara hikayelerini anlattı, ama onlar anlamak istedikleri gibi anladılar.
Barış ve Sevgi dileklerimle
NOT: Orda Bir Köy Var uzakta şarkısı aslında büyük şair ve tiyatro oyun yazarı Ahmet Kutsi Tecer'in önemli şiirlerindendir.
(doğum: 04/10/1901 Kudüs - ölüm: 23/07/1967 İstanbul)