Koronavirüs nedeniyle hükümetin açıkladığı tedbir paketinden kimse umduğunu bulamadı. Bu işler öyle kredi vermeyle, ötelemeyle olmuyor. En basitinden bizim sadece aylık SGK primlerimiz, muhtasarlarımız, KDV’lerimiz 50.000 lira civarında, maaşlarla diğer giderlerimiz hariç tabi. KDV beyannameleri altı ay ertelenmiş, muhtasarlarla SGK primlerinde en ufak bir değişiklik olmadığı gibi bu aya kadar devletin yaptığı indirimler de bu ay yapılmıyor. İşin bir de farklı bir boyutu var; küçük esnafa yani ticari faaliyetlerine şirket olarak değil de şahıs olarak devam eden işletmelere 25.000 lira altı ay ödemesiz kredi vereceklerini açıkladılar ama geçmişten sicili düzgün olup son beş yılda kredi kullanmayanlara verilecekmiş. Piyasada iş yapan küçük esnaftan bu şartlara haiz yüzde kaç vardır? Bana göre yüzde on bile yoktur, olanı da işin içinde faiz var diye almamıştır, onun dışındakilerin tamamı bu şartları taşımıyor.
Geçtiğimiz hafta çalıştığımız bankalardan birinin müdürü aradı, ‘Başka bankalara kredi borcun var mı?’ diye sordu, hayırdır dedim, ‘Şayet varsa biz ödeyip seni bize borçlandıracağız’ dedi. Sağ ol öyle bir borcum yok ama neticede borç bir bankadan başka bir bankaya geçmenin dışında yapacağınız iş neye yarar ki deyince, ‘Öyle deme abi Allah kerimdir ileride ne olur belli mi olur?’ dedi. Bu mantıkla çalışan hiçbir işletme ayakta duramaz. Borç, borçla ödenmez. Borç öz kaynaklardan karşılanmadıkça ödenmiş sayılmaz aksine katlayarak artar ve Allah göstermesin sonu da hüsrandır. Bazı insanların kredi alırken sanki havadan para kullanıyoruz gibi düşünmelerine de anlam veremiyorum. Evet işletmeler nakde sıkışınca ister istemez kredi kullanacaklar ama bunu öderken tekrar borçlanarak ödemek ne kadar doğru anlamış değilim.
Hükümetin yapması gereken şey en az iki ay SGK primi, KDV ve stopaj almamaktır. Onun dışında ne yaparsa yapsın ticaret erbabının işine yaramayacaktır. Merak ediyorum bunu ülkeyi yönetenlere kimse demiyor mu? Veya neden yapılmıyor? Ülkenin ekonomik kaynakları bu yükü kaldırmaz diyorlarsa o zaman ekonomik paket de açıklamasınlar, açıkladıkları paketlerin kime ne faydası var merak ediyorum. Kamudan maaş alanlar için en ufak bir sorun yok, bir ay da kalırlar evde iki ay da kalırlar, hatta sene boyu evde kalsalar onlar için çok daha iyi, nasıl olsa maaşlarını bankamatiklerden tıkır tıkır alacaklar. Ama işçi çalıştıran işverenler çalıştırdıkları işçilerin maaşlarını ödeyecekler, SGK primlerini ödeyecekler, stopajlarını ödeyecekler, KDV’leri ödeyecekler. Peki evde oturarak bunu nasıl yapacaklar? Evet alınan tedbirler son derece önemli, hepimiz uymaya çalışıyoruz. Sağlıktan önemlisi yok, buna hiç kimsenin de itirazı yok ama bir de hayatın gerçekleri var. Örneğin adam küçük bir çay ocağı çalıştırıyor onunla da ailesini geçindiriyor, sen bu adama kapat dükkânını dediğinde ona alternatif bir kazanç sağlamadıkça adam ailesine nasıl bakacak? Demek ki bu ülkede kamuya dayalı maaş alacaksın aksi halde böyle zor günlerde açlığa mahkûmsun. Neden insanlar sürekli devlet kapısı istiyor şimdi çok daha iyi anlaşılmakta.
Zamanımızın çoğunu evde geçirince daha çok internetle meşgul oluyoruz veya daha çok televizyon izliyoruz. Bu iş çıkmadan önce günde en az bir saat kitap okurdum şimdi bu işi takip edeceğiz diye onu da bıraktık. Bir arkadaşım güzel bir Hadis-i Şerif yollamış bana. Hadislere inanmayanlar bundan sonraki kısmı okumayabilirler ama ben inandığımdan sizlerle paylaşma gereği duydum. Şimdi sizleri efendimizin Hadis-i Şerifiyle baş başa bırakıyorum;