Pamuk ipliği

Sevgili Dostlar, Can Dostlar!
Bazı insanlar vardır. Dünyalar iyisidir. Hani derler ya nesli tükenmişlerden. İşte onlardan... Ayaklarına, ellerine kollarına, her yerlerine,hatta bilinçaltılarına bile pamuk ipliğinden prangalar vurulmuştur onların. Koparıp atamazlar pamuk ipliklerini. Esir olmuşlardır kendilerine işkence edenlere. Kendilerini bin bir türlü kullandırmışlardır. Ama ne yazık ki bir türlü hayır diyememişlerdir geleceklerini acımasızca karartanlara. Çok iyi niyetlidirler onlar. Herkesi dost sanırlar. Ama ne yazık ki dostları ikiyi geçmez de farkında değildirler gerçek dostlarının. Belkide farkındadırlar ama pamuk ipliği var ya o kahrolası pamuk ipliği. O pamuk ipliği ne kadar kuvvetlidir bir bilseniz. Koparmak için bir yaşındaki çocuğun bile gücü yeten o pamuk ipliğine güçleri yetmez. Çünkü koparmayı deneme cesareti yoktur onların. Acabalar beyinlerini kemirir durur. Ya!Ya!Ya!Ya diye endişeler hep endişeler beyinlerinin içindedir. Bunlar mutsuzluğu bile mutluluğa tercih ederler. Bilseler azıcık cesaretleri olsa neler kazanacaklar bir bilseler. İnanın bir dakika değil bir saniye bile tahammül etmezler pamuk ipliklerine. Kahrolası pamuk ipliği. Yeter artık bırak bu gerçek dostların yakalarını,ellerini kollarını, beyinlerini. Bırak artık bırak,bırak. Onların hakları değil mi gerçekleri görmek? Bu yüzden ben hiç sevmem pamukları. Pamuklar gözüme düşman gibi görünür. Ama bazı insanlar pamuk ipliklerini kendileri icat ederler. Aslında pamuk ipliği yoktur ama var sanırlar ellerinde kollarında beyinlerinde...Hani bir hikaye vardır bilirsiniz:Bir tavuk kuluçka yumurtalarının içine bir kartal yumurtası karışmış nasılsa. Tavuk civcivleri ile beraber kartal yavrusu da çıkmış yumurtasından. Büyümüş tavuk civcivleri ile beraber. Kendisinin kartal yavrusu olduğunu bilmeden tavuk olarak büyümüş. Yavru civcivler gibi yaşamış ve daha sonra gökte uçan bir kartal görmüş koşmuş tavuk anasına:”Ana” demiş! “Ne güzel uçuyor gökyüzünde değil mi” demiş. Anası tavuk, “Sakın ha” demiş. “O gördüğün bizim ezeli düşmanımızdır. Onu gördüğün yerde kaçacaksın. Onun gibi biz uçamayız. O kartaldır”demiş. Bizim kartal yavrusu ömrünü tavukların içinde tavuk gibi geçirmiş. Kartal olduğunu hiç bilemeden yaşamış...
Değerli dost, can dost, dünyalar iyisi dost...Sen kartal olduğunu bileceksin. Sen kartalsın. Bırak tavuklar tavuk gibi yaşasın. Ama sen tavuk değilsin. Kartalsın. Kartal gibi yaşamalısın. Çünkü sen ve senin gibiler kartal olmaya layıktır. Tavuklar sürünmeye mahkumdur. Sen sürünemezsin, sürünmemelisin...Silkin artık, aç gözlerini. Dünya senin sandığın gibi değil...Dünyada sana da yetecek yer var. Dünyada senin de yapacağın çok iş var. Korkma. Seni korkutanlara inat dimdik ol. Gerçek dostlarını ara, bul. Sayısı çok ama beş para etmez ikiyüzlü riyakar dost sandıklarını tanı artık. Ne olur tanı...Bak çevrene iyi bak. İyi bak. Gerçek dostların çok uzaklarda da olmayabilir. Pamuk ipliği yok artık... Lanet olası pamuk ipliği yok.. Yook.
...............................................................................................................
Sevgili Havza ....Şirin kaplıcalarıyla ünlü güzel Havza. Seni ne kadar da güzel hale getirmiş o ANCERE kaplıcaları. Ancere kaplıcaları idari personel,yardımcı personel velhasıl tüm personel ve özellikle İLKNUR... Hepiniz ne kadar güzelsiniz. Ne kadar güler yüzlü personeller bulmuşlar. Tebrik ediyorum hepsini. Temizlik güzellik,misafirlere ilgi, yemeklerindeki kalite. Beş yıldızlı otellerde göremediğimiz hizmeti gördük sizlerde. Havzamız sizinle ne kadar gururlansa azdır. Tanımıyorum sahibinizi ama tanımak isterdim. Sadece Deniz Bey ve İlknur hanımı tanıdım. Müstesna kişiler. Onların şahsında tüm personele teşekkürler teşekkürler...Hiç değişmeyin olur mu. Hep böyle nice yıllarda yaşayın.
Sevgili Kuaför Metin (Samsun 56 larda MEM kuaför). Seni önümüzdeki hafta yazacağım merak etme. Unutmadım. Hemşehrime de buradan geçmiş olsun diyorum. Genç yaşta böbrek taşı, inşallah kısa zamanda iyi olursun.
Sevgi saygı ve mutluluk dileklerimle iyi haftalar efendim.