Günlerden pazar, geçtiğimiz pazar günü ayaküstü tartışıyorlardı. Evden çıktım gazeteye gidiyordum yazmak bugüne nasip oldu. Hepsini tanıyorum. Benim mahallemin sakinleri "sakin" kelimesini hiç sevmiyorum olur olmaz kullanıldığı zamanlar. "Peki komşu kim astırdı o pankartı" diye tepkisini dile getiren Fatih Bey'e "Valla bilmem komşum ben teşekkür falan etmedim" diye cevap verdi. Şevki Bey bir kamu kuruluşunda çalışıyordu. Pazar günü olduğu halde kıravatlıydı. Alışkanlıktan sanırım. Tartışma konusunu anlamıştım. Asıl konu, yani problem kaldırımlardı. Liman mahallesi gezi caddesi ve gençlik caddesinin kaldırımları bir yıla yakın zamandır her iki cadde üzerinde oturan mahallelilere ve gelip geçen vatandaşlara çile çektiriyordu. Gençlik ve gezi caddesinden Ticaret ve Sanayi Odası İlköğretim Okulu'na giden geleceğimizin güvencesi çocuklar, en azından onlara üzülüyor insan. Bendenizin çocuklarıda bir zamanlar bu okuldan mezun olmuştu. Birde yapmadıkları kaldırımların çevresini çevirmişlerki kasıtlı yapar gibi, yağmur yağdığı zaman göl haline geliyordu. Koskoca iki cadde bir ay gibi kısa bir zamanda asfaltları döküldü. Mahalleli ve caddeyi kullanan araç sahipleri sevinmişlerdi. Evi yıkılan komşumuza üzüldük ama elden gelen bir şey yok. Zorunlu bir imar yıkımıydı. Bir ayda yapılan asvaltlar ve bir yıla yakın yapılmayan bu asfaltların kaldırımların sorumlusu Büyükşehir Belediyesi'dir. Yazımın başında kaldırımları yazmama neden olan tartışmaya gelince !
Asvalt yapılırken her iki caddeye de "Yaptığı asvalt ve yol çalışmalarından dolayı Sn : Yusuf Ziya Yılmaz'a Liman Mahalle sakinleri olarak teşekkür ediyoruz" yazılı pankartı kimin astığı tartışması tatlıya bağlanmıştı. Pankartı Büyükşehir Belediyesi asmıştı yani ; kendi kendine teşekkür etmişti. Tüm komşular bu konuda anlaşmıştı. Kırılmadılar birbirlerine, Yusuf Ziya Yılmaz beyefendiye kimse teşekkür etmemişti. Fakat bu arada kaldırımlar ne zaman yapılacaktı ! ?