PARAYA İMAN EDENLER
Erzurum İslami İlimler Fakültesinden hocamız olan İhsan Süreyya Sırma Hoca'nın anlattığı bir olayı naklederek bugünkü sohbetime başlamak istiyorum. Hocamız bir Amerika ziyaretine gittiğinde orada yaşayan Müslümanlarla bir araya gelip sohbet etmeye başlamış, sohbet esnasında hoca Amerikalı Müslümanlara Sizin buradaki Müslümanlar ne yaparlar diye sorunca çok enteresan bir cevap almış, aldığı cevap aynen şu Yağbuduneddolar ve la tüşriküne bihi şey'en yani Dolara ibadet ederler ona hiçbir şeyi ortak koşmazlar demişler. Ne kadar enteresan bir söz değil mi? Peki Amerika'da yaşayan Müslümanların durumu böyle iken bizim durumumuz nedir derseniz tek bir istisna ile çok farklı olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Nedir o fark derseniz gerçekten samimi iman eden insanlar olduğu muhakkak, zaten bu insanların yüzü suyu hürmetine aradan biz de geçinip gidiyoruz. Toplum olarak öyle bir hale gelmişiz ki insanlara selam verirken dahi acaba bana faydası olacak mı, olmayacak mı hesabını yapar hale gelmiş durumdayız.
Son günlerde bazı basın organlarında çıkan haberlerin neden çıktığını ve arka planında ne olduğunu biraz izah edersem bu haberlerin neden yapıldığını ve olayın gerçek boyutunu rahatlıkla öğreneceksiniz. Eski otogar alanında yapılan alış veriş merkezi inşaatıyla ilgili son günlerde haber yapan bazı gazeteler siyasi parti liderlerinin de görüşlerini almak suretiyle olayı kamuoyu gündeminden düşürmemeye çalışıyorlar. İyi güzel de bu alış veriş merkezinin imar planı taaa 2007 yılında yapıldı ve o günlerde satıldı. Bugün o haberi gündemden düşürmeyen gazeteler o günlerde Büyükşehir Belediyesine özel bir muhabir tahsis etmişlerdi, o muhabirlerin tek bir görevi vardı Büyükşehir Belediyesinde olup biten ne varsa onu haber yapmak, Başkanın Yurt dışı, Yurt içi gezilerinden, sabah kahvaltılarına varıncaya dek nerede ise yediği yemeğin kalitesine varıncaya kadar her şeyi yazıyorlardı. Büyükşehir Belediyesinde haber bulamadığı veya yapamadığı zaman Başkanın şoförlerinin şakalarını,gözlüklerini, muhabbetlerini dahi haber yapacak kadar Belediyeye yakın olan gazeteler neden o günlerde yapılan imar planını ve arsanın satışını haber yapmadı diye hiç merak edeniniz olmadı mı?
İlgili gazetelerin muhabirleri adeta Belediyenin kadrolu elemanı gibi çalışır, Başkan nerede ise onlar da orada olurlar, Başkan yurtdışına çıktığında başka işlere de gitmez özel kalemde personel gibi otururlardı, hatta bir çok kişi o arkadaşı veya arkadaşları Belediyenin kadrolu personeli sanırdı. Ne zaman ki meşhur A Takımı olayı yaşandı, kamuoyunda Belediye ile ilgili olumsuz gelişmeler başladı önce durdukları yerde durmaya çalışsalar da daha sonra şehirdeki egemen güçlerin baskısı sonucu yüzde yüzlük bir dönüş yaparak onların istediği gibi yayın yapmaya başlamaları sonucu muhabirlerde Belediyeden ayrılmış, diğer yayın organları gibi haber yapmaya başladılar. Ben ve Kayıkçıbaşı bu gazetelere bizzat çocuklarımızı göndermek sureti ile paramızla bir sayfalık ilan vermek istediğimizi söylediğimizde kabul etmemekle kalmayıp, aleyhimizde dahi konuşmaları unutulacak gibi değildi. Daha sonra bu durumu izah etmek isteyen patronları Vezir Hazretlerinin böyle istediği için bu şekilde davrandıklarını söylemiş ama bizim için hiçbir anlam ifade etmemişti. Zaten benim gazete kurmamın tek nedeni de bu olaydır.
Bu gazetelerin patronlarının sahibi bulundukları şirketlerin ne kadar ürettiği mal var ise o güne kadar Belediyenin ihalesiz veya ihaleli alımlarında tercih edilir, adeta arkadaşların abat olması için personel elinden geleni yapardı. Bu insanların ürettiği kalitesi düşük malları da en yüksek fiyattan almak zorunda kalan personel zaman, zaman isyan etse de emir büyük yerden geldiği için yapacak bir şeyleri olmazdı. Ne zaman ki bu olaylar yaşandı, biz Cezaevinden çıktıktan sonra bizim Kayıkçıbaşı bir daha o şirketlerden malzeme alımını yasakladı, işte ondan sonra olan oldu ve bu arkadaşların sürekli emmeye alıştıkları emzik kesildi ,işte ondan sonra başladılar sürekli olarak aleyhte haber yapmaya. Adama sormazlar mı ki arkadaş siz 2007 yılına kadar Büyükşehir Belediyesine ne kadar mal sattınız? Alınan malzemeler neden sürekli sizden alındı? Hatta bu alımlar piyasa değerinde mi yapıldı yoksa sizin istediğiniz fiyattan mı alındı? Peki bu satınalmalar sizden yapılırken siz Belediyenin hiçbir uygulamasını eleştirir mahiyette haber yaptınız mı? Şayet yaptıysanız tek bir tanesini gösterebilir misiniz? 2007 Yılında İmar Planı yapılırken sesinizi çıkarmadığınız alış veriş merkezini şimdi neden gündemde tutma gereği duyuyorsunuz? O gün eleştirseydiniz belki imar planında değişiklik olabilecekti ama bu gün eleştirdiğinizde yapılacak hiçbir şey olmadığını bildiğiniz halde neden eleştiriyorsunuz?
Bu soruları çoğaltmak mümkün ancak kafanızı fazla karıştırmamak için şimdilik bu kadarı ile yetiniyorum. İlkadım Belediyesi'nin yapmak istediği binayı şu anda eleştirmek doğru bir olaydır ama şimdi eleştirmeyip beş yıl sonra bina yapıldıktan sonra eleştirmenin ne anlamı olabilir siz takdir edin. Kamu malını peşkeş çeken özel kurumlarda eşleri çalıştığı için onları haber yapmayıp, bitmiş yatırımları eleştirmenin ne kadar samimi olunduğunun göstergesidir. Şayet tarafsız adam gibi eleştiri yapacak iseler o zaman her olumsuzluğu zamanında ve tarafsız eleştirmek gerekmez mi. Amerikalı Müslümanların dediği gibi paraya iman edenlerden olmamak ümidiyle kalın sağlıcakla