Çocukken evin perdelerinden yaptığı tütüleri giyen, televizyonda gördüğü balerinleri hayranlıkla izleyen Çilek, 2003 yılından bu yana görev aldığı İzmir Devlet Opera ve Balesi’nin bütün temsillerinde başrolü üstlendi.
Baleye 11 yaşında başladığını söyleyen Çilek, “Annem zamanında balerin olmayı çok istemiş. Ama o zamanın şartları nedeniyle olamamış. Çocukluk fotoğraflarımın çoğunda, üzerimde annemin benim için hazırladığı tüllerden etekler, tütüler var." dedi.
Adale ağrıları, kemik ağrıları, tırnak düşmeleri, sakatlıklarla yapılan temsiller ve uzun saatler süren çalışmaların getirdiği yorgunluğa rağmen bale aşkından vazgeçmeyen İzmir Devlet Opera ve Balesi Başbalerini Çilek, “Diğer insanların kurtulmak istediği nasırlar bizim için çok önemli. Ayağın tabanının sert kalması lazım. Bu yüzden pedikür yaptırmıyorum. Çok sevmeme rağmen topuklu ayakkabı giyemiyorum. Tarak kemiklerime çok iyi bakmam gerekiyor. Bedeni mümkün mertebe tembelleştirmemeye çalışıyorum. Sanat yaşamımı uzun tutabilmek adına bunları daha da çok önemsiyorum” diye konuştu.