Yemyeşil Bursa'nın yemyeşil dağlarından atıyla bize taze süt taşıyan sütçümüzle her sabah kapı önü muhabbetimiz vardı,kurumuş ekmek varsa ineklerine yedirmesi için ona verirdik.Dağ köylerinin
pırıl pırıl taşlı,soğuk sulu yollarından eşeğiyle bize taze fasülye taşıyan bir amcamız vardı.Her mahallenin insanını bilen,anlayan,mahallenin büyüğü sayılan bakkalları vardı sokak köşelerinde.Şimdi sütler
paketlendi,minik kutulara bölündü,içlerindeki taze serinlik emilerek soğuk damgalar vuruldu sıcak muhabbetlerimize,susturulduk.Fasülyeler paketlendi,ithalleşti,organikleşti.Uzaklara taşındı
tüm sütler,sebzeler ve her şey!Arabamız olmadan rahatça gidemediğimiz bir market uzaklığına...Bu marketler giderek büyüdü,devleşti,minicik bakkalları ve küçük muhabbetlerimizi yutup yok ettiler!
Küreselleşme dediler,gelişme ve ilerleme dediler,insansız ve sevgisiz nereye ilerleniyor anlamadık;yürüdük ışığı görebilmek için arkamızdaki sevgi ateşini bırakıp.
Uzak Doğu onlara rakip çıktığında bize yalan söylediler,galeyana getirmeye çalıştılar, "Çin malları piyasanızı sardı,bunlardan kurtulun" dediler.Halbuki Çin'den çok önce Batı'nın malları piyasamızı
elli yıldır sömürüyordu,Batı malları yüzünden yüzlerce şirket kapanmıştı;demek ki öve öve bitiremedikleri Liberalizm, "sadece Batı'ya açık" olmaktı! Ama unuttuğumuz bir şey var ki uzak dedikleri Doğu,
bize onlardan daha yakındı!
Küreselleşme dedikleri,sinemalarda elimizde onların kolası,onların yozlaşmış,abartı dolu filmlerini izlemek,dilimizde onların pop müziğiyle dolanmakmış ülkem topraklarında! Ama şimdi
görülüyor ki küreselleşen dünya değil,Batı ve emperyalizmidir;sokaklarımızda gezen varsın onların askerleri olmasın ne çıkar?Üzerimizde onların markalarıyla,dilimizde onların replikleriyle,dağlarımızdan
gelen saf süt ve taze fasülyelerimiz yerine;masamızda onların,üzerinde ot yerine fabrika bitmiş çöllerinin ürünü "milk shake"leri ve içinde ne olduğunu bilmediğimiz köfteli hamburgerleri oldukça ne çıkar onların
askerleri ülkem toprağına ayak basmamış? Ben zaten bir emperyalizm askeri olmuşum onun yoluna! Üzerine para verip kolasıyla şeker hastası olur,hamburgeriyle giderek şişer,emperyalizmden önce ben
küreselleşirim!
NOT:Hayatın düşsel kısmını gösteren sevgili Nuri Bilge Ceylan'a,madalyonun arka yüzü olarak bize bir başka pencere açan sevgili Banu Avar'a;hiç yılmadıkları için teşekkürler! Yanınızdayız!
İyi haftalar!