Bazı şeyler konuşulduğunda anlaşılmıyor. Koronadan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak diye bas bas bağıranların ne demek istediklerini şimdi daha iyi anlıyorum. Yeni dönemde hiçbir şey eskisi gibi olmayacak diyenlerin bunu siyasal anlamda söylediklerini düşünmekteydim ama çarşıya pazara çıkıp alışveriş yapınca olayın çok daha farklı bir boyutta olduğunu öğrendim. Üç aya yakın bir zamandan beri lokantalara gidip yemek yiyemedik, önceki gün Ladik’ten Samsun’a gelirken eşimle birlikte Çakallı’da her zaman menemen yediğimiz yere uğrayıp menemen yiyelim dedik, ödediğimiz para üç ay önce ödediğimiz paranın neredeyse iki katıydı, yüzde seksen zamlı ücret ödedik. Dün de oğlumla şehir merkezinde bir lokantada yemek yiyelim dedik, orada da durum aynıydı. Daha önce ödediğimiz paranın iki katına yakın bir para ödedik. Bir arkadaşım internet sayfasından şehirlerarası minibüs ve otobüs işletmelerinin yeni fiyatlarını yayınladı o da aynı durumda. Yayınladığı ücret tarifesinde Ünye - Çarşamba arasına 50 lira koymuşlar, Ordu Samsun 60 lira. Bunu görünce aklım yerinden çıktı. Ben yaklaşık otuz senedir toplu taşıma araçlarına binmedim ama böyle bir ücret nasıl konmuş gerçekten şaştım kaldım. İşin garip yanı akaryakıt fiyatları bu dönemde dip yaptı, İçişleri Bakanlığı da araçlardaki kısıtlamayı büyük ölçüde kaldırdı, bu kadar fahiş fiyat koymak niye anlamış değilim.
Lokantaların yüzde yüze yakın yaptıkları zamma da anlam verebilmiş değilim. Etin kilosu üç ay önce ortalama 40-50 TL civarındaydı şimdi de 50-60 bandında. Kiralarda en ufak bir artış yok, işçi ücretleri deseniz değişmedi. Hani her gün SASKİ’nin su faturalarını yazıp çizenlere acaba bu piyasadaki fiyatlar SASKİ’nin su faturaları yüzünden mi bu kadar yükseldi diye sormak lazım, Allah akıl fikir versin onlara. Piyasa adeta yanıyor, hiçbir şeye tutulmuyor onların derdi SASKİ’nin su faturası, iki kişi lokantaya gidip karnını bir öğün doyurmaya kalksa o SASKİ’nin yüksek dedikleri faturası kadar para ödemesi gerekiyor. Bunu görmek istemeyenlerin sırf Mustafa Demir’e karşı duruş göstermek adına temcit pilavı gibi her gün su faturalarını yazmaları akla ziyan bir durum değil de nedir? Piyasadaki yangın sadece bu dediklerimle mi sınırlı? Elbette değil. Daha önce 30 lira olan saç sakal tıraşı 50 liraya çıkmış, hatta yıkamalı olursa 60 lira olmuş. Berberler Odası Başkanı da bu tarifeyi güzelce imzalayıp yollamış. Dememiş ki bunun fakiri fukarası var en azından eski tarifeye yüzde yirmi gibi bir zam yapıp vatandaşı da koruyalım…
Bu süreçte devlet, imkânları dâhilinde elinden geleni yaptı. Bazı aksaklıklar olsa da genel olarak bu işi iyi götürdü. Kısa çalışma ödeneği ile işverene büyük katkı sağladı, işsizlik maaşıyla çalışana büyük destek sağladı, yaşlılık maaşıyla yaşlılara büyük destek sağladı. Sizin anlayacağınız devlet elinden geleni yaptı ama özel sektör bu fırsatı çok kötü kullandı. Kapalı olan işletmeler bu dönemdeki açıklarını çok kısa zamanda kapatmak için yüzde yüze varan zamlarla piyasayı adeta ateşe verdiler. Oysaki buna hiç gerek yoktu. Ben şahsen elimden geldiği kadar dışarıda yemek yememeye özen gösteriyorum, evdeki yemek hem sağlıklı hem de çok ekonomik. Düşünebiliyor musunuz, yüz gram döner 22 lira yani kilogram fiyatı 220 liraya geliyor. Dünyanın neresinde böyle bir fiyat var merak ediyorum. Dönerlik eti 60 liraya alabiliyorsunuz yüzde yirmi firesi, yüzde kırk da işletme giderleri koyduğunuzda maliyeti 100 lira olsun, bunu 150 liraya verseniz yüzde elli kar ediyorsunuz ama olmaaz! Beyefendiler döneri 220 liradan satacaklar ki para kazansınlar.
Bu yazdıklarıma itirazı olan varsa gelsin beni ikna etsin. İnsanlar ayda bir kez elektrik su parası ödüyorlar ama her gün dışarıda yemek zorunda kalanlar var, arabaya binip seyahat etmek zorunda olanlar var. Asıl konuşulması gereken budur. Yoksa sırf birilerine olan düşmanlığımız için elektrik, su ve doğalgaz faturalarını konuşmanın hiçbir anlamı yok. Elbette o faturalarla ilgili hepimizin sıkıntısı var. Ben geçen ay Ladik’teki iki tavuk çiftliği ile gazetenin sadece elektrik su parası olarak 28 bin lira para ödedim. Bu az bir para değil, yoruyor insanı ama piyasadaki yangının bundan kat be kat fazla olduğunu da unutmamak lazım. Bir şeyi yazıp çizerken veya konuşurken az insaflı olmak lazım. Piyasa adeta yangın yerine dönmüşken bunu görmemezlikten gelip sadece SASKİ’nin veya YEDAŞ’ın faturalarını görmek doğru bir davranış biçimi değildir. Umarım fahiş fiyat uygulaması yapan esnaf arkadaşlarımız insafa gelip bu hatadan dönerler yoksa zararı kendilerinin çekeceğini de unutmasınlar. Bu toplum tasarruf etmesini de bilir, kalın sağlıcakla.