Kendimi bildim bileli politika sözcüğünü o kadar duydum ki,gazete,radyo,Tv.lerden tutunda hükümetlerin,ekonomi,eğitim sağlık vb. halkın günlük konuşmaları arasında kullanılan bu kelimenin nereden dilimize,oradan da kültürümüze girdiğini öğrenmek istedim.
Aristoteles'in şiir sanatı ve sanatına yönelik görüşleri de sunduğu,kurumlarını tartıştığı tarihteki ilk eseri olan "Poetika'da yazıyordu.Eski Yunancada yapmak,üretmek,yaratmak anlamına gelen "poicin"sözcüğünden üretmiş Aristo bu sözcüğü.Onun diğer bir yapıtı olan Politika,sözcüğün kökeni,halkla ilgili halka dair anlamında "Politokos" sözcüğünden Politika sözcüğü üretilmiş.Ona göre toplum tarafından halka dair gerçekleştirilen tüm etkinlikleri kapsamasıdır.
Politikanın Türkçemizde karşılığı ise siyaset, Arapçadan dilimize "seyis"sözcüğünden türeyen bu sözcüğün ilk anlamı at bakıcılığı,azgın bir hayvanı idare etme,sakinleştirme;ikinci anlamı ise devlet yönetimi ve idare etme...
O yılladarda Atina'nın günümüzün demokrasi anlayışından oldukça farklı da olsa demokratik bir toplum olmasında görüyoruz."Demos" (halk) ve "kratos"egemenlik) sözcüklerinden türeyen Demokrasi sözcüğü de halkın egemenliği anlamına geliyor.
Politika sözcüğünü latince üzerinden anlamlandırırken tam olarak sindirilmediği de politika yapmanın giderek gözden düşmesini ve sanırım insanların demokrasiye olan inançlarını da sarsılmasına neden olmuştur.
Latincede "poli" ve "tika" sözcüklerinin anlamları "çok" ve "yüz" dür.Politika da çok yüzlülük,daha iyi çevrilecek olursa ikiyüzlülük anlamına geliyor.
Günümüzde de politikanın halkla,toplumla ilgili; halkın,toplumun yararına olduğu anlamı giderek unutuldu ve ne yazık ki daha unutulmak eylemini sürdürüyor.
Perikles ta o yıllarda söylevinde belirttiği ve Atinalıların sakınmalarını öğütlediği halk dalkavukluğu politikalar giderek çoğalmakta,halkların çoğunluğu da bu gibilerden hoşnut olduğu görülmüştür.
20.nci yüzyılın ikinci yarısından itibaren maalesef tüm dünyada az ya çok giderek yaygınlaşmış bir tutumdur.Gene yazık ki siyaset toplumun ve halkın yararına daha iyisini sunma yarışından çok kişisel hırs ve ihtirasların malzemesi olmaya hızla devam ediyor.
Poetika ve politika arasındaki temel çelişkinin halen sürüyor olmasının nedeni de kanımca bu.Çünkü sanat,insanın kendisini yüceltmeyi;daha iyiye,daha güzele,daha doğruya yönelme ve uğurda çaba göstermesi...Bu çabanın özünde de eşitlik ve adalet arzusu yatmakta.
Gerçek demokrasinin kültürüne sahip olabilmenin yolu,toplumların sanatla buluşup bütünleşmesinden geçiyor.Toplumların ideal toplumlar,insanların ideal insanlar olabilmeleri;politikanın gerçek amacını ve bu amaca ulaşmanın kurallarını belirleyip benimsemeleriyle gerçekleşebilecektir.Bunun için sanat ile eğitimin bütünleşmesi,birbirini tamamlaması vazgeçilmez bir zorunluluk olmalıdır.
Hepimiz sınırsız potansiyele sahibiz ve eğer yolumuzu kesen engelleri kabul eder ve çıkacak derslerden bir şeyler öğrenirsek,tam potansiyele ulaşabiliriz.