"Müzik ruhun gıdası derler.. Peki bu gıda insanı zehirlerse?
Popüler müzikler, teknoloji ve tüketim kültürü gibi faktörler, insanların ruhlarını zehirlemekte ve duyarsız hale getirmektedir.
Günümüzde popüler müzik kültürü, gençlerin hayatlarının önemli bir parçası haline gelmiştir. Ancak, popüler müzik kültürünün ne kadar sağlıklı ve sürdürülebilir olduğu konusunda ciddi endişeler mevcuttur.
Bazıları popüler müzik kültürünün insanları tüketime, yozlaşmaya ve duygusuzluğa ittiğine inanmaktadır, bu görüşe ben de katılıyorum. Bu görüşün ve eleştirel düşüncelerin temelinde, müzik endüstrisinin artan ticari baskıları, tekdüzelik, basitleştirme ve popülist yaklaşımların yattığı söylenebilir.
Eski şarkılar, günümüzdeki hızla tüketilen müziklere kıyasla daha emek doluydu. Şarkı yazarları, müzisyenler ve yapımcılar, şarkılarını yaratırken zamanlarını ve emeklerini harcıyorlardı.
Şarkıların sözleri daha anlamlıydı, müzikler daha orijinaldi ve insanları derinden etkileyebiliyordu. Bununla birlikte, günümüzdeki müzik endüstrisi, şarkıların yalnızca ticari başarıyı hedeflediği bir ortam oluşturmuştur.
Oluşan bu ortam müzisyenleri, yapımcıları ve söz yazarlarını hızlı bir şekilde bir şarkıyı yazmaya, kaydetmeye ve piyasaya sürmeye yönlendirmiştir.
Bunun gibi ticari baskılar, popüler müziği basitleştirmiş ve birçok şarkının benzer özellikler taşımasına neden olmuştur.
Şarkıların yapısı, nakaratların tekrarlanması ve müzikal öğelerin standartlaştırılması, popüler müziği tek tip hale getirmiştir. Bu da insanların duygu ve düşüncelerini ifade etmekte zorlanmasına ve yaratıcılıklarını kaybetmelerine neden olabilir.
Hızla tüketilen müzikler, insanların zihninde sadece geçici bir etki yaratır. Şarkılar birkaç hafta boyunca popüler olabilir, ancak sonra unutulur ve yerini başka bir şarkı alır.
Böylesi hızlı bir değişim, insanların müziği duygusal olarak deneyimlemesini engeller ve dolayısıyla duygusuzluğa neden olabilir.
Müzik, insanların duygusal olarak bağlanabilecekleri bir sanattır, ancak günümüzdeki popüler müzik kültürü bu bağlantıyı zayıflatmıştır.
Bunların sonucu olarak, insanların kültürün ve sanatın güçlü bir şekilde ifade edildiği bir dünya yerine, ticari kaygıların hakim olduğu bir dünyada yaşıyoruz.
Popüler müzik, sadece para kazanmak için yapılan bir ürün haline gelmiş ve bu da müzik sanatının özüne ters düşmektedir. Bu yaklaşım, müzisyenleri ve söz yazarlarını, müziklerini ifade etmekten uzaklaştırmıştır.
Müzisyenler, sanatlarını serbestçe icra etmek ve ifade etmek yerine, kâr elde etmek için şarkılar üretmek zorunda kalmışlardır. Bu, yaratıcılığı öldürmüş ve popüler müzik endüstrisinde önemli bir müzikal çeşitliliği kaybettirmiştir.
Popüler müzik kültürünün insanları tüketime, yozlaşmaya ve duygusuzluğa ittiği argümanı doğru gibi görünmektedir. Bu kültür, müzik sanatının özüne ters düşmüş ve ticari kaygılar hakim olmuştur.
Şarkıların benzerliği, hızla tüketilen müzikler ve duygusal olarak boş şarkılar, insanların müzikle gerçek anlamda bağlantı kurmasını engellemiş ve müzik sanatına zarar vermiştir.
Müzik endüstrisi, sanatın ve kültürün ifade edildiği bir alan olarak yeniden tasarlanmalı ve insanların müzikle gerçek anlamda bağlantı kurabilmesine olanak tanıyacak şekilde yeniden şekillendirilmelidir.