Sokağın Sesi, Samsun halkına Samsun şehri başta olmak üzere Karadeniz bölgesinde gerçekleştirilen eylemler ve saldırıları sordu. Vatandaşlar, bütün bu olayların başlamasının nedenini Ahmet Türk'e yapılan saldırıya bağlarken, ne zaman ne olacağını bilemediklerini ve kalabalık alanlara girmekten korktuklarını belirtti.
Recep Bura (40-Serbest Meslek): Bence, Karadeniz'e terör olayını bence bizler yayıyoruz. Bunu hükümette biliyor, millette biliyor. Niye Karadeniz, çünkü Karadeniz halkı buna müsaade etmez. Karadeniz'in halkı, milliyetçi ve vatanına sağdık bir millettir. Kürt açılımı nasıl yapılıyorsa, Karadeniz açılımı da yapalım o zaman. Buradaki mahkeme ile oradaki mahkeme arasında çok fark var. Güneydoğudaki vatandaş, elektrik su parası ödemiyor, kaçakçılık yapıyor hiçbir sorun yok. Ben burada sigara yakalatıyorum diye emniyette sorgulamaya alınıyorum. Bende bir teröristim o zaman. Terörist bu demektir. Sen oradaki vatandaşı buraya alamıyorsan, oradaki mahkemeni göremeyip taaa Karadeniz'in Samsun gibi elle gösterilen bir şehrine yolluyorsan eğer yakında bombalar patlarsa hep beraber izleriz. Açıkçası ben bu konu hakkında karamsarım ve gelecek adına hiç bir şey göremiyorum
ALLAH DEVLETE DEĞİL, MİLLETE ZEVAL VERMESİN!
Hasan Başar (23-Kuaför): Toplumun gelenek ve görenekleri kaybolduğu takdirde, amacı olmayan bir ülke haline geleceğiz ve bu insanların bu olayın peşinde olduklarını bizler görebiliyoruz. Toplumun giderek bozulması, kişilerin giderek birbirine şiddet uygulaması ve bu şiddetin altında ekonomi bozukluğunun yatması fakat bütün bu olumuz olayları, Kürt-Türk sorunu olarak dile getirmeleri yani istedikleri yöne çekmelerinden dolayı bu kanıya vardım. Ben bunu tamamen bir devlet politikası olarak görüyorum. Devletin iktidarı ile muhalefeti kendi aralarında rant içerisine girip, halkı ezmelerinden kaynaklanan bir durum olarak görüyorum.
Ahmet Türk'e yapılan saldırı sonucunda, emniyet müdürü açığa alınıyorsa, Kayseri'de bakana yapılan saldırıda, Kayseri Valisi ve emniyet müdürü nasıl ayakta kalabiliyor bunu bizlere açıklasınlar. Hani derler ya Allah devlete zeval vermesin bence Allah millet zeval vermesin demekten başka bir çaremiz kalmadı
UNUTULMUŞ BİR POŞET BİLE KORKUTUYOR
Berkay Alpay (22-Öğrenci): Bana göre, Karadeniz'de bütün bu olayların gerçekleşmesi ve insanların tedirgin bir hale gelmelerinin tek nedeni; teröristlerin, Karadeniz'e geçmişten gelen bir sempatisi olmasıdır. Karadeniz'e bu zamana kadar gelemedikleri içindir. En son Ahmet Türk'e atılan yumruktan sonra biraz kışkırtma oldu. Her ne olursa olsun, ben Samsun ve Samsun insanının bu durumlardan pek fazla etkileneceğini sanmıyorum. Çünkü en ufak bir poşette bile halk bomba ve tehlike anlamından polisini arıyor ve duyarlılığını gösteriyor. Karadeniz bölgesine her ne kadar yüklenseler de, belli bir zaman sonra anlayacaklardır, emellerine ulaşamayacaklarını. Karadeniz'de saklanacakları bir yer yok. Karadeniz'imizin insanı ülke üzerindeki birçok bölgedeki insanlardan çok çok memleketine, düzenine ve değerlerine sahip çıkan, kop koyu bir yapıya sahiptir. Bu olay en fazla bir ay iki ay daha sürer ve geçer diyorum ve bütün bu eylemleri gerçekleştirenleri kınıyorum.
BU OLAYLARIN BİTMEYECEĞİNİ VE DEVAM EDECEĞİNİ BİLİYORUM!
Uğur onurlu (24-esnaf): Lâdik ilçemizde gerçekleşen silahlı saldırı sonucunda, iki polisimizin şehit edilmesi, eski DTP Genel Başkanı Ahmet Türk'e yapılan saldırıdan dolayı gerçekleşmiştir ve bu saldırıyı terör örgütünün yapmış olduğunu düşünüyorum. Bütün bu olayların ise bitmeyeceğini ve bundan sonrada devam edeceğini düşünüyorum ve korkuyorum. İnsanlar artık, kalabalık alanlara girmekten kaçınıyorlar. Bunun en basit örneği ise 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın okullarımızda, bir gün önce kutlanmasıdır. İnsanların 23 Nisan günü, çocuklarını törene götürmek yerine evlerine kapatmalarıdır. Bu kötü zihniyetin insanların üstünde kurduğu baskı ile amaç ve emeline ulaştığını görünce ben çok üzülüyorum. Umarım en kısa zamanda Samsun şehri ve Samsun insanı eski huzuruna kavuşur ve gereken kişiler üzerlerine düşen görevleri yaparlar
İNSANLAR ÇOK GERGİN
Murat Çiftçi (36-Muhasebeci): Samsun'da son zamanda gerçekleşen ve yabancı olduğumuz bu olmaması gereken olaylar gerçekten insanlarımızı çok gerdi ve tedirgin olmalarında neden oldu. Lâdik'te ki şehitlerimiz, Giresun'daki şehitlerimiz, yapılan yürüyüşler ve eylemler, herhangi bir şüpheli paket görülmesi üzerine vatandaşın hemen polise haber vermesi, bunların hepsini şu an ben değil başka birine soralım oda Ahmet Türk'e yapılan saldırıya bağlayacaktır. Bunda aslında haklılar ama eğer bir şey olacaksa zaten yaparlar müdahale edemeyiz ki! Aksine bu tedirginliklerimiz, Onların kısasa kısas düşüncesini veya siz bize yaptınız bizde size yapacağız düşüncesini akıllarımızdan çıkarmadığımızı ve her an tetikte olduğumuzu gösterir ve istediklerini, istemeyerek yapacağımız anlamına geliyor. Her ne olur ise olsun Samsun halkının ben duyarlılığına ve vatan, millet, toprak sevgisine, birbirlerine bağlı olan inançlarına her zaman inanıyorum ve bu aciz hareketlerin üzerisinden el birliği ile dimdik Samsun'umuzu eski durumuna döndürebileceğimize inanıyorum
KEŞKE BU OLAYLAR OLMASA!
Gözde Yağmur (20-Öğrenci): Ben Samsun şehrinde son zamanlarda gerçekleşen ve halk üzerinde tedirgin ve şüpheci bir kalıp oluşturan bütün bu olayların, Samsun'a özgü olduğunu düşünmeyenlerdenim. Başta İstanbul olmak üzere Şırnak, Hakkari, Tunceli, Erzincan ne bileyim bir çok kentimiz tam anlamı ile bir kaos kentidir. Her ne kadar kötüde olsa, insanlar üzülseler de, ağlasalar da veya baskı ve tedirginlik içerisinde olsalar da, bu durumda olmamız iyiye işarettir. Neden, sadece doğuya odaklanmak yerine, oranın insanlarını ve o insanların memleketlerinde gerçekleşen olayları eleştirmek yerine, kendi içimizdeki sorunlarımıza bakmamıza vesile olmuş olur. Biraz daha gözümüzü açabiliriz. O kadar şüpheci bir durum ki bunların hepsinin bir kurgu olma ihtimalide var. Düşüncelerim karışık anlamlandıramıyorum, 19 Mayıs yaklaşıyor, biliyoruz ki Samsun Mustafa Kemal Atatürk'ün şehri, belki bu insanlar ilgiyi farklı yöne çekerek daha büyük bir eylem gerçekleştirmek istiyorlar bunları bilemeyiz çok zor. En sakin şeklimiz ve tavrımız ile hata yapmadan bir değil iki kere düşünerek bu şiddetli gidişatı yavaşlatıp sakin olmamız gerekir. Bizler Kurtuluş Savaşı'nda hep beraber anne, baba, dede, nine, çocuk ve bütün ulus savaştık. O zamanlar birdik ve tektik, şimdi ise gün geçtikçe bölünüyoruz. Keşke kelimesinden hiç hoşlanmam ama keşke bu olaylar olmasa
Tolga BİRGÜCÜ