Türkiye’de kadınlar arasında en yaygın üçüncü kanser türü olan rahim ağzı kanserinden korunmada erken yaşta aşının önemli olduğunu söyleyen VM Medical Park Samsun Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği’nden Doç. Dr. Pervin Karlı, “Tercihimiz özellikle kız ve erkek çocuklarında 9-15 yaşları arasında HPV aşılamalarının yapılmasıdır. Önlemede HPV aşısı için üst yaş sınırı yoktur. Her yaşta uygulanabilir” dedi. Rahim ağzı kanserinin Türkiye’de jinokolojik kanserler arasında üçüncü sırada yer aldığının altını çizen Doç. Dr. Pervin Karlı, uyarılarda bulundu. Rahim ağzı kanserinin önlenebilir kanserlerin başında geldiğini vurgulayan Doç. Dr. Karlı, bunun en kolay yolunun tarama testleri olduğunu söyledi. Erken tanı için 3 yılda bir Smear, 5 yılda bir HPV testi yaptırılması gerektiğini vurgulayan ve Serviks kanserinin önlenebilmesi ve tedavi edilebilmesi için erken tanının önemli olduğunu belirten Doç. Dr. Pervin Karlı, “Tek ve en önemli yöntem, Smear ve HPV testleridir. Smear testi ve HPV testi, jinekolojik muayene esnasında yumuşak uçlu bir fırça yardımıyla adetsiz bir dönemde alınır. Aktif cinsel hayatı olan kadınların 3 yılda bir Smear testi, 5 yılda bir de HPV testi yaptırmaları yeterli bir tarama metodudur. En değerli ve koruyucu tarama yöntemi HPV testinin yapılmasıdır. Riskli hasta gruplarında takip süreleri değişmektedir. Bu nedenle tüm kadınların çok kolay, basit ve ucuz yöntem olan Smear testini yaptırmaları oldukça önemlidir” şeklinde konuştu. HPV testi pozitif çıkan hastalarda kolposkopi (rahim ağzının asetik asit ve lugol uygulamaları eşliğinde yapılan bir değerlendirme yöntemi) işleminin yapılması ve rahim ağzının değerlendirilmesi gerektiğini de sözlerine ekleyen Doç. Dr. Pervin Karlı, “Yapılan değerlendirmeler neticesinde şüpheli alanlardan biyopsi alınır ve patolojik değerlendirme yapılır. Bu patolojik değerlendirme sonucunda CIN1, CIN2ve CIN 3 olarak kanser öncesi lezyonlar çıkabilir. Bazen karsinoma insitu bazen de direk kanser vakası yakalanabilir” dedi. Aşı konusunda 9-15 yaş arasında HPV aşısı yaptırılabilir diyerek ekleyen Doç. Dr. Pervin Karlı, rahim ağzı kanserlerinin aşılanma yoluyla önlenebilme oranları oldukça yüksek bir kanser olduğunu, bunun sebebinin de neredeyse kanser tanısı alan vakaların tamamına yakınında altta yatan sebebin HPV virüsü olmasından kaynaklandığını işaret etti. Aşının HPV virüsünden korunmada en etkili yöntem olduğunu kaydeden Doç. Dr. Pervin Karlı, şöyle devam etti: “Tercihimiz cinsel aktivite başlamadan ya da özellikle kız ve erkek çocuklarında 9-15 yaşları arasında HPV aşılamalarının yapılmasıdır. Önlemede HPV aşısı için üst yaş sınırı yoktur. Her yaşta uygulanabilir. Tercihen klinik gereklilik azaldığı için ileri yaşlarda önerilmez. HPV aşısı için HPV varlığının veya HPV yokluğunun taranması şartı aranmaz. HPV pozitif kişiler de HPV aşısı yaptırabilir.”
BU BELİRTİLERE DİKKAT
Rahim ağzı (serviks) kanseri belirtilerini Doç. Dr. Pervin Karlı, “Rahim ağzı kanseri erken dönemde hiçbir belirti vermeyebilir. Ancak, vajinal kanamalar, vajende doluluk veya kitle hissi, vajinal akıntılar ve ağrılı cinsel ilişki sık görülen belirtiler arasında yer alıyor. Kanamalar cinsel ilişkisi esnasında olabileceği gibi sonrasında damla şeklinde ve kötü kokulu bir akıntıyla görülüyor. Menstrüasyon (adet) dönemleri arasında düzensiz kan lekesi veya hafif kanama, menopoz sonrası lekelenme veya kanama, sırt, bacak veya kadın cinsel organlarının olduğu bölgede ağrı, yorgunluk, kilo kaybı, iştahsızlık, tek ya da iki bacakta şişkinlik, idrar yaparken ağrı sık görülen belirtileri arasındadır” şeklinde açıkladı. Rahim ağzı kanseri için risk faktörlerini Doç. Dr. Pervin Karlı, “Human Papilloma Virus (HPV) enfeksiyonu, Cinsel yolla bulaşan başka enfeksiyonların da olması, erken yaşta (16 yaştan önce) ilk cinsel ilişki, birden fazla cinsel partner varlığı, tütün kullanımı, beslenme alışkanlığı (meyve ve sebzeyi az tüketmek rahim ağzı kanseri riskini artırmaktadır), yüksek doğurganlık sayısı, düşük sosyoekonomik düzey, özellikle 5 yıldan daha uzun süreli doğum kontrol hapı kullanımı, bağışıklık sisteminin baskılanması risk faktörleri arasındadır.”