Zahmet çekmeden rahmet aramak, Rahmani bir düşünce değildir.
Atalarımız da, "Zahmetsiz, rahmet olmaz" demişler.
Zahmetle elde edilen her şey, bereketlidir.
Kendi alın teri ile kazanılanlar artarken, miras olarak kalanlar sürekli azalır.
Çünkü,“Bereket”; zahmette, “Rahmet”; alınterindedir.
Birey ve toplum olarak, beleş yaşamanın peşinde koşulur genellikle.
Sıkıntı olmayacak, sorun çıkmayacak, problem oluşmayacak…
Her şey güllük gülistanlık olacak…
Keder gerektirecek hiçbir olayla karşılaşılmayacak…..
Sevinerek ve sevinçle yaşanacak her zaman…
Beşeri arzular bunu isteyebilir… ama bunun için hiçbir şey yapılmayacak mı ?
Rahmet ve bereket ararken hiç ter dökülmeyecek mi ?
Halbu ki, insan için çalıştığının karşılığı vardır…
Hangi unsur ve hususiyet olursa olsun, onu sahiplenebilmek için, onun elde edilmesinde ter kokusu olması gerekir.
Terlemeden elde edilen her hangi bir şeye aidiyet de oluşmaz.
Şans oyunlarından imkan sahibi olanların sonlarını hep duyduk.
Yedi ceddinin çalışarak elde edemeyeceği maddi imkanlara sahip olan, şans oyunundan imkan sahibi olanlar, en fakir insanın bile düşmediği aciz durumlara düşerler.
Örneklerini çok işitiriz.
Helal yönden bile olsa, alın teri olmadan sahip olunan imkanların sürekli azaldıklarına şahit oluruz.
Miras yolu ile sahip olunun imkanlarıcömertçe kullanan kimseler, kendi çalışmalarıyla elde etiklerini harcamada çok daha cimrice hareket ederler.
Zahmet çekmeden, rahmet aranmaz. Çalışmadan elde edilende, bereket bulunmaz. Kendine ait olmayan hiçbir şey kişiye mutluluk vermez.
Ne kadar alın teri, o kadar imkan… İnanç değerleri ile yaşamak, bereketli hayatın garantisidir.
İnanan insanın yaşamında imkan değil iman esastır.