Peygamberimiz; ramazan ayının kıymeti bilinmesi halinde, kişinin senenin tamamını oruçlu geçirmek isteyeceğini hatırlatmıştır. Zihnin, kalbin ve bedenin dinlenmesini sağlayan oruç ibadeti, bu sayede ruhun da dinlenmesini sağlamaktadır. Sosyal ilişkilerden, toplumsal ilişkilere, aile içi ilişkilerden dostalar arası ilişkilere kadar, amir memur arası ilişkilerden öğrenci-öğretmen arası ilişkilere kadar toplumsal katmanların tamamında oruç ibadeti nedeniyle bir takım revizyonlar oluşmaktadır. Ramazan ayında, oruçlu iken size birisi sataşırsa ona “ben oruçluyum” deyin buyuran Peygamberimiz, oruç ibadetinin insanlar arası kavganın önünde set oluşturacağını ve barışın tesisinde eğitim vereceğini hatırlatmaktadır.
Yıl boyu unutulmaması gereken garipler, fakirler, miskinler, ihtiyaç sahiplerdi, dul ve yetimlerle kimsesizler; ramazan ayında en üst düzeyde hatırlanmakta, ihtiyaçlarının giderilmesiyle ilgili insanlar arasında adeta bir yarış yaşanmaktadır. Gözü yaşlı insanların dertlerine çare aranmakta, hastalık ve benzeri sıkıntılar yaşayanlara kalbi yardımlar yapılmaktadır. Sokak dilenciliği yapmayan haya sahibi, övülmüş fakirler evlerinde aranıp-bulunmakta, neredeyse tüm ihtiyaçlarının karşılanması için çareler geliştirilmektedir. Bu vesileyle yokluk nedeniyle akan göz yaşları asgariye inmekte, göz yaşlarının yerini hatırlanmanın mutluluğu almaktadır.
Ramazanda yapılan nafile ibadetlerin manevi değerinin normal zamanda yapılan farz değerinde, farz amellerin de normal zamana göre 70 kat fazla olmasının verdiği manevi kazanım; Müslümanların bu aydan istifade etme heyecanlarını arttırmakta, bu heyecan ihtiyaç sahibi olanların ihtiyaçlarının giderilmesini sağlamaktadır. Bu manevi değer nedeniyle ramazan ayı; hem ihtiyaç sahibi olanlar için nimete, hem de ihtiyaçları karşılayan Müslümanlar için manevi kazanım üzerinden dünya ve ahiret nimetine dönüşmektedir. İmtihan alanı olan dünyada, imtihan vesilesi olan unsurlarla imtihan olan insanlar içinde ramazan vesilesiyle en şanslı olan insan kitlesi Müslümanlardır. Müslümanın her hali, kendisi için nimettir. Yapılan her amel, söz ve eylem; ibadete dönüşmekte, hayatın tamamının manevi kazanım oluşmasına neden olmaktadır.
Ramazan huzur ayıdır. Mutluluğun en yüksek düzeyde yaşandığı zaman dilimi ramazan ayıdır. Ramazan: gönüllerin huzur bulduğu, her amelin kat kat karşılığının elde edildiği, her eylemin ibadete dönüştüğü bereketli ayıdır. Peygamberimizin; başı rahmet, ortası mağfiret, sonu günahlardan arınma ayı olarak tarifini yaptığı ramazan ayı; bu Peygamberi tarifin uygulama alanı bulduğu, herkesin samimiyeti ölçüsünde huzur bulduğu bir aydır. On bir ayın sultanı olarak tarif edilen Ramazan ayına, bu değeri kazandıran Kur”anı Kerimin bu ayda inzal olmaya başlamasından dolayıdır. Müslüman için Kur”anın içinde bulunduğu her zaman dilimi; bereket, mağfiret ve nimettir. Ramazanın huzur veren bir ay olması da, Kur”anın hatırına bu ayda sunulan ilahi bereket nedeniyledir.
Bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesinin Ramazan ayında bulunması; bu ayın huzur ve mutluluk membaı olmasını sağlamaktadır. Ramazan ayına mahsus ibadetlerin her biri bu huzurun oluşmasının vesilesidir. İftar, sahur, mukabele, infak, tasadduk, zekat, fitre, oruç, itikaf, yardımlaşma, paylaşma ve dayanışma gibi amel ve eylemler; gönül huzurunun oluşmasında etkili manevi enstrümanlardır. Başkasının mutlu olmasına neden olan her eylem, bu eylemi yapanlar için huzur vesilesidir. Bunun da en çok karşılık bulduğu zaman dilimi Ramazan ayıdır. Bu nedenle Ramazan huzur ayıdır. Kur”an ayı olan ramazan; bu vesileyle bereket, rahmet ve mağfiret ayıdır. Ruhuna uygun olarak değerlendirilen ramazan ayı; bayram sabahına cennetlik kul olarak girmeyi sağlayacaktır. Bu Peygamberi müjde ramazanın huzur kaynağı olması için yetecektir.