RAMAZANI UĞURLARKEN

Mustafa Cemal Tomar

Bir Ramazan'a daha elveda demek üzereyiz. Bu yılki Ramazan ayı çok rahat geçti. Günler kısa ve serin olunca kolay oruç tutuluyor. Rabbimiz, buyruklarını O'nun rızasını kazanmak için yerine getirmeye çalışanlara yardım ediyor. "Oruç tutmaktan yoruldum" diyen insan sayısı bir elin parmakları kadar bile değildir. On bir ayın sultanı Ramazan ayı sofralarımıza bereket, bedenimize sağlık, sosyal hayata sevgi ve muhabbet, yardımlaşma ve dayanışmaya öncülük, fert ve toplumların kaynaşmasına katkı sağladığı muhakkaktır. Ramazanın ve orucun nimet ve faydalarını bir ay boyunca sosyal medyada ve camilerimizde hocalarımız anlatmaya çalışsalar bile anlatımlar kifayetsiz kalıyor. İşin içine doktorları da katsak Ramazan ayının ve orucun faydalarını anlatmaya muktedir olamazlar. Zira oruç milyonlarca hasta insanı, sessizce sağlıklı kılan ilâhi bir tedavi yöntemidir.

Bu derece önemli bir ilâhi rahmeti uğurlarken şair devreye girerek bu atmosferi mısralara dökmektedir. "Ramazana vedâ etmek hüzün yağmurlarına dokunmak, bin aydan hayırlı ayın muhabbetini zırh gibi kuşanmak... Sayılı günlerin yumağında akla karayı seçmek, geceleri kollamak, Kadir Gecesini aramak, aralamak... Kabul görmeyen ibadetlerin korkusuyla uğurlamak, kabul görmüş duaların umuduyla kalbi hep sulamak... Nazlı bir bebek gibi seccadeni sarmak, sarmalamak, kucaklamak, sığınmak... Aşka düşmek,anmak, yanmak, köz olmak Arşa yükselen dualarla hece hece buluşmak... Ve küllerinden yeniden yeniden doğmak...

Şair güzel anlatmış, Ramazan önümüzden kayıp giderken acaba bir daha kavuşmak bize nasip olacak mı? sorusu herkesin kendine sorması gereken bir sorudur. Ramazan'a kavuşmayıp ölen nice insanlar var. O yüzden her Ramazan'ın sonunda "Elveda Şehr-u Ramazan diyoruz. "Bir dahaki Ramazan'a kavuşmak ya! nasip" diyoruz. Ramazan ayı bizden memnun olarak mı ayrılacak acaba? sorusu akla geliyor. Bunun cevabı nettir. Bu ayı güzel ihya ettiysen, gelişiyle sevinip gidişiyle üzülüyorsan, bu ayda yaptığın ibadetlerin diğer aylara aktarırsan, manevi hayatını revize edip kendine çeki düzen verdiysen neden Ramazan senden razı olmasın. Burada Ramazanın memnuniyeti Hak Teâla'nın memnuniyeti anlamına gelmektedir. Yoksa Ramazan ayı canlı bir varlık değildir. Rabbimizin kullarına ihsanıdır.

Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden azat olma ayı olan bu müstesna ayın gidişi elbette bizi üzmektedir. İman sahibi olan herkesi de üzer. Hakikaten bu ay bereketiyle gelir, bereketiyle gider. Özlemle ve hasretle nasip olursa gene bekleyeceğiz seni Eyy!!! Ramazan. Ramazan ayının kullar üzerinde etkisi çoktur. Bu ayda malum olduğu üzere Kur'an nazil olmaya başlamıştır. Bu husus dikkate alınarak en çok Kur'an bu ayda okunmaktadır..Kadir gecesinde il müftüsü teravih öncesi dua yaparken 1071 hatimden bahsetmişti. Bu sadece Samsun'daki rakam olsa gerek. Türkiye ve dünyadaki okuma rakamları ise tabi ki çok daha farklıdır. Kur'an okumak demek aynı zamanda "Allah Teâlâ ile kelâmlaşmak" demektir. Bu tabi ki büyük bir lütuftur. Hikmetleri anlatarak bitmez. Lâkin buradaki okuma ile Rabbiyle konuşmak arasında mana olarak büyük fark vardır. Bu hususa dikkat etmemiz gerekiyor.. Bir kere ne dediğini anlamadan konuşma yapılmaz. Her ne kadar sen ne dediğini anlamıyorsan da Allah Teâlâ ne dediğini mutlaka bilendir. "Sözünüzü ister gizleyin, ister açığa vurun. Çünkü O, bütün sinelerin özünü bilir." (Mülk;13)

Lâkin kul Rabbinden ne istediğini bilmelidir. Yani okuduğu ayetlerin en azından bir kısmının anlamını bilmesi gerekmektedir. Bu husus çok önemlidir. Bu kapsamda anlamadan Kur'an'ın tamamını okuma yerine bir çok ayeti anlamıyla beraber öğrenir, üzerinde tefekkür eder, icabınca hareket edersek daha bilinçli müslüman oluruz. Burada madem ki Kur'an ayı olan Ramazanı idrak ettik, içinde bir ay bulunduk, madem ki Kur'an'ı çok okuduk, bu yolculuk bir kaç gün sonra son bulacaktır. O halde Ramazanın ve dolayısıyla Kur'an'ın emarelerini üzerimizde görmemiz lâzım. Bu güzel hasletleri diğer Ramazan'a kadar taşımamız gerekir. Eğer öyle yaparsak Ramazan bizden razı olarak ayrılır, amacına ulaşmış olur.

Yok eğer Ramazan'ın ikliminden bayram sonrası üzerimizde bir şey kalmıyorsa bu ayın feyzinden ve bereketinden istifade etmedik demektir. O zaman da sonuç itibarıyla hayırlı bir neticeye varılmaz. O halde , yaptığımız ibadetler, okumalar, hayr-u hasenatlar, bizi değiştiriyor, kemalleştiriyor, şuurlandırıyor, küffar düzeninin fırıldakıklarını fark ettiriyor, cihad ruhumuzu canlandırıyor, zulme karşı direnme gücümüzü artırtıyor, Allah Teâlâ' nın emirlerine karşı hassasiyetimizi artırıyor, imanımızı ziyadeleştiriyorsa o zaman ibadetlerimiz ve okumalarımız amacına ulaşmıştır demektir.

Eski durumunuzda bir değişiklik olmadıysa, Ramazan girişi ve çıkışında bir değişiklik hasıl olmadıysa " iki günü eşit olan aldanmıştır" formülünce en hafif tabirle zamanımızı heba etmişiz demektir. Bu sınırlı ömrümüz içinde zamanımızı en iyi şekilde değerlendirebilme umudu içinde olmayı dileyerek, Ramazan'ın bereketinden ve feyzinden tam manasıyla istifade edebilme dileklerimle satırlarımı noktalıyorum.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.