Toplumun merakla beklediği ilçe adaylarının bu hafta sonuna kadar açıklanması bekleniyor, Ak Parti Genel Başkan yardımcısı Mehmet Özhaseki’nin de bu minvalde açıklamaları oldu. İlçelerin adayları belli ancak Ak partinin Cumhur ittifakı gereği MHP’nin taleplerini görmezden gelme imkânı yok. MHP’nin talep ettiği ilçelerle ilgili nihai karar verildikten sonra ilçe adayları da açıklanacak, adaylarla ilgili açıklama yapılmadan önce uyanık basın mensupları da malı götürmeye başlamış durumda. Bu minvalde yaşanan son gelişmeleri hep birlikte izliyoruz, kimisi aldığı paralar ortaya çıkınca manşetten çakıyor, kimisi tehdit ediyor, kimisi Genel Başkan yardımcılarıyla gizli yemeklerde buluşup malı götürüyor, sizin anlayacağınız işin kaymağını uyanık gazeteciler yiyor, biz ise ceremesini çekiyoruz. Bazı Belediyeler tüm gazetelere yüklü miktarlarda fatura kesmişler, internet sitelerinin tamamını maaşa bağlamışlar, biz de verdiğimiz gazetelerin parasını almakta güçlük çekiyoruz. Konuşmaya sıra geldiğinde de herkes sütten çıkmış ak kaşık, memleketim ne halde siz düşünün işte.
Ak Parti kurulduğu günden itibaren güzel işler yaptı, misyon olarak da milli görüş tabanlı, muhafazakar, demokrat ve liberallerin de içerisinde yer aldığı geniş tabanlı bir misyonla işe başladı. Ancak gün geçtikçe asıl çekirdek kadro dışlanmak suretiyle farklı bir çizgiye doğru ilerlemesi fevkalade sıkıntılı bir durum oluşturmaya başladı. Bu konuda Samsundaki liberalleşme ve sola kayma eğilimlerinin başlangıcı eski Bakan Çağatay Kılıçla başlamış, Çiğdem Karaaslan ile hızla ve artarak devam etmiştir. Bu durumu öyle sinsice ve bilinçli yapmışlardır ki kamuoyu hiç farkına varmadan istedikleri adamları teşkilatlara yerleştirmeye başlamışlar, ardından da pek çoğunu istifa ettirip Belediye Başkanı olmaları için ellerinden gelen her türlü uğraşı vermişlerdir. Çiğdem Karaaslan bu konuda ciddi anlamda sıkıntılar yaşattığı son ilçe Belediye Başkanlığı adaylıklarında ortaya çıkmıştır.
Bu konuyu biraz açacak olursak bazı örnekler vermemiz gerekecek, Hakan Karaduman’ın İl Başkanı olmasıyla başlayan yenileme çalışmaları da teşkilatlara giren insanların pek çoğunun muhafazakâr kesimden olmadığı açıkça ortaya çıkmıştır. Bu tür isimler önce teşkilatlara konulmuş aradan çok kısa bir zaman dilimi geçmiş olmasına rağmen bir kısmı istifa ettirilmiş ve Belediye Başkan aday adayı, meclis üyesi aday adayı yaptırılmışlardır. Bunu yaparken de mevcut Başkanların yıprandığını veya eksiklerini, hatalarını teşkilat içerisinde yaymak suretiyle Başkanları yıpratma kampanyası yaparak başarılı olmaya başlamışlar, ardından da Ankara’da bu işin üst perdesini oluşturmuşlardır. Mevcut Başkanlarının hatalarını kimse savunmuyor, elbette o hatalar olmamalıydı ama bu insanlar kolay yetişmiş insanlar değil, en az, yirmi, hatta otuz yıllarını bu davaya harcamış, teşkilatların her kademelerinde görev yapmış nihayetinde de Belediye Başkanı olmuş insanlar bu insanlar. Şimdi tek kalemde kaldırıp atmak fevkalade yanlış bir şeydir, kızalım, eleştirelim ama haklarını da teslim edelim, daha dün bu teşkilatlara girmiş insanları üç beş aylık çalışmadan sonra bu tür görevlere getirmek fevkalade yanlış bir davranış olduğunu unutmamak lazım.
Birileri kendi ekibini kurmak adına böyle bir çalışma yapıyorlar ama Tayyip Erdoğan’ın temel felsefesine uymayan bu hareketlerin Ak Partinin altını oyma girişimi olduğunu da unutmasınlar. Tayyip Bey bunları kısa zamanda duymayabilir ama zamanı gelip öğrendiğinde ne yapacaklarını da düşünsünler. Bu parti öyle kolay, kolay bu noktaya gelinmedi, merhum Erbakan hocanın taa altmışlı yılların sonlarına doğru başlattığı çalışmayı hayatını feda ederek devam ettirmiş, ardından Tayyip Beyi rahle-i tedrisinden geçirip yetiştirdikten sonra bu aşamaya gelmiştir. Bu dava içki masalarında mezelerle değil, medreselerde, camilerde, okullarda ve sokakta yapılan çalışmalarla bu düzeye gelmiştir. Şimdi bazı simaları gördükçe canım sıkılıyor, ellerinde kadehler, kızlar, âlemler, eğlenceler olan insanların bu teşkilatlarda yer alması fevkalade üzücü bir durum.
Bu arada işin arka planında Bebek yüzlü vekilin de olduğunu söylemeden geçmek istemiyorum, Genel Başkan yardımcısının eşiyle resmi veya gayri resmi ortaklıklarını öyle güzel kullanıyor ki aklınız şaşar. Bakanlığı döneminde çevre düzenlemesi işleri vererek ihya ettiği bu insanları şimdi nasıl kullanıldığını bilemezsiniz. Yeni aldığım bilgilere göre şehrimizde yapılacak olan millet parkını da Genel Başkan yardımcısı almış, bu iddia doğru ise, yandı keten helva. Şayet bu dava birilerinin ekonomisini düzeltme davası haline geldiyse yazık oldu geçmişte çekilen çilelere diyerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla.