Büyükşehir Belediyesince ihalesi yapılan ve halen inşaatı devam etmekte olan raylı sistemin ne olduğu, güzergâhı ve devreye girmesiyle kent içi ulaşıma getireceği yeniliklerle ilgili görüş ve düşüncelerimi, bir kere daha, paylaşmak istiyorum.
Raylı sistem, güzergâh olarak, 1980'lerde hazırlanan nazım plana girmiş ve geçeceği hat belirlenmişti. Atakum, Atakent ve Kurupelit uygulama imar planları da bu doğrultuda hazırlanarak, bu gün İsmet İnönü Bulvarı olarak bilinen hat oluşturuldu. Nazım plana göre, raylı sistem, kent merkezinde mevcut demiryolu hattına paralel olarak ve Fuar Caddesini takip ederek Mert Irmağına ulaşıyordu. Buradan Sanayi bölgesine devam edecek olan hat, mevcut Çarşamba demiryolu hattı ile bütünleşebilecekti.
1990'lı yıllarda, belediye başkanlığınca, yaptırılan bir çalışma sonucunda hazırlanan raporda, raylı sistemin kent içi ulaşıma katkı sağlayabilmesi için, kentin omurgası konumundaki Yüzüncüyıl Bulvarı'ndan geçmesi gerektiği belirtilmişti. Buna karşılık 2002 yılında tamamlanan Samsun Ulaşım Master Planında güzergâhın, nazım planda belirtilen hatta, yani Fuar Caddesi'ne alınması benimsendi. Bu kararda, Yüzüncüyıl Bulvarı'ndan geçen altyapı tesisleri (özellikle içme suyu ana isale hattı) ve bulvarın bazı bölümlerinde eğimin %6'dan fazla olması etkili oldu. Burada alternatif çözümlerin yeterince araştırıldığı kanaatinde değilim. Maliyet ve yapım kolaylığının tercihte belirleyici olduğunu düşünüyorum.
Ancak, ihale sürecinde, İlkadım Belediyesi sınırlarında, bu güzergâhtan da vazgeçilerek hat Kültür Sitesi, Büyük Otel, Kapalı Spor Salonu ve Vilayet Binası ile Atatürk Bulvarı arasındaki dar alana sıkıştırıldı. İlk bakışta, uygun gibi görünen bu hattın sakıncaları belirmeye başlayınca, yapılan tercihin hiç de iyi bir çözüm olmadığı ortaya çıktı. Öncelikle, şehirle deniz arasında yeni bir engel oluşturularak, sahilde yapılan düzenlemelerin değeri düşürüldü. Atatürk Bulvarı üzerinde yapılması gerekebilecek kavşak düzenlemesi ve genişletme olanaklarının önü kesildi. Buradaki yaya ve araç trafiği artacağı ve Atatürk Bulvarı'nın daha da sıkışacağı göz ardı edildi. Yukarıda sayılan binaların girişlerinde engel oluşacağından girişlerin Fuar Caddesi'ne kaydırılması gerekeceği, Atatürk Bulvarı'ndan giriş alacak şekilde planlanan bu binaların işleyişinde ciddi sıkıntılar yaşanacağı dikkate alınmadı. Özellikle, Vilayet binasının protokol girişinin arkaya alınması ciddi sakıncalara neden olacaktır.
Ayrıca, Kapalı Spor Salonunun temellerinin, raylarla ilişkisinin düşünülmediği kanaatindeyim. Yoksa, Kapalı'nın yıkılması konusunda kesin karar mı verilmiştir?.. Liman Kavşağında ve ileride Lise Caddesi karşısında yapılacak üst geçitlerin oluşturacağı görsel kirlilik ne derecede dikkate alınmıştır, belli değildir.
Raylı sistemin verimli olabilmesi için üniversiteye, doğrudan bağlanması bir zorunluluk olarak görülmektedir. Doğum Hastanesi'nin önünden, bugün tek otobüsle gidilebilen Tıp Fakültesi Hastanesi'ne, raylı sistem devreye girdikten sonra, üç aktarma yapılarak gidilebilecektir. Atakum ve Üniversite hatlarında çalışan otobüs ve minibüs hatlarının iptal edileceği de dikkate alındığında, yolcular için, bugünün mumla aranacağı bir durumun oluşacağı şüphesizdir. Otobüs ve minibüs hatlarının nerelere kaydırılacağı konusunda ise, henüz bir bilgi yoktur. Bu konunun da masaya yatırılması gerekmektedir.
Kentin kenarından geçip tek taraftan beslenen ve üniversiteye bağlanmayan, daha doğru bir ifade ile aktarmalı olarak bağlanan bir sistemin kent içi ulaşımına istenen katkıyı sağlaması beklenemez. Toplu taşımanın amacı, insanları bulundukları yere en yakın noktadan alıp, ulaşmak istedikleri yere en yakın noktaya götürmektir. Bunun da ölçüsü, yaya yürüme mesafesi olarak kabul edilen 300-400 metredir.
Yerel yöneticilerimizin, halka gerçekleri anlatarak onlardan gelecek fikirleri de dikkate alıp, ben yaptım oldu mantığından kurtulmaları dileğiyle...