REKLAM ÇOK ÖNEMLİ

Adnan Bahadır

 Geçtiğimiz hafta arkadaşlarla birlikte Ladik'e gittik, hem benim oradaki Tavuk kümesleri gezelim hem de Nurhan Başkanın icraatlarına bakalım dedim, arkadaşlar da sağolsunlar kırmadılar beraber gidip döndük. Nurhan Hanım, hanımefendi olmasına rağmen erkeğin gösteremeyeceği cesareti göstererek Ladik'teki bazı ağa babalarına eyvallah etmeden hizmet üretmiş bir Belediye Başkanı bu yönünü takdir ettiğimden her zaman yanında oldum. Ladik çok enteresan bir yerdir, Halkı iyi insanlar ama ilçeye dışarıdan yatırım yapan yok denecek noktada, çimento fabrikasını saymaz iseniz benim dışımda ilçeye yatırım yapan Allah kulu yok desem yeri vardır. Neden böyle derseniz birkaç nedeni var, bunlardan en önemlisi ilçedeki bazı iş adamlarıdır. Bunlar öyle enteresan insanlardır ki anlatamam, onlara gidip baş etmeyen, dümen sularına girmeyen, eyvallah etmeyen Allah kuluna hayat hakkı tanımamak için ellerinden geleni yaparlar. Ben bu konuda o kadar sıkıntılar çektim ki anlatamam, şayet elimde bu gazete olmasaydı kesinlikle oraya tavuk çiftliklerini yapamazdım. O kadar zorluklar yaşadım ki anlatmakla bitiremem, yolum mu kesilmedi, yapacağım yola malzeme almak istediğim kurum tehdit edilip malzeme almam mı engellenmedi, köy yolunun açılması için malzeme almak istediğim kurum benden yolun köy yolu olduğuna dair muhtardan imzalı kağıt istediğinde muhtarı çağırıp imza vermemesi yönünde baskı mı yapılmadı. Sizin anlayacağınız o kadar sıkıntılar çektim ki anlatamam.
  İşin enteresan tarafı bu insanların Ladik'in yerlileri değil, dışarıdan gelip ilçeyi tahakküm altına almaya çalışan insanlar olmalarıdır. Ladik'in yerlilerinden en ufak bir sorun yaşamış değilim, bu insanlardan Ladik'in yerlileri de illallah etmiş ama yapacak bir şeyleri de yok. Aynı insanlar Nurhan Hanımı kendi hegomonyalarının altına alamadıklarından, hizmet etmemesi için ellerinden geleni yaptığına bizzat şahidim. Ama Nurhan Hanımın hiç eyvallah etmeyip, yaptıklarının tamamını bilmesine rağmen görmezden gelerek daha doğrusu onları ciddiye dahi almaksızın icraatlar yapması gerçekten takdire şayan bir durumdur. Eski yoğurt pazarını yıkmış, pancar kooperatifine ait olan arsayı satın alarak şehrin göbeğine nostaljik bir yoğurt pazarı yapmış. Yetmedi, yöresel ürünler imalatı yapmaya başladı, bölge insanına iş-aş sağlayacak istihdam oluşturacak Tarhanasından, reçeline, yağından, peynirine her türlü imalatı yapıp halka sundu. Büyükşehir Belediyesinin çalıştıramayıp, kapalı tuttuğu Ambarköyü faaliyete geçirdi müzesinden Lokantasına yerli ve yabancı ziyaretçilere hizmet sundu.
   Hiç birimizin bilmediği ve Ladik için hayati önem taşıyan Ladik'in ortasından geçen ırmak yasal olmamasına rağmen, geçmişte üstü kapatılarak akıllara durgunluk verecek boyutta birde tapusu alınmış. Düşünebiliyor musunuz ırmağın üzeri kapatılmış ve oraya tapu da alınmış, Nurhan Hanım şimdi ırmağın üstünü açıp, ilçede oluşması muhtemel fezeyanlardaki tehlikenin önüne geçiyor, aynı zamanda da ırmağın iki tarafına güzel peyzaj projeleri hazırlamakta. Şehrimizin en eski ve Osmanlıdan kalan tek saatinin bulunduğu saat kulesinin bulunduğu alan onarıma alınmış, fevkalade güzel işletmeler ortaya çıkmış. Yetmedi, bir önceki Belediye Başkanının yıkmaya başlayıp, yenisini yapamadığı Düğün Salonunun yerini de değiştirmek suretiyle ilçeye modern bir Düğün salonu kazandırmış. Hepsinden de önemlisi ilçeye on tane ahşap Bungalov ev yapıp, işletmeye hazır hale getirmiş. Bu kadar küçük bütçeyle bu kadar büyük işleri yapmak her kişinin değil, er kişinin işi olduğu bir gerçek. Nurhan Hanımı bu anlamda tebrik ve takdir etmek hepimizin görevi olduğu bir gerçek.
   Şehrimizin en büyük eksiklerinden biri Reklam olduğu bir gerçek. O Bungalov evler bizim Trabzon'da veya Rize'de olsaydı, yerli ve yabancı turistlerin baskınına uğrarlardı ama reklam olmayınca kiralayanı bile olmuyor. Ladik gölüne nazır olan bu evler fevkalade güzel yapılmakla kalmamış, çevre düzeni, sosyal alanları, kafeteryası mükemmel yapılmış olmasına rağmen, reklamı yapılmayınca şimdilik boş durmaktalar. Bu yaz Of'a gittiğimde eşimle birlikte Rize'ye gidip oradan günübirlik Turlarla yaylalara gittik. Pokut yaylası Sal yaylası, Ayder Yaylası ve Huser yaylasını gezdik. Yolları o kadar kötü ki ne küçük araç gidebiliyor, ne de otobüsler. Sadece transit türü araçlar gidebiliyor. Kaptana dedim ki Anzer, Haya, İksenit yaylaları buralardan çok daha güzel yolları da çok daha iyi, neden oralara tur yok. Adamın enteresan cevabı şu “Abi oraların reklamı yok ki turist gitsin, ben ne yapayım” İşte size şehrimizin turizm konusundaki cevabı. Kültür ve Turizm Müdürlüğümüz var hiç bir işe yaramaz, başındaki arkadaş turizmin T sini bilmez, almış arkasına bir vakfı onun üzerinden yerini sağlamlaştırmış. Siyasetçilerin de öyle bir dertleri yok, hadi çıkın çıkabilirseniz işin içinden. Sanırım matlup hasıl oldu, kalın sağlıcakla. 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (8)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.