Kırk yıldan fazla bir zamandan beri seçimleri yakından takip etmiş birisi olarak bu seçimin daha farklı ve renkli bir seçim olacağını düşünüyorum. Eskiden siyaset yapan insanlar partilerini dinleri gibi görür, parti değişikliği yapmak din değişikliği yapmak kadar kötü gibi düşünülürdü. Gelinen noktada bunun yanlış bir düşünce olduğu, siyasetin ülkeye hizmet etmek için yapıldığı, partilerin de demokrasinin gereği araç olduğu, bu araçlardan binmeye muktedir olduğunuz hangisiyse onunla hizmete talip olacağınız bir kurum haline geldi. Doğrusunu arasanız aday tespitleri yapılırken ön seçimle yapılmasını isteyenler haklı olsa da bana göre teşkilatlardan gelen insanların dışında hiç kimse aday olma şansını yakalayamaz. Genel merkezlerin verdiği kararlarda da ilin vekilleri etkili olunca bu sefer de vekillere yakın isimler aday olma şansını yakalıyor. Her iki durumda da halkın istediği aday değil ya teşkilatların belirlediği adaylar ya da milletvekillerinin belirlediği adaylar halkın karşısına çıkarılıyor. Bu şartlarda yapılan seçimlerde de istenilen sonuç alınamıyor. Son yirmi yıldır aday tespitleri ağırlıklı olarak vekillerin kendi aralarındaki pazarlıklar sonucunda genel merkeze yaptıkları baskılarla veya aralarındaki ilçe ilçe paylaşımlarla tespit edildi.
Bu seçimde de durum farklı olmadı. AK parti adaylarında teşkilat temayülleri ve anketler yapılsa da neticede kararı vekiller kendi aralarında yaptıkları pazarlıklar sonucunda verdiler. CHP, teşkilat temayüllerinden çıkanları aday gösterdi. İYİ Parti, böyle bir uygulama yapmadı, adayları il teşkilatı ve genel merkez tespit etti. İlkadım adayı Necattin Demirtaş Başkan’ı direkt olarak Meral Akşener aday yaptı. Büyükşehir adayı Nilay Tüfekçi’yi de Meral Hanım aday yaptı. Diğer adayları ise il teşkilatı tespit etti. Bu seçimin tek farklı tarafı Yeniden Refah Partisi’nin ülke genelinde tek başına seçime girme kararı alıp kendi adaylarıyla seçime girmesi oldu. Bu minvalde adayların bir kısmını genel merkez, bir kısmını da il başkanlığı tespit etti. AK Parti’den aday olamayıp diğer partilerden aday olan Adem Bektaş İYİ Parti saflarına katıldı. Ne getirir ne götürür derseniz; İYİ Parti’nin Atakum’da 25 bin oyu var, Adem Bektaş buna ekleyeceği her oyu AK Parti’den alır. AK Parti’nin Atakum’da 44 bin oyu var, CHP’nin 50 bin oyu var, MHP’nin de 15 bin oyu var. YRP’nin ise 4 bin küsür oyu var.
Yerel seçimlerde insanlar adaylara oy verirler. Milletvekili seçimlerinde alınan bu oylar, belediye başkanlığı seçimlerinde farklı tarafa kayar. Ancak her siyasi partinin ambleminden vazgeçmeyecek seçmeni olduğu da muhakkak. İlkadım ve Atakum’da adayların yapacağı çalışmalar önemli. Tekkeköy’de de Hasan Togar’ın Yeniden Refah’tan veya İYİ Parti’den aday olabileceği söyleniyor. Hasan Togar’ın da orada hemşehri desteği olur, dolayısıyla orada da adayların çalışmaları seçim sonucunu ciddi anlamda etkiler. Büyükşehir adaylarına gelince; AK Parti Adayı Halit Doğan ve CHP Adayı Cevat Öncü sahaya inmiş durumdalar. İYİ Parti Adayı Nilay Tüfekçi henüz yeni başladı sahaya inmeye. Yeniden Refah Adayı; benim kankam ve her zaman arkasında olmaktan vaz geçmediğim Adem Güney de sahaya inmeye başladı gibi. Ancak kankam hayal kırıklığına uğramış durumda. Ona göre Ondokuzmayıs’ta Topaloğlu AK Parti tarafından aday yapılmayacaktı ve orada onunla seçime girecekti. Çarşamba’da da Hüseyin Dündar’la girecekti. İlkadım’da Süleyman Kaldırım veya Erdoğan Tok’la girecekti. Bunlar sayesinde de yüz bin civarında bir oy alıp bir dahaki milletvekili seçimlerinde Yeniden Refah’ın milletvekili olacaktı ama olmadı. Yeniden Refah’ın İlkadım Adayı Kemalettin Tangal olacakmış, Çarşamba İlçe Başkanı Hüseyin Dündar’ın yeğeniymiş, amcasına aday olmadığı için çok kızmış, beni aday yapın diyormuş. Bakalım ne yapacaklar.
Hal böyle olunca da benim kankam çok düşük bir oy alıp harcadığı paralarla kalacak ama olsun onda para bol. Şimdiye kadar siyasette hiç para harcamadı, biraz harcasın çünkü kazndıklarının çoğunu siyasette olduğu dönemlerde kazanmıştı. Hala daha sözümdeyim, arkasındayım. Hiç üzülmesin, şimdi olmazsa başka zaman olur ama iyi çalışsın, çok para harcarsa çok oy alır. Zaten bizim dışımızdaki tüm basın yayın organlarında var, bizde olmasına gerek yok. Ben zaman zaman bu satırlardan kendisine desteklerimi sunacağım. Son olarak bir şey daha söylemek istiyorum. Trabzon camiasını yokladım, benim kankama oy verin dedim, Allah kulu veririz demedi. Demek ki kankam sadece beni üzmemiş, önüne geleni üzmüş. Kendi köylülerinin dahi oy vermeyiz, hiçbir zaman yanımızda durmadı işlerimizi görmedi demeleri beni bir hayli üzdü. Ama canı sağ olsun, bundan sonra onları üzmezse gelecek seçimlerde oylarını alır. Ahmet Okuyucu’nun İlkadım Belediye Başkanı olduğu dönemde kankam il başkanıydı. Okuyucu, Şerif Ün’ü özel kalem müdürü yapınca ülkücüleri belediyeye doldurdu diye dünyayı ayağa kaldırmıştı. Şimdi aynı kankamın Şerif Ün’ü Kavak’tan aday yapıp elini havaya kaldırması ilahi adalet değil de nedir? Sanırım matlup hâsıl oldu, bugünlük de bu kadar. Kalın sağlıcakla.