Rotaryanların toplantısına gidip, İsrail kınanır mı?
Dünkü gazetelerde OMÜ senatosunun, İsrail'i Gazze'ye yaptığı saldırılardan ve ölen masum insanlardan dolayı kınadığını yazmışlar. İyi güzel de Sayın Rektör, bir yandan Rotaryanların toplantısına gidip, diğer yandan da İsrail'i kınamanın mantığını anlayabilmiş değilim.
Rotary kulüplerinin kuruluş amacının ne olduğunu, yaptığı icraatların neler olduğunu, ne yapmaya çalıştıklarını araştıracak olursanız haklı mı, haksız mı olduğumu anlamanız daha kolay olur kanaatindeyim. Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir zaman amaçsız, idealsiz, boşu boşuna faaliyet gösteren kuruluş olmamıştır, olması da söz konusu değildir. Bilmem hangi zamanda, bilmem kim, arkadaşları ile her hafta bir araya gelip, toplanmış. Bakmış ki bu toplantılar çok güzel oluyor, dönüşüm anlamına gelen Rotary kulüplerini kurup, sıklıkla buluşan arkadaş grupları oluşturup, bu kulüplerin dünyaya yayılmasını istemiş. bBu kulüpler daha sonra Lions, Soroptimist, Rotaract, Mason kulüpleri, v.s. çoğalmaya başlamış. Kimilerine göre Sabateist tarikatının bir kolu, kimilerine göre legalleşmiş hali, kimilerine göre ise yeryüzünde yaşayan aynı inanç, aynı ideal, aynı fikirdeki insanların eylem birliğinden oluşan kulüpler topluluğudur.
Kimlerin nasıl düşündükleri, ne yaptıkları bir yana, bana göre bu kulüpleri kapatan merhum Atatürk çok doğru bir iş yapmış. Tekke ve zaviyelerin kapatılmasının ardından, bu kulüplerin açık kalması fevkalade yanlış olurdu. Zira faaliyetlerinin misyonerlik benzeri bir faaliyetten başka bir şey olmadığını düşünüyorum. Aksini düşünen varsa gelsin yanıma, bakalım yaptıkları icraatlara. Eğitime katkıdan bahsediyorlar, kendi mensuplarından ziyade devletten, belediyelerden, ondan bundan alarak yaptıklarına isimlerini yazıp, reklam yapmaktan başka yaptıkları bir iş var mı? Atatürk müzesinin iki yıl önce tadilatını yaptırmışlar. Görkemli bir açılış, nerede ise paranın tamamını Valilik ve Büyükşehir Belediyesi ödedi, havasını onlar attı. Hastanelerde odalar yapıyorlar aynı şekilde parasını ondan bundan alıp, kendi adlarını yazıyorlar. Çıksa bir tarikat ehli dese ki; ben bir okul yaptıracağım ama adını da falanca tarikatın okulu yazdıracağım, yasal olarak bunu yapması mümkün mü? Elbette ki hayır, ama adamlar rahatlıkla çıkıyor bu okul falanca rotaryan kulübü tarafından yapılmıştır diye yazabiliyor. Diyeceksiniz ki adamların yasal hakkı. Tamam merhum Özal bu hakkı onlara verdi ama; bana göre doğru olmadı. O zaman Türkiye Komünist Partisi'ne de kurulma hakkı tanındı ve kuruldu onu da büyütebilmek için elimizden geleni yapalım. Tüm toplantılarına katılalım, onların adına okul, hastane, v.s. yapalım, devlet adamlarımız her faaliyetlerine destek versin. Bu neye benzer biliyor musunuz? Teşbihte hata yoktur ama; tuvalette Kur'an okumaya benziyor. Biraz ilkeli, biraz samimi, biraz da dürüst olmak gerekirse bir yandan perhiz yapıp, diğer yandan lahana turşusu yenmez.
Sayın Rektör, atamasıyla ilgili bu insanların tavrını açık ve net bilmesine rağmen, onların gönlünü almak adına bunu yapıyorsa çok büyük hata yaptığını bilmeli. Atamasından sonra şehirde ilk ziyaret ettiği insanlar da bu tür insanlar. Sayın Başbakan gerek siyasete başladığı günden itibaren, gerekse Başbakanlık koltuğuna oturduğu günden itibaren, her dine mensup insanlarla görüşmüştür. Ancak bu tür gerçek amacını, inancını, yapmak istediklerini kamuoyuna yansıtmayan kulüpleri ziyaret ettiğini ben görmedim. Sayın Akan gördü ise söylesin de bizde bilelim, ona göre hareket edelim. Yanlış biliyorsak biz düzeltelim, yoksa Sayın Akan yanlış yapıyorsa o düzeltsin. Öyle Müslüman mahallesinde salyangoz satmak olmaz. Ya bu adamların faaliyetlerine destek olmayacaksınız, ya da senatoyu toplayıp İsrail'i kınamayacaksınız.
Sözlerimi Ebu Müslim Horosani'nin sözleriyle bitirmek istiyorum; Onlar düşmanlarını memnun edebilmek için onlara yanaştılar. Gerçek dostlarını da kaybettiler, düşmanlarını da memnun edemediler. Hoşçakalınız