Özel günler adı altında sıradanlaştırılan, duygularla dalga geçilen günler var. Ocak ayı özel günleri Euro günü, Kutup ayısı yüzme günü ,Söz verme günü, Z harfi günü, Meyveli tost günü, Pipet günü, Ivır zıvır günü ,Kuş günü ,Fasulye günü vs vs.
Daha belirgin olan herkes tarafından kullanılan, bir şekilde bizim kültürümüze sokulan ve bizim kabul ettiğimiz ,hikayelerini bilmediğimiz ,sonucunda bir pazarlama fırsatı yaratan günlerde mevcuttur. Sevgililer günü, Anneler günü ,Babalar günü.
Bunun yanı sıra, amaçları doğrultusunda tüm insanlığı etkileyen ,toplumsal olayları ,savaşları çıkartarak, halkları birbirine düşman edip, amaçlarına ulaştıktan sonra ,savaşların kötülüğünden dem vurarak, oluşturulan düşmana suçu yükleyip, kendileri zeytin yağı gibi su üzerine çıkarak ortaya attıkları günler vardır.
Mesela ,Barış Günü ,günün amacı nedir ? Dünya üzerinde bu kadar kan akarken, başkalarının çıkarları için toplumlar yok edilirken hangi Barış Günü ? İnsanların aklı ile dalga geçmek değil midir bu?
Barış’tan söz ederler ,kedilerinin olmayan topraklar üzerinde ,kendi çıkarları için operasyon yaparken bir köyü vururlar, bir düğün konvoyunu vururlar ,bir camiyi vururlar yüzlerce masum insanı öldürürler, karşılığında bir özür ile her şeyi hallederler. Çıkan kaos, yıkılan devlet, kaybeden halk ve kazanan bunlarken kaybeden toplumlar tutar barış gününden bahseder.
O insanların bir geleceği, o insanların aileleri, o insanların hayatla ilgili hayalleri onların umurunda değildir. Utanmasalar asıl suçlu o ölen insanlardı diyecekler ,olmamaları gereken bir yerde oldular ,silahlarının önüne çıktılar ,atılan bombanın üzerine gittiler. Onlar için ölenlerin hiç bir değeri yoktur. Ama onlara barış günü saçmalığını sunan yine onları vuranlardır.
Avrupa’nın ortasında silahlı bir kişi , 4 kişiyi vurursa bütün dünya ayağa kalkar, bunu en çok gündeme de yine bizim basın taşır. Ölen 4 kişinin sömürülen topraklarda ölen yüzlerce kişiden çok daha büyük bir önemi vardır .
Bir başka gün ise Kadınlar Günü , düşünce olarak olumlu bir olay, İslam toplumunda, Afrika'da, Asya'da ,dünyanın sömürülün her yerinde, kadınlar ağlarken, kadınlar ölürken, kadınlara yaşam hakkı tanınmazken, bu yerlerde “Kadınlar Günü” diyerek ,o insanlara o günü kutlatırlar.
Ne kadar güzel yazdı sosyal medyada bunu yazan “Kadınlar Günü denen batıl zihniyeti üretenler, İslam coğrafyasında kadınları henüz kokusuna doyamadığı yavruları ile beraber katledenler dir.” Başka söze gerek var mı?
Halisane duygularla ülkemizdeki insanlar bu günü kutluyor . Ülkemizde sorgulanabilir ne kadar kadının böylesi bir günden haberi var ,ne kadar kadın bunun için bir kutlama yapıyor . Ne kadar kadın bu günün anlamına inanıyor. Ne kadar kadında aynı gün çalışıyor diye.
Kadınlar Günü adı altında İstanbul’da bir yürüyüş organize ediliyor ,bu esnada yatsı ezanı okunuyor ve ne acıdır ki o kadınlar ,orada bulunan topluluk, ıslıklarla ,naralarla ezan sesini bastırmaya çalışıyor.
Dünya üzerinde çıkardıkları savaşlar, karışıklıklar ile kadınların ,çocukların ölümüne neden olanların insanlığa ,kadınlar adına vermiş olduğu o günün arka planında, insanların kendi toplumundan uzaklaşmasını veya değerlerini unutmasını nasıl başardığını çok net görebiliyoruz.
Aynı zihniyetteki grup Gezi olaylarında kendi devletinin güvenlik güçlerine saldırmadı mı ? Devletin malına zarar vermediler mi ? Duvarlara “Zulüm 1453’te başladı diye bunlar yazmadı mı ? 15 Temmuz gecesi sela okuyan din görevlisine saldırmadılar mı ? Kendi kutsalını ,tarihini tanımayan bu toplumun, yarın bir olumsuzlukta vatanını satmayacağının garantisini kim verebilir ?
Venezuela'da direkteki kendi ülke bayrağını indirip Amerika bayrağı çekenlerden ne farkı var kendi kutsalına saldıranın ? Ezandan bir sonra ki aşama bayrak değil mi?
Siz dininizin kadınlara verdiği önemi defalarca anlatsanız ,kadınlar ile ilgili hadislerden ,ayetlerden bahsetseniz, bunların hiçbirini değeri yoktur onlar için. Hiç bir şeyin değeri olmadığını bildikleri için ,senin halkına öylesine bir afyon içirirler ki, o halk kendi kutsalını kötüler, onun sunmuş olduğu günü alkışlar.